(Minghui.org) (1. Bölümden Devam Ediyor)
Falun Dafa olarak da bilinen Falun Gong, Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü evrensel ilkelerin rehberliğinde, Buda Okulundan gelen, beş adet yavaş ve nazik takım egzersiziyle tamamlanan yüksek seviyelerde bir zihin-beden geliştirme uygulamasıdır. Halka ilk kez 1992 yılında Çin'in Jilin Eyaleti, Changchun Şehrinde, Shifu Li Hongzhi tarafından öğretildi. Birkaç yıl içerisinde, Falun Gong'u uygulayan insan sayısı 100 milyonun üzerine çıktı. Öğrencileri Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü ilkelerine göre yaşamaya çaba sarf ederler. Sağlık durumlarında gelişimler gösterip, zihinlerinin yükseldiğini görerek, Falun Gong’un sosyal ahlak üzerindeki olumlu etkisini kanıtladılar.
Falun Gong'un popülaritesi ve komünizmin sınıf mücadelesi ideolojisine keskin bir zıtlık oluşturan geleneksel değerleri yeniden canlandırması nedeniyle, Çin Komünist Partisi'nin (ÇKP) eski lideri Jiang Zemin, 1999 yılının Temmuz ayında ülke çapında Falun Gong zulmünü başlattı. Jiang, üç ay içerisinde Falun Gong'u ortadan kaldıracağına yemin etti ve üç zulüm politikasının talimatını verdi: “Onların itibarlarını mahvedin, finansal desteklerini kesin ve onları fiziksel olarak yok edin.”
O zamandan beri sayısız masum Falun Gong uygulayıcıları, erkeği, kadını, genci ve yaşlısı, yasadışı gözaltı, hapis, işkence, zehirli ilaç enjeksiyonu, zorla besleme ve hatta organ toplanmasına maruz kaldılar. Bugüne kadar, zulüm sonucu en az 4.641 uygulayıcının öldüğü doğrulandı. Çin'deki katı bilgi sansürü nedeniyle gerçek sayının çok daha yüksek olduğu düşünülüyor. Masum insanlara yönelik bu acımasız inanç zulmü, bazı yerlerde daha üstü örtülü bir şekilde yürütülse de halen devam etmektedir.
Karmik Cezalandırma
Hem Batı hem de Çin geleneksel kültürlerinde, karmik cezalandırma ilkesi geniş çapta kabul görmektedir. Antik Çin'de insanlar, tanrılara ve Budalara saygısızlık göstermenin ve onları gücendirmenin ya da ruhsal gelişimle uğraşan insanlara zarar vermenin büyük günahlara yol açacağı inancına sahiplerdi. Bu suçu işleyenler sadece cezalarını çekmekle kalmayacak, aynı zamanda onların aile üyeleri de, eğer günahları kendilerinin taşıyamayacağı kadar büyükse, sonuçlarıyla yüzleşeceklerdi. Bu tür cezalandırmalar zaman zaman Falun Gong zulmü sırasında da meydana geldi. Örnek olarak aşağıdaki olayları ele alabiliriz:
Devlete ait Çin Merkez Televizyonunda (CCTV) bir sunucu olan Chen Meng, ÇKP'nin Çin halkının Falun Gong'a karşı beynini yıkamasına yardımcı olmak için yalanlar ve iftiralar üreterek, özellikle kötü şöhretli “Tiananmen Meydanında Kendini Yakma Eylemi” aldatmacası gibi Falun Gong zulmünde aktif olarak yer aldı. Chen Meng 2008'de 47 yaşında sefil bir şekilde lenf kanserinden öldü.
Li Shuliang, Gansu Eyaletindeki 404 No’lu Nükleer Fabrikanın polis departmanındaki trafik polisi ekibinin siyasi başkanıydı. Falun Gong uygulayıcılarının tutuklanması ve işkence edilmesinde aktif olarak yer aldı. Bir keresinde 70'lerinde bir kadın uygulayıcıya tokat atıp, tekmeledi ve bayılana kadar deri kemerle onu kırbaçladı. Birkaç yıl sonra, Li Shuliang'a mide kanseri teşhisi kondu ve ölüm anına kadar dayanılamayacak derecede acı çekti. 50'li yaşlarındaydı.
Lu Hongru, 70'li yaşlarında, Zhengzhou Üniversitesi Felsefe Profesörü ve Henan Eyaletindeki Zhengzhou Felsefe Derneği'nin başkan yardımcısıydı. Falun Gong'a karşı yürütülen zulme insiyatif alarak katıldı ve statüsünü Henan Eyaleti TV istasyonunda Falun Dafa'ya saldırmak ve iftira atmak için kullandı. 2003 yılının Ağustos ayının başlarında bir gün, Lu, karısı, kızları, damadı ve genç torunları da dahil olmak üzere tüm ailesi, Lu'nun memleketine gidiyordu. Yolda arabaları bir kamyonun arkasına çarptı. Dört yetişkin de anında öldü, genç ise ağır yaralandı.
Tıpkı Çin'in Qing Hanedanlığı'nın tesirli bir bilgini olan Ji Xiaolan'ın bir keresinde söylediği gibi: "Bir kişinin günahları karşı konulmaz derecede canavarca ve kendi hayatıyla geri ödenemeyecek bir türdense, ailesine zarar verecektir.’’
Son Qing hanedanlığının tanınmış bir devlet adamı, askeri generali ve Konfüçyüsçü bilgini olan Zeng Guofan da şunları söylemişti: “İyi insanlar erdemlere değer verir ve cennetin bahşettiği kutsanmaların tadını çıkarır. Kötü insanlar felaket tohumları eker ve sonraki nesillere talihsizlik getirir.”
Felaket Tanrıları Neden Felaket Yayarlar
Batıya Yolculuk'un 87. Bölümündeki 1. Kısım'da bahsedilen hikayeden, bir kişinin kötü şeyler yapması durumunda hastalanacağını görebiliriz. Bir resmi yetkili Cenneti gücendirdiğinde, suçu kasıtsız olsa bile, bunun sonucunda sadece kendisi değil, temsil ettiği insanlar da felaketlere uğrayacaklardır.
Şu anda, dünya çapında 200 milyondan fazla insanın enfekte olduğu ve milyonlarca insanın hayatını kaybettiği ölümcül ÇKP virüs salgınından insanlık kötü bir şekilde etkileniyor. Bu birçok kişi tarafından yıkıcı bir halk sağlığı krizi olarak görülebilir, ancak başka bir seviyeden bakıldığında, aynı zamanda dünya insanlarına yerinde bir uyarı değil mi?
Tang Hanedanlığı'nın son dönemlerinden büyük bir Taoist bilge olan Chen Tuan, Xin Xiang Pian'da şunları söyledi: “İnsanların hastalıklardan ölmesi kötü şans yüzünden midir? Kendi günahları yüzündendir, ama yine de onlar Cennete ve Dünyaya lanet ederler.”
Bir Çin tıbbı klasiği olan Mingyi Xubing Lun (Ünlü Doktorlar Hastalığı Açıklar)’da şöyle söylenir: "İnsanların kader yollarını tamamlayamadan bir çok durumda genç ölmeleri gerçeği, kendilerini sevmemeleri veya kendilerine değer vermemelerinden kaynaklanır. Bunun yerine, niyetlerini öfke ve rekabetle tüketirler, şöhret için çabalarlar ve kâr peşinde koşarlar, toksik maddeler biriktirirler ve ruhlarıyla savaşırlar. İçeride kemiklerine ve iskeletlerine zarar verirler; dışlarıda etlerini ve kaslarını yok ederler.”
Eski zamanlardan beri gani miktarda kanıt, insanları kısa yaşamın, hastalığın, felaketin ve ölümün temel nedeninin, insanların bencilce şöhret ve kazanç arzularında, Cennete, Dünyaya ve Tanrılara saygısızlıklarında yattığı konusunda uyarır.
Minghui.org'da yayınlanan bir raporda öyle bir hikaye var ki, bir ÇKP köy komitesi üyesi, Falun Gong hakkındaki gerçeği açıklayan materyalleri yaktıktan sonra, iki eli de istemsizce titremeye başlamış ve bir kase ya da kupa dahi tutamamış.
Bir Falun Gong uygulayıcısı ona, “İnsanların gerçeği öğrenmesini engellemek için kötü bir şey yaptın. Bu büyük bir günah ve cennetten bir uyarı alıyorsun. Bir daha böyle şeyler yaparsan başına daha büyük felaketler gelebilir.” Yaptığının yanlış olduğunu anlayınca, bir daha yapmaya cesaret edemedi ve elleri yavaş yavaş normale döndü ve titremeyi bıraktı.
Veba tanrısı, “Veba Tanrıları ile Karşılaşmam” makalesinde, makaleyi yazan Falun Gong uygulayıcısına şunları söylemişti: “Dafa uygulayıcıları, 20 yıldan fazla bir süredir insanlara gerçeği açıklıyor. Birçok insan seni dinlemeyi reddetti. Pek çok haneye hakikati açıklayan pek çok materyal teslim ettin, ancak kaç kişi bunlara gerçekten değer veriyor? Uzun zaman oldu. İnsanlar iyiyi kötüden ayıramıyor ve ahlaki standartlar düşüyor. İnsanlar Kötü Partiyi takip ettiler ve çok fazla karma biriktirdiler. Pandeminin gerçek nedeni bu.”
Felaketlerin Gözleri Vardır
Eski bir atasözü vardır: “Bir gün iyilik yaparsan, bereket gelmemiş olsa bile, musibet uzaklardadır; Bir gün kötülük yaparsan, musibet gelmediği halde, bereket uzaklardadır.”
Pandemi sırasında, bir aşamada, Hubei Kadınlar Hapishanesindeki birkaç kişinin virüs testi pozitif çıktı, bu yüzden tüm hapishanedeki insanlar karantina için otellere transfer edildi ve her Falun Gong uygulayıcısı iki mahkum tarafından korundu.
Bir vakada, atanan iki mahkûm, uygulayıcıya zulmetti ve kısa süre sonra ikisinin de virüs testi pozitif çıktı. Hapishane, iki mahkûmu, uygulayıcıya bu sefer de kötü davranan başka bir çift mahkûmla değiştirdi. Çok geçmeden onlar da virüsü kaptı. Ancak, uygulayıcı sağlam ve güvende kaldı. Kendilerinden önceki dört mahkûma ne olduğunu gördüklerinden sonra, uygulayıcıyı izlemekle görevlendirilen üçüncü mahkûm çifti, uygulayıcıya daha fazla kötü davranmaya cesaret edemedi ve sonuç olarak, her ikisinin de testi süreç boyunca negatif çıktı.
Çin'de eskiler sık sık şöyle derdi: “Talihsizlikler ve kutsanmalar bizlere sebepsiz yere gelmezler, onları kendi başımıza getiririz. İyi veya kötü eylemlerin sonuçları, bir gölge gibi, daima faile eşlik eder.”
Minghui.org'da insanların kalplerinden “Falun Dafa iyi, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi” diyerek pandemi enfeksiyonundan nasıl kurtulduklarına, ve bazı bölgelerin, yerel halkının birçoğunun ÇKP örgütlerinden ayrılmasından dolayı afetlerden uzak kaldığına dair çok sayıda rapor var.
Öyle bir hikaye vardı ki, bir gün bir Falun Gong uygulayıcısı, iyi giyimli bir bayanı ÇKP'den ve bağlı kuruluşlarından ayrılmayı teşvik ettiğinde, bayan ona kocaman bir gülümsemeyle kendisinin ve tüm aile üyelerinin bunu uzun zamandır yaptığını söyledi, "[Bu yüzden] burada az sayıda felaketimiz var!”
Uygulayıcı daha sonra bir beyefendiyle karşılaştı ve o da ÇKP'yi bıraktığını söyledi. Hem o hem de uygulayıcı, yerel bölgelerinin pandemiden etkilenmediğini, buna karşın yakındaki şehirlerin ve ilçelerin hepsinde enfeksiyon vakalarının bulunduğunu kaydetti. Uygulayıcı, "Bunun nedeni, yerel bölgemizdeki birçok insanın ÇKP örgütlerini bırakması ve Falun Dafa'nın iyi olduğunu bilmesidir" dedi. "Evet, kesinlikle haklısın!" adam memnuniyetle kabul etti.
İyinin ve kötünün er ya da geç hak ettiği ödülleri alacağı ve barış ve refahın tadını çıkarabilmek için insanlığın bir bütün olarak ve her bir bireyin davranışlarını, evrensel ahlaki prensiplere ve antik zamanlardan beri insanlığa Kutsal varlıklar tarafından gösterilen erdemli değerlere dayandırması gerektiği ilkesi hakkında çok şey söylendi.
ÇKP'nin baskıcı ideolojik doktrinleri ve zalim davranışları, Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü evrensel ilkeleri, geleneksel değerler ve etik ile tamamen çelişmektedir. ÇKP, evrendeki en kötü unsurları temsil eder ve insanlık için en tehlikeli olandır.
Şimdi 382 milyondan fazla Çinli insan, ÇKP'nin gerçek yüzünü gördü ve kalplerinden gelerek ÇKP'den ve onunla bağlantılı örgütlerden – Komünist Gençlik Birliği ve Genç Öncülerden – ayrılmalarını ilan etti. Aynı zamanda, uluslararası toplumda giderek daha fazla hükümet ve insan da ÇKP'nin şeytani doğasının farkına vardı ve onun saldırganca genişlemesiyle ve özgür dünyaya sızmasını reddetmek ve yüzleşmek için harekete geçmeye başladı.
Sonunda adalet ve erdem her zaman kötülüğe karşı galip gelecektir ve herkesin kendi geleceği için bu süreçte sağduyulu olması, doğru davranması ve doğru seçimi yapması gerekmektedir.
Minghui.org'da yayınlanan tüm makaleler, grafikler ve içeriğin telif hakları saklıdır. Ticari olmayan çoğaltmaya izin verilir, ancak makale başlığı ve orijinal makaleye bir bağlantı ile atıfta bulunulmasını gerektirir.
Telif Hakkı © 2023 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Görüşler ve Bakış Açıları