Kalçasında tedavisi olmayan kanser hastalığına yakalanan, on yedi yaşındaki bir kız başka artık ona hiçbir şey yardımcı olmadığında hipnoterapiye başvurdu. Aslında onun hayatı, önceki yaşamında eski Roma İmparatorluğu sırasındaki soylu bir aileye kadar uzanıyordu.

İmparator Nero hükümdarlığı altında, Hıristiyanlara acımasızca zulmedilirken, buna aslanlarla ölümüne savaşmak için bir arenaya atılmakta dâhildi. Kız arenada on binlerce insanla birlikte eğlenmek adına mücadeleyi izleyenlerden biriydi. Genç bir Hıristiyan kız, aslanlar tarafından parçalandığında gülmekten kendini alıkoyamadı. Bir başkasının ölümünden zevk almasından dolayı karma biriktirdi ve bu karma onu reenkarnasyonları boyunca takip etti ve bu yaşamındaki çektiği acıya, kansere sebep oldu.

Bu hikâye Edgar Cayce’in Karma Hikâyesinden belgelenmiştir. Amerikan Tabipler Birliği Dergisi tarafından “bütünsel tıbbın babası” olarak kabul edilen Cayce, 1.000'den fazla insanın önceki yaşam döngülerindeki yanlışlıkları ve bu yaşamdaki acıları arasındaki ilişkiyi incelemişti.

Antik Roma: Dinsel Zulümler ve Salgınlar

Kızın hikâyesi, Cayce'nin hipnoterapisinde ki Nero ile ilgili olan birkaç vakadan biridir. Yaptığı dini zulümlerle bilinen Nero, M.S. 64'te Roma'da Büyük Yangını başlattı ve Hıristiyanları kundakçılıktan sorumlu tuttu. Hıristiyanlara zulmetmeye devam etti, onları yukarıda belirtildiği gibi arenadaki hayvanlara yem olarak attı.

Tarihçi Tacitus Annals'ta şöyle diyor: "Ölümlerinde sporun nesneleri haline getirildiler: vahşi hayvanların derileriyle kaplıydılar ve köpekler tarafından öldürüldüler, ya da haçlara çivilendiler, ya da ateşe verildiler ve gün battığında, akşam ışıkları olarak hizmet etmek için yakıldılar."

Hristiyanların öldürülmesi emrini veren Nero'ydu. Önceki hayatındaki 17 yaşındaki kız gibi pek çok sıradan vatandaş, Hıristiyanlara bizzat doğrudan zulmetmemiş olabilir, ama onların eylemsizliği, onların suça talihsiz bir şekilde katılmasına yol açtı, çünkü suçu durdurmak için bir adım bile öne çıkmadılar ve buna göz yummaları zulmün devam etmesini sağladı.

Nero'nun yanı sıra başka imparatorlar da eski Roma'daki Hıristiyanlara zulüm uygulamıştı. Genel halk yine zulmü durdurmak için ayağa kalkmadı ve eylemsizliklerini birçok yaşamda devam eden birkaç büyük salgın hastalık takip etti. İnsanlar daha sonra uyandılar ve Hıristiyanlara karşı zulmün yanı sıra toplumun genel ahlaki çöküşü üzerinde de düşünmeye başladılar.

680'de Roma vatandaşları (MS 256 - 288, Diocletian tarafından zulüm sırasında öldürülen) Aziz Sebastian'ın kemiklerini taşıdı ve sokaklardan kemiklerle geçtiler. İnsanlar yaptıkları hatalar için tövbe ederken, salgınlar mucizevi bir şekilde Roma'da kayboldu.

Modern Çin: Falun Gong’a Karşı Uygulanan Zulüm ve Salgın

Modern Çin'de, Falun Gong'a karşı zulüm yirmi bir yıldır devam ediyor.

Falun Dafa olarak da bilinen Falun Gong, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine dayanan bir zihin-beden gelişim uygulamasıdır. 1992'de halka tanıtılmasından sonra, derin ilkeleri ve sağlığı geliştiren faydaları nedeniyle birçok insanın hızla ilgisini çekti.

Sınıf mücadelesi, şiddet ve yalan ideolojisine dayanan Çin Komünist Partisi (ÇKP),  uygulamanın popülaritesi yükseldikçe Falun Gong'u bir tehdit olarak gördü. O zaman ÇKP'nin üst lideri olan Jiang Zemin, Temmuz 1999'da uygulamaya karşı ülke çapında bir bastırma-zulüm kampanyası başlattı. O zamandan beri birçok Falun Gong uygulayıcısı gözaltına alındı, hapsedildi ve inançları yüzünden işkence gördü. Bazıları psikiyatrik istismar ve zorla organlarının toplanmasından da mustaripti.

Minghui.org da belgelendiği üzere, Nero dönemindeki zulüm gibi, Falun Gong'un bastırılması da zulüm, terör ve büyük propaganda ile gerçekleştirilmiştir. Falun Gong'a yönelik 21 yıllık propaganda kampanyasının bir sonucu olarak, birçok Çinli insanın ÇKP'nin yalanlarına inanmak üzere beyni yıkandı ve Falun Gong uygulayıcılarına ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine karşı geldiler.

Antik Roma, Hıristiyanlara karşı uyguladığı zulmün ardından bir salgına yakalandıklarında, modern Çin, Falun Gong'a karşı uyguladığı zulüm nedeniyle corona virüs salgınına yakalandı.

Hastalık ilk olarak Falun Gong’a zulüm etme rolüyle ünlü bir yer olan Wuhan’da patlak verdi. Jiang, Falun Gong'u ilk kez 1999'da bastırmaya karar verdiğinde, Politbüro'nun diğer üyeleri de dahil olmak üzere üst düzey komünist liderlerin direnişiyle karşılaştı. Wuhan Televizyon İstasyonu müdürü Zhao Zhizhen, Jiang'ın emriyle hareket etti. Zhao, Falun Gong'un kurucusu Bay Li Hongzhi’nin memleketi Jilin Eyaletindeki Changchun'a bir ekip göndererek Falun Gong'u ve kurucusunu karalayan 6 saatlik bir film gösterildi.

Bu video, en iyi komünist liderler arasında ve daha sonra Çin'in tümünde, devlete ait Çin Merkez Televizyonu da dâhil olmak üzere haber medyasında oynatıldı. Falun Gong ve uygulayıcılarını kötü halde göstermek için önümüzdeki 21 yıl içinde sayısız video-propogandası üretildi.

Pek çok insan kişisel çıkarlarından dolayı Falun Gong'a karşı uygulanan zulmü görmezden geldiğinden, hatta yardım ettiğinden, farkında olmadan ÇKP'nin insanlığa ve inanç özgürlüğüne karşı işlediği suçun aksesuarları haline geldi.

Antik Roma'daki insanlar işledikleri hatalardan ötürü tövbe ettikleri ve Hıristiyanlara karşı zulmü durdurduklarında vebalar mucizevi bir şekilde ortadan kayboldu. Corona virüs salgını hala Çin'i tehlikeye attığı için, antik Roma'dan bir ipucu alıp ÇKP'nin Falun Gong'a uyguladığı zulme karşı tavrımızı yansıtmak isteyebiliriz. Kendimizi ÇKP'den uzaklaştırmanın ve pandemiden uzak durmak için Falun Gong zulmüne hayır demenin zamanı geldi.

Çince versiyonu