(Minghui.org) Selamlar, Shifu! Selamlar, uygulayıcı arkadaşlar!

Genellikle yalnız yaşarım. Kızım şehir dışında okudu, çalıştı ve evlendi; bu nedenle hayatım oldukça sade ve iş yerim başlıca uygulama ortamım haline geldi.

Bir ilaç şirketinin ürün inceleme departmanında çalışıyorum. Büyük Miami bölgesinde yirmi yılı aşkın süredir, büyük-küçük birkaç şirket arasında iş değiştirdim. Yüzeyde geçimimi sağlamak içindi, fakat geriye dönüp bakınca bunların hepsinin Shifu tarafından düzenlendiğini görüyorum. Çektiğim zorluklarla karmamı azaltabildim, ortadan kaldırmam gereken takıntılarımı giderdim ve daha önemlisi, kurtarmam gereken canlı varlıkları kurtardım.

1. K Şirketi

2005’te iş değiştirdiğim zamandan başlayayım. K Şirketi’nin laboratuvarında çalışmaya başladım. Orada halihazırda bir Çinli iş arkadaşım vardı. Departman müdürüm Filipinli bir bayandı; bana nispeten önemli projeler verdi. Onları sorunsuzca yürüttüm ve birlikte çok iyi çalıştık. Hatta bana kayda değer bir zam yaptı. Her şey yolunda gidiyor derken, birden kocasının başka bir yere tayin istediğini ve onunla birlikte taşınacağını açıkladı. Çok hayal kırıklığına uğradım.

Üst yönetimin tavsiye ettiği Hispanik kökenli bir bayan yeni müdür olarak işe alındı. Bir süre sonra, üst kademelerin onun yetkinliğini onaylamadığını duydum; ancak şirket yöneticilerinden biriyle olan ilişkisi sayesinde görevini korumuştu. Epey yeni insanı işe aldı—hepsi Hispanikti—ve küçük bir grup oluşturdu. Bu yeni iş arkadaşlarımla herhangi bir sorunum olmadı ve onlarla iyi geçindim. Ancak bu müdür hakkında bazı fikirlerim vardı. Bir keresinde, işle ilgili bir mesele yüzünden—aslında onun yanlış anlaması nedeniyle—xinxing’imi koruyamadım ve onunla yüksek sesle tartıştım. Birkaç gün sonra bana yarı şakayla “Özür dilemen gerekir,” dedi. Haklı olduğumu düşündüğüm için reddettim. Şimdi geriye dönüp bakınca bundan dolayı utanç duyuyorum. O zamanlar kibirli ve gururluydum—bir uygulayıcıya hiç benzemiyordum. Ancak daha sonra başkalarını küçümseme zihniyetine sahip olduğumu fark ettim.

Bununla birlikte, ortam nasıl olursa olsun her zaman müdür dahil herkese gerçeği açıklama sorumluluğunu bizzat üstlendim. Hatta müdüre Dafa kitaplarını ödünç verdim; Çinli bir iş arkadaşım da okudu. İkisi de gerçeği iyi bir şekilde kabul etti. Müdür, laboratuvarda çaldığım Dafa müziğini severdi.

Shen Yun’un yeni yeni sahne almaya başladığı zamanlardı; bölgemizde gösterilerin başlamasının ilk mi ikinci mi yılıydı hatırlamıyorum, müdür iki iş arkadaşımı alıp gösteriye götürdü. Ertesi yıl laboratuvardaki herkesin gitmesini teşvik etti ve ben de Çinli iş arkadaşımın üç kişilik ailesi dâhil, herkesin grup bileti almasına yardımcı oldum.

Daha sonra şirketin sahibi tüm işi bir Hintli iş adamına sattı. Kötü yönetim nedeniyle şirket personel çıkarmaya başladı ve 2010’a gelindiğinde K Şirketi kapandı.

2. E Şirketi’nden W Şirketi’ne

2011’de K Şirketi’nin eski sahibi aynı yerde yeniden faaliyete başladı ve E Şirketi’ni kurdu; ben de katıldım. Yeni ürünler geliştiren, küçük kadrolu bir girişim olduğundan geleceği konusunda tereddütlerim vardı. Aynı zamanda, büyük W Şirketi’ne de başvurmuştum ve mülakata davet edildim. Çok daha iyi maaş ve yan haklar içeren iş teklifi aldım; E Şirketi beni tutmaya çalışsa da maaşı karşılayamadılar, bu yüzden ayrıldım. Fakat dilediğim zaman geri dönebileceğimi söylediler.

W Şirketi’nde proje yöneticim Hintliydi ve pek çok iş arkadaşım Çinliydi. Şirkette çok iş vardı ve gayretle çalıştım. Yine de yönetici bana karşı oldukça sertti. Daha sonra, işe kendi arkadaşını almak istediğini ve pozisyon için onun da mülakata girdiğini, ancak işe alım kurulunun farklı departmanlardan yedi-sekiz yöneticiden oluştuğunu ve son sözün onda olmadığını öğrendim. Ben işe alındıktan sonra, beni sürekli didikledi ve aşırı eleştirel davrandı. Bir uygulayıcı olarak doğru bir zihniyetle—gayretli, sorumlu ve dayanıklı—olmam gerektiğini biliyordum. Ama ağır iş yükü nedeniyle sıklıkla mesai dışında da kalmak zorunda kalıyordum ve yönetici her hafta en az bir hafta sonu günü de çalışmamı istiyordu. Fiziksel ve zihinsel olarak tükenmiştim. Bir kez bir uygulayıcı arkadaşıma yakındım; bana, “Sadece zorluğa katlanmak istemiyorsun, öyle mi?” dedi. Sonradan belki de tüm bunların Shifu’nun eziyet çekip karmamı yok etmem için düzenledikleri olduğunu düşündüm.

Öte yandan, W Şirketi’nde çok sayıda Çinli iş arkadaşım olduğundan, gerçeği açıklama sorumluluğum olduğunu biliyordum. Katıldıktan sonra, özellikle ailemden ya da Çin’e yaptığım ziyaretlerden bahsederken olmak üzere uygun olan her fırsatta iş arkadaşlarımla konuştum. Falun Gong’u uyguladığım için Çin’e dönemeyişimi ve gerçeği anlattım. Başka bir proje yöneticisi “Falun Gong” sözünü duyunca “Falun Gong’dan nefret ediyorum,” dedi. Ona kitaplardan herhangi birini okuyup okumadığını sordum—okumamıştı. Çin Komünist Partisi (ÇKP) propagandası tarafından yanıltıldığını anladım. Fiziksel ve zihinsel olarak nasıl fayda gördüğüme dair kendi deneyimlerimi paylaştım ve daha fazla tartışmadı. Şirketten ayrıldıktan sonra, ne zaman adım geçse “O iyi bir insan!” dediğini duydum. Başka bir erkek iş arkadaşım ÇKP’den derinden etkilenmişti ve yalanlarını tekrarlıyordu. İki saat tartıştık. Sonunda Zhuan Falun’u okumayı kabul etti. Ona ödünç verdim ve okuduktan sonra artık bir şey söylemedi. Bir kadın iş arkadaşım daha açıktı—gerçeği kolayca kabul etti ve Zhuan Falun’u okumak istedi. Okuduktan sonra harika olduğunu söyledi.

Yaklaşık bir buçuk yıl sonra, W Şirketi’nin başka büyük bir şirketle birleşeceği haberi geldi. İnsanlar olası işten çıkarmaları konuşuyorlardı. Pek düşünmedim ve işimi yaptım. Nitekim üç-dört ay sonra geniş çaplı işten çıkarmalar başladı. Grubumda iki kişi çıkarıldı ve onlardan biri bendim. Birçok işten çıkarılan çalışan çok duygusallaştı; bazıları “Neden ben?” diyerek ağladılar. Ben sakindim, beklediğim bir şeydi. Bazı Çinli iş arkadaşlarım bunun adil olmadığını düşündü ve neden itiraz etmediğimi sordular. Sadece gülümsedim ve “Belki ona borçluydum,” dedim.

Yine iş arama süreciyle karşı karşıya kaldım. E Şirketi’ni düşündüm ama beni tutma çabalarına rağmen ayrılmış olmam yüzünden mahcup hissediyordum. Ancak başka fırsat yoktu; onlarla iletişime geçtim ve beni seve seve geri kabul ettiler.

3. E Şirketi’ne Dönüş

2013’te E Şirketi’ne döndüm. Bir süpervizör takılarak “Gitmek istedin ama şimdi geri geldin!” dedi. Ben de “Bir daha ayrılmayacağım; burada kalıp çalışacağım,” dedim. O da yarı şakayla “İyi, göreceğiz,” diye karşılık verdi.

İzleyen yıllarda şirket yavaş yavaş büyüdü. W Şirketi’nde öğrendiğim beceriler—özellikle cihaz kullanımı ve yöntem geliştirme—işe yaradı. İkinci el cihazlar aldılar ve ben yeni çalışanları eğitebildim. Terfi fırsatları buldum, ama reddettim ve bunun yerine genç çalışma arkadaşlarımı önerdim. Bir süre sonra bir süpervizör başka bir iş arkadaşıma “Linda’nın terfi için çok şansı oldu ama kabul etmedi. İnsan ilişkileriyle uğraşmak istemiyor,” demiş. Beni iyi tanıyordu. Ben sadece Dafa projelerine daha fazla zaman ayırabilmek için istikrarlı bir iş istiyordum.

Şirketin en parlak döneminde Ar-Ge ekibine birkaç Çinli doktora derecesi olan kişi (PhD) katıldı. Bu fırsatı hepsine gerçeği açıklamak ve ÇKP ile bağlı kuruluşlarından ayrılmalarına yardımcı olmak için kullandım. Bazen aile üyelerinin de ayrılmalarına yardımcı oldum.

COVID-19 salgını Wuhan’da başladığında, ilaç şirketimiz açık kaldı. Bir üretim çalışanı ve bir departman süpervizörü semptom gösterdi ve herkes gergindi. Konuşma zamanının geldiğini hissettim. Gerçeği açıklayan kısa bir mektup yazdım; ÇKP’nin örtbasını ifşa eden bir Epoch Times videosu, “END CCP” (ÇKP’yi Sonlandırın) dilekçesi ve “Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi” sözlerini söylemenin gücüyle ilgili makalelerin bağlantılarını ekledim. Bunu enfekte olan iki kişiye ve ayrıca başkan yardımcısı (VP) ile İK direktörüne gönderdim. İK direktörü teşekkür etti; VP ise sadece bilgi için teşekkür etmekle kalmadı, Epoch Times’ı sevdiğini de söyledi. Meğer düzenli bir okuyucusuymuş—şaşırdım.

Laboratuvarda bana yakın iki iş arkadaşım enfekte oldu. Evde izolasyondayken onlarla iletişimde kaldım ve bu iki cümleyi tekrar etmelerini söyledim. İkisi de iyileşti.

Pandemiden sonra şirketin performansı düştü. 401(k) katkılarını askıya aldılar ve prim vermeyi bıraktılar. Genelde şirket dedikodularına dikkat etmem ama üstten alta pek çok kişinin ayrıldığını fark ettim; Çinli iş arrkadaşlarım da bunlara dahildi. Şirketin sahibi beklenmedik şekilde vefat etti; akrabaları devraldı ve büyük yönetim değişikliklerine gidildi.

İşe girerken kalacağımı söylemiştim, bu yüzden ayrılmayı hiç düşünmemiştim. Fakat kısa süre sonra laboratuvarda sadece üç-dört kişinin kaldığını gördüm. Acaba inat mı ediyorum diye düşündüm. İnternette gelişigüzel baktım ve A Şirketi’nin benzer bir pozisyon için işe alım yaptığını gördüm. Başvurdum, hızlıca mülakata çağrıldım ve iş teklifi aldım. Yönetim beni kalmaya ikna etmeye çalışsa da Shifu’nun benim için yeni bir yol düzenlediğini hissettim.

A Şirketi (Şu Anki Şirketim)

2022’de A Şirketi’ne katıldım. Ortama ve cihazlara aşina olduktan sonra, süpervizörüm benden, yüksek performanslı sıvı kromatografisi (HPLC) yöntemiyle—605 numaralı yöntem—test edilen bir ürünün işleyişine hızlıca dahil olmamı istedi.

Testler sırasında meslektaşlarımla birlikte çalışırken, bu yöntemin sık sık beklenmedik sorunlar ürettiğini ve kimsenin nedenini bilmediğini öğrendim. Sonuç olarak, sürecin her adımı son derece katı gerekliliklere bağlanmıştı. Ana kromatografik kolondan önce bir koruyucu kolon vardı ve bu kolonda bir de filtre bulunuyordu. Çözeltiler HPLC kalitesinde ultra saf suyla hazırlanmak zorundaydı. Tüm bu önlemlere rağmen sorunlar sık sık ortaya çıkıyordu. Ne zaman bir sorun olsa, kolonları veya koruyucu kolonları tekrar tekrar değiştiriyorlardı. Bir kromatografik kolonun maliyeti 2.000 doların üzerindeydi; bir koruyucu kolon birkaç yüz dolardı; HPLC kalitesinde ultra saf suyun bir şişesi neredeyse 100 dolardı ve her testte birkaç şişe kullanılıyordu. Başka bir deyişle, bu test son derece pahalıydı.

Prosedüre alıştıktan sonra testleri bağımsız olarak yürütmeye başladım. İlk birkaç test nispeten sorunsuz geçti. Ama kısa sürede anormallikler belirmeye başladı. Süpervizörüm ve çalışma arkadaşlarımla çözümleri tartışmak zorunda kaldım. 605 numaralı yöntemin nasıl bir işkence olduğunu hızlıca anladım. Şirkette pek çok kişi bundan haberdardı. Birisi “605” dese, insanlar iç çekip başını sallıyordu—sanki lanetlenmiş gibiydi. Hatta “Herkes 605’ten istifa eder” diye bir söz vardı. Yani bu testi yapmak zorunda kalan herkes sonunda işi bırakıyordu. Bu nedenle grubumdaki herkesin nispeten yeni olması şaşırtıcı değildi—öncekilerin hepsi bu deney yüzünden kaçmıştı. O zaman, gerçekten önceki şirketimden ayrıldığıma pişman oldum. Kendimi adeta bir ateş çukuruna atmışım gibi hissettim.

Süpervizörüm sorunu araştırıp bir çözüm bulmamı umuyordu. Bir yol bulmayı kabul ettim. Yöntemi koruyucu kolonsuz çalıştırmayı deneyelim dedim. Bunun yöntem dokümanında zorunlu olduğu için izin verilmediğini söyledi. Derken bir seferinde bir iş arkadaşım anormal sonuçlar aldı ve soruşturma başlatıldı. Doğrulama testini yürütmek bana verildi ve aynı gün tamamlanması gerekiyordu. Ancak iki cihazda yaptığım testte de kromatografik pikler anormallik gösterdi. Neredeyse çökme noktasına gelmiştim. Süpervizörüme “Bu resmen işkence!” dedim. O da kendini tutamayarak “İşkence mi?! Ben de uzun zamandır istifa etmek istiyorum!” diye bağırdı.

Başka çare kalmayınca koruyucu kolonu çıkarıp tekrar denemeye karar verdim. Şaşkınlık içinde gördüm ki kromatografik pikler mükemmeldi. Hemen, 605 numaralı yöntemde bundan sonra koruyucu kolon kullanmama kararı aldım—ve nihai sonuçlar da mükemmel oldu.

Kim derdi ki: sözde “koruyucu” kolon sadece koruma sağlamamakla kalmamış, bunca sıkıntının da nedeniymiş. Muhtemelen yöntem geliştirme aşamasında birinin erken hükmünün sonucuydu.

Sonrasında kromatografik kolon için temizlik prosedürünü de revize ederek ömrünü önemli ölçüde uzattım. Ayrıca, çözeltileri pahalı HPLC kalitesinde ultra saf su yerine sadece filtrelenmiş deiyonize su ile hazırlamayı denedim. Şu an itibarıyla, iyileştirilmiş yöntemle maliyetler belirgin ölçüde düştü ve deneyin uygulanması çok kolaylaştı. Artık kimse 605 yüzünden işten ayrılmayacak—lanet bozuldu.

Süpervizörüm bana “Bu sorunu çözdüğün için sana gerçekten, gerçekten minnettarım. Eskiden ne kadar zor olduğunu bilmiyorsun—durumu bilen hiç kimse grubuma katılmak istemiyordu,” dedi. Bir iş arkadaşım da “Şirkete çok para kazandırdın. Büyük bir prim vermeleri gerekir,” dedi. Ben sadece gülümsedim. Bir uygulayıcı olarak iyilik yapar, karşılık beklemeyiz.

Gelelim iş ortamına: Çalışanların ezici çoğunluğu İspanyolca konuşuyor. Kesin oranı bilmiyorum ama en az %95 diye tahmin ediyorum. Küçük ekibimiz başka küçük bir grupla birleşti—toplamda yaklaşık 10 kişi oldu—ve Hispanik olmayan tek kişi benim. Toplantılar dışında ya da bana doğrudan hitap edilmedikçe duyduğum her şey İspanyolca. Önceki işyerlerimde, insanların anadili ne olursa olsun ortak alanlarda herkes İngilizce konuşurdu.

Burada öyle değil. Örneğin, müdür ve bir başka meslektaşım benim yanımda konuşurken bile İspanyolca konuşuyor. Başta uyum sağlamak zordu ama şimdi alıştım.

Departmanımızın çoğu kadın olduğu için mesai sırasında ve sonrasında sürekli bir sohbet var. Bir keresinde, ofisi paylaştığım erkek iş arkadaşıma “Ne konuştuklarını anlamıyorum,” dedim. O da “Anlamana gerek yok—sadece dedikodu yapıyorlar,” diye cevap verdi. Bunun doğru olduğunu hissettim—belki de Shifu bana bir imada bulunuyordu. Yine ne konuştuklarını anlamadığımı söylediğimde, “Linda, gerçekten anlamana gerek yok—sadece dedikodu,” dedi. Yine Shifu’nun bana bir imada bulunduğunu hissettim: Bu merakı bırakmalıydım. Belki de Shifu, sakin ve saf bir zihniyeti korumama yardımcı olmak için bu ortamı düzenlemişti.

Böyle bir ortamda dahi Falun Dafa’nın güzelliğini, ÇKP’nin zulmünü ve Shen Yun gösterilerini paylaşmak için fırsatlar buldum. İki iş arkadaşım Falun Gong kitabını bitirdi ve Zhuan Falun’a devam etmek istiyorlar. Bazıları bitirmedi ancak benimle etkileşimleri sayesinde Falun Gong’un insanlara iyi olmayı öğreten bir uygulama olduğunu artık anlıyorlar. Her Shen Yun sezonunda broşür getirip herkesle paylaşıyorum. Birçok kişi ilgileniyor ve bazıları çoktan gösteriyi izlemeye gitti.

Son Değerlendirme

Yukarıda, yıllar boyunca farklı şirketlerde çalışırken yaşadıklarımın bir özetini paylaştım. Benim kavrayışım şu: Her yeni ortama girdiğimizde, sanki büyük bir oyunun perdesi açılıyor. Canlı varlıklarla birlikte sahnede yürür, önceden belirlenmiş ilişkiler kurarız. Shifu’nun bizim için düzenlediği rolü iyi oynamalıyız. Sık sık geriye dönüp iyi oynayıp oynamadığımızı görmemiz ve daima şunu hatırlamamız önemlidir: Biz uygulayıcıyız. İnsan dünyasında kaybolamayız.

Yirmi yılı aşkın test ve zorlukların ardından birçok insani takıntımı törpüledim. Bir zamanlar sahip olduğum kibir ve gururum gitti. Artık yakınmıyorum. Çoğu zaman alçakgönüllü ve minnettar bir kalp taşıyor, çevremdeki herkesle olan karmik bağın kıymetini biliyorum. Shifu’nun söylediği gibi, tüm canlı varlıklar Fa için gelmiştir. Gelecekleri için referans, bizim davranışlarımızdır.

Elbette hala özellikle şu anki şirketimde—birçok insani takıntı sergiliyorum. Shifu, bu takıntıları görmem için çeşitli durumlar düzenliyor. Neyse ki artık onları hızla fark edebiliyor, yakalayıp ortadan kaldırmak için çabalıyorum.

Samimi ve sağlam bir uygulayıcı olmak için gayret göstereceğim.

Teşekkürler, Shifu! Teşekkürler, uygulayıcı arkadaşlar!

(2025 Florida Fa Konferansı’nda sunulan seçilmiş makale)

Orijinal Çince makale