(Minghui.org) Şehrimizde bir gerçeği açıklama grubu var. Bu gruptaki, yüz yüze gerçeği açıklama konusunda deneyimli olan uygulayıcılar, daha fazla uygulayıcının öne çıkmasına yardımcı olmak amacıyla her gün sırayla bir noktada duruyorlar. Gerçeği açıklamaya katılmak isteyen diğer uygulayıcılar geldiğinde, ikili gruplar hâlinde dışarı çıkıyorlar.
Birçok uygulayıcı başlangıçta sokakta karşılaştıkları insanlara gerçeği açıklıyordu. Sonra dükkânlara, alışveriş merkezlerine, mahallelere ve şimdi de hastanelere gitmeye başladılar. Bu gruba katıldıktan sonra, gerçeği açıklamayı hiç bilmeyen birçok uygulayıcı bu konuda ustalaştı ve insanları kurtarmak için kendi yollarında ilerlemeye başladı.
Beş yıldır bu grubun içinde aktifim. Son iki yıla ait birkaç hikâye paylaşmak istiyorum.
Şehirde çok sayıda uygulayıcı var, ancak çevre bölgelerde ve ilçelerde daha az, bu yüzden kırsal kesimdeki insanların çoğu Falun Dafa ve zulüm hakkında gerçekleri duymamış. 2024 yılında, ilçelerden ve çevre köylerden insanların muayene için şehre geldiklerini düşündük, bu nedenle hastanelere gidip onlarla temas kurarak gerçeği açıklayabileceğimizi planladık. Hastanelere gittiğimizde, çoğu hastanın ve refakatçisinin kırsaldan geldiğini gördük.
Hastanelerde Gerçeği Açıklamak
Bir hastane koridorunda, ellili yaşlarında bir kadının yanında sandalyeye oturmuştum ve doğal olarak sohbete başladık. Son yıllarda yaşanan çeşitli felaketlerden konuştuk. Sohbet sırasında aynı bölgeden olduğumuzu fark ettik, bu da aramızda doğal bir yakınlık oluşturdu. Gerçeği açıklamaya başladım ve daha önce bunları hiç duymadığını söyledi. Bunun üzerine ona detayları anlattım.
Gerçekleri duyduktan sonra şok olmuş bir şekilde, “Bu gerçekten doğru mu?” diye duygulu bir ifadeyle sordu. Çin Komünist Partisi (ÇKP) üyesi olduğunu söyledi. Ona Partiden ayrılması için bir takma ad verdim. Kendisine şu iki cümleyi içtenlikle tekrar etmesini söyledim: “Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi.” Hatırlayacağını söyledi.
Bir gün başka bir uygulayıcı ile başka bir hastaneye gittik. Hastanenin yan kapısının yakınındaki taş merdivenlerde kısa boylu, zayıf ama enerjik yaşlı bir adam oturuyordu. Yanına oturup selam vererek sohbet başlattım. Kontrol için geldiğini söyledi. Son zamanlarda dolu yağdığından bahsettik ve doğal afetler üzerine konuşmaya başladık. İç çekerek, çiftçiler için hayatın zor olduğunu söyledi. Bu yıllarda birçok felaket yaşandığını söyledim. Etrafına bakınarak alçak sesle, “Yöneticiler ahlaklarını yitirdi!” dedi.
Bu konuyu geleneksel kültür, Falun Dafa ve Jiang Zemin’in (Çin Komünist Partisi’nin eski lideri, Falun Gong’a zulmü başlatan kişi) cennetin yasasına karşı işlediği kötü fiillerle ilgili konularla devam ettirdim. Özellikle, Tiananmen Meydanı’ndaki sözde kendini yakma olayının ÇKP tarafından sahnelendiğini ve insanların bu şekilde yanıltıldığını anlattım. Yaşlı adam benden Parti’den ayrılmasına yardım etmemi istedi.
Gerçeği Açıklarken İç Gözlem
Bir gün başka bir uygulayıcıyla birlikte bir hastaneye gittik. Koridorda, birkaç kirli giysi üzerine uzanmış ellili yaşlarında bir kadın gördük. Ayakları çıplaktı ve ayakkabıları sandalyenin altındaydı. Başı tamamen kazınmıştı ve bir eşarpla sarılıydı. Onun kirli olduğunu düşündüm ve bir sonraki hastaya geçmeyi aklımdan geçirdim. Ancak bu düşünceyi hızla reddettim ve içtenlikle, “Bu hayatı kurtarmak zorundayım,” diye karar verdim. Bu yüzden yanına oturup onunla konuşmaya başladım.
Sohbet sırasında, kırsaldan geldiğini ve kanser hastası olduğunu öğrendim. Hastanede birkaç kez kemoterapi görmüş ve kontrole gelmişti. Hastalığı hakkında endişelendiğimi ifade ettim. Gülümsedi ve “Hiçbir önemi yok,” dedi. Ona mahsul hasadını sordum. Bu yıl dolu yağışı olmadığı için hasadın iyi olduğunu söyledi. Güneyde bu yıl yaşanan birçok felaketten ve bunların olası nedenlerinden söz ederek, sohbeti doğal olarak ÇKP’nin doğasına getirdim. Gerçekleri daha önce hiç duymadığını söyledi, ancak Partinin doğasını öğrendikten sonra memnuniyetle ÇKP ve bağlı kuruluşlarından ayrıldı.
Bu kader bağı olan kişiden vazgeçmediğim için çok sevindim. İçime baktığımda, kirden korktuğumu, başkalarını küçümsediğimi ve kendi bencilliğime takıntılı olduğumu fark ettim. Geliştirmem gereken daha pek çok yönüm var.
“Aydınlanmak”tan “Uygulamaya” Geçmek
2024 Çin Yeni Yılı’nın ilk günü, üniversiteye giden kızım aniden çocukluğunu hatırladı. Ağladı ve bana tüm hatalarımı şikâyet etti; onu asla övmediğimi ve her zaman başkalarıyla kıyasladığımı söyledi. Onunla tartışmadım ve buna katlandım. İçime döndüğümde rekabet duygumu, kıskançlığımı, faydacılığımı, baskınlığımı ve inatçılığımı fark ettim.
Aile hayatımdaki davranışlarıma geri dönüp baktım. Kızımın fikirlerini asla ciddiye almadığımı fark ettim, çünkü anne olduğum için bana itaat etmesi gerektiğini düşünüyordum. Aramızda karşılıklı ilgi, anlayış, hoşgörü ya da saygı yoktu.
Kızım 2024 yazında eve geldiğinde okulda neler yaptığı hakkında benimle konuştu. Öğrencilerin genellikle ekipler hâlinde çalışarak PowerPoint sunumları hazırladıklarını ve bu süreçte öğrenme, koordinasyon ve ifade becerilerini geliştirmeleri gerektiğini öğrendim. Bu, lisede yaptığı şeylerden farklıydı. Onu dikkatlice dinledikten sonra övdüm. Çok mutlu oldu ve şimdiye kadar onu en çok bu şekilde övdüğümü söyledi.
Artık çocuğumun kusurlarına odaklanan zihniyetimi değiştirdim ve onu içtenlikle övüp saygı göstermeye başladım. Bu tatil süresince benimle daha fazla iletişim kurmaya istekli hâle geldi. Bu deneyim sayesinde bir ilkede aydınlanmanın yalnızca ilk adım olduğunu fark ettim. Ancak onu uygulamaya koyarak gerçekten karakterini geliştirebilirsin.
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Gerçeği Açıklama