Fa-düzeltmesi ilerledikçe ve devam eden Hong Kong protestolarıyla birlikte, Anti Çin Komünist Partisi (ÇKP) nefreti daha şiddetli hale geldi ve bize her gün insanların büyük ölçekli etkinliklerine katılmak için daha fazla fırsat verdi. Bu etkinliklerde konuşan bazı uygulayıcıların, Falun Dafa uygulayıcılarının temel amacı olarak inanç ve özgürlüğe odaklanacağını öğrendim.

Benim kişisel anlayışım şu ki, inanç ve özgürlük her gün insanların peşinden gittiği şeydir. Uygulayıcılar olarak, Falun Dafa'nın zulmünün daha derin sebeplere sahip olduğu konusunda net olmalıyız. İnanç ve özgürlük hakkında konuşmak sadece insanların peşinde gittikleri bir şeydir.

Komünist Çin hiçbir zaman gerçek özgürlüğe veya inanca izin vermedi. Yine de, Parti zulmüne başlamadan önce, Falun Dafa 1999'da Çin’de yayılıyordu. Gördüğüm kadarıyla, çatışma iyilik ve kötülük arasındadır ve inanç özgürlüğü ile ilgili değildir. Eski güçler dünyayı yok etmeye ve insanların kurtarılmasını engellemeye niyetlidir.

Eğer uygulayıcılar kendi adlarına konuşuyor ve Dafa'yı temsil etmiyorlarsa, inanç ve özgürlük konusuna odaklanmaları sorun değildir. Gerçeği açıklarken ÇKP'nin inanç ihlali ve insan haklarına zulmedilmesi hakkında konuşmak da önemli değildir.

Bununla birlikte, Dafa adına konuşurken, esasen yapılması gereken, Falun Dafa'nın zulmünün durdurulması, tutuklanan tüm uygulayıcıların serbest bırakılmasını talep etme ve Jiang Zemin'i adalete teslim etme talebinde bulunmalıyız.