(Minghui.org) İngiltere’de 14 Aralık 2020'de koronavirüs mutasyonu B.1.1.7'nin tespit edilmesinin ardından İngiltere Başbakanı Boris Johnson, 19 Aralık'ta, uzmanlara göre orijinal koronavirüse kıyasla %50 ila %70 daha bulaşıcı olduğunu söyledi.
22 Ocak 2021 Washington Post'ta yayınlanan “Danimarka tüm koronavirüs örneklerini sıralıyor ve İngiltere Mutasyonuna ilişkin endişe verici bir görüşe sahip” başlıklı bir makaleye göre, yeni mutasyon Danimarka'yı da çok etkiledi. Makalede, “Mutasyonla ilgili vakalar, sıkı bir karantinaya rağmen Danimarka'da haftada %70 artıyor” diye yazdı.
Danimarka'daki Devlet Serum Enstitüsü'nden Tyra Grove Krause, yeni mutasyonun, B.1.1.7 türünün Şubat ortasına kadar ülkeye hâkim olabileceğinden, hastalıkla mücadelede daha önce kaydedilen ilerlemeyi baltalayacağı için ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Seattle Times, 23 Ocak 2021 tarihli “Danimarka, tüm koronavirüs örneklerini sıralıyor ve İngiltere mutasyonuna ilişkin endişe verici bir görüşe sahip” adlı makalesinde, “Bu dönem biraz tsunami gibi olacak, yani sahilde tam dururken sonrasında suların aniden geri çekileceğini görebileceksiniz... Daha sonra, tsunamini gelip sizi ezecek” diyor.
Benzer şekilde, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), yeni mutasyonun önümüzdeki aylara kadar ülkede önde gelen tür haline gelebileceği konusunda uyarıyor. Boris Johnson 25 Ocak 2021'de yeni mutasyonın da %30 daha ölümcül olduğunu duyurdu.
Benzeri Görülmemiş Olay: Tek Seferde 17 Mutasyon
Bilim adamları, B.1.1.7'nin tek seferde 17 mutasyon elde ettiğini keşfetti. Edinburgh Üniversitesi'nden moleküler evrimsel biyolog Andrew Rambaut'un bir çalışmasına atıfta bulunan Science dergisinin 20 Aralık 2020 tarihli haberine göre, bu daha önce hiç görülmemiş bir şeydir.
İngiltere'nin Baş Bilimsel Danışmanı Patrick Vallance, yeni türle ilişkili artan ölüm oranını açıkladı. Ocak ayında yapmış olduğu bir röportajda, “Eğer... 60'larındaki kişileri ele alırsanız, ortalama risk olarak, enfekte olmuş 1000 kişi içinde, kabaca 10 tanesinin ölmesi beklenmektedir. Yeni mutasyonla birlikte, enfekte olan 1.000 kişi için yaklaşık 13 veya 14 kişinin ölmesi beklenebilir" dedi.
B.1.1.7'nin keşfini takiben, birçok ülke İngiltere’ye geçici seyahat yasakları koydu, ancak mutasyon yine de 70'in üzerinde ülkeye yayıldı. Buna Çin'in Pekin, Şangay ve Guangdong şehirleri de dâhildir. Örneğin, sakinler net bir neden alamazken Xindu, Xingguang ve Pekin'deki Daxing İlçesinin bazı toplulukları iki haftadan fazla bir süre karantina altında tutuldu.
Aşı, Yeni Virüs Mutasyonlarına Karşı
Tek sorun B.1.1.7 mutasyonı değildir. ABD Hastalık Kontrol Ve Önleme Merkezi (CDC) web sitesinde, Güney Afrika'da B.1.351 ve Brezilya'da P.1 dâhil olmak üzere başka çeşitli mutasyonlar da listelenmiştir. Bu, aşıların etkisini potansiyel olarak tehlikeye atabilir.
1 Şubat tarihinde WebMD de yayınlanan “’Kaçış Mutasyonları' Yeni COVID Dirilişine Neden Olabilir” başlıklı bir makale, Maryland ve Güney Carolina'da ilk olarak Güney Afrika'da tanımlanan bir tür olan B.1.135 ile ilgili haber vakalarını analiz etti. Makalede, “Koronavirüsün bu versiyonuna yakalananların hiçbiri seyahat etmemişti ve akraba değillerdi, bu da mutasyonun muhtemelen toplumda insandan insana zaten yayıldığını gösteriyor” diye yazdı.
Ayrıca, koronavirüsün bu yeni versiyonunda virüs yüzeyindeki başak proteininde değişiklikler vardır. "Kaçış mutasyonu" olarak bilinen bu hastalık, virüsün aşılama yoluyla üretilen antikorlar tarafından sunulan korumayı geçmesine izin verir. Makale, “Bu mutasyon - E484K - şimdi yeni koronavirüslerin çeşitli mutasyonlarında bulundu: Brezilya'da tespit edilen P.1 mutasyonına ek olarak, aynı zamanda B.1.351 mutasyonunda ve son birkaç gün içinde İngiltere’de bulunan daha bulaşıcı B.1.1.7 mutasyonunda da tespit edildi” şeklinde devam etti.
Duisburg-Essen Üniversitesi'ndeki bilim adamları ayrıca, birden fazla mutasyona sahip virüs mutasyonlarının antikor tanımadan kaçabileceğini ve aşının etkinliğini azaltabileceğini keşfetti. Daha spesifik olarak konuşursak, yukarıda bahsedilen üç mutasyonun tümü, başak proteininin reseptör bağlanma alanını etkileyen N501Y adlı bir mutasyona sahiptir. Bu, virüsün reseptörlere daha sıkı bağlanmasına izin verir.
Klinik Sonuçlar
ABD Ulusal Alerji ve Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü'nün (NIAID) direktörü Anthony Fauci bile aşılardan kaçabilecek mutasyonlar konusunda endişeli.
Johnson ve Johnson'ın aşı araştırma verileri, aşının yalnızca %57'lik bir etkinlik oranına sahip olduğunu gösterdi. Benzer şekilde, Novavax aşısının etkinliği, küçük bir Güney Afrika denemesinde %50'nin altına düştü. Daha spesifik olarak, Moderna, Güney Afrika mutasyonını analiz etti ve aşısının, bu türe karşı orijinal virüse karşı olduğundan altı kat daha az nötralize edici antikor ürettiğini keşfetti.
Bu aşıların sınırlamaları, aşılama sonrası pozitif vakalarla doğrulanmıştır. Massachusetts'den ABD Kongre Üyesi Stephen Lynch, Pfizer tarafından üretilen ikinci doz koronavirüs aşısını aldıktan sonra test sonucu pozitif çıktı. Sadece bu da değil, kendisi herhangi bir belirti de göstermedi.
BBC'nin "Aşıdan sonra covid-19'u hala bulaştırabilir misiniz?" başlıklı makalesinde ayrıca, "mevcut Covid-19 aşılarından herhangi birinin insanların enfekte olmasını tamamen durdurabileceğine dair hiçbir kanıt yoktur - ve bunun sürü bağışıklığına ulaşma umutlarımız üzerinde etkileri vardır" diye rapor edildi.
“Aşılarla elde edebileceğiniz iki ana bağışıklık türü vardır. Biri, bir patojenin ciddi hastalığa neden olmasını engelleyebilen, ancak vücuda girmesini veya kendisinin daha fazla kopyasını almasını engelleyemeyen, “etkili” bağışıklıktır. Diğeri ise enfeksiyonları tamamen engelleyebilen ve hatta asemptomatik vakaları önleyebilen “sterilize edici bağışıklıktır. İkinci türden bağışıklık, tüm aşı araştırmalarının özlemidir, ancak şaşırtıcı bir şekilde nadiren başarılır.”
Ortaya çıkan mutasyonlar göz önüne alındığında durum daha da acımasızdır. Columbia Üniversitesi Aaron Diamond AIDS Araştırma Merkezi'nden laboratuvarını yöneten, Pfizer ve Moderna aşılarının Güney Afrika mutasyonuna karşı 6,5 ila 8,6 kat daha az güçlü olduğunu keşfeden David Ho şunları söyledi, "Sonuçlarımıza baktığımızda bunun aşıyı mahvedeceğini söyleyemezsiniz. Bu yanlış olur... Ama her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söylemenin de aynı derecede yanlış olduğunu düşünüyorum."
29 Ocak Bloomberg’in "ABD'de Yayılan Mutasyonlar Covid'i Hızlı Bir Şekilde 'Ezme' İhtiyacını Körüklemektedir" başlıklı makalesinde, dünya "virüsün şimdiden 100 milyon insana bulaşmasına izin verdi... Yani bu mutasyon için 100 milyon şanstır" diye belirtildi.
Çin Aşılarının Gizemleri
Önde gelen bir Çinli aşı üreticisi olan Sinovac Biotech, Brezilya'daki son aşama denemelerinde yalnızca %50.38 etkinlik gösterdi. CNN’in 14 Ocak “Çin Covid-19 aşısı başlangıçta Brezilya'da iddia edilenden çok daha az etkili ve endişe uyandırıyor” başlıklı makalesin de “Etki, daha önce açıklanan %78'in çok altına düşüyor ve verilerin doğruluğu konusunda soru işaretleri uyandırıyor ve Çin aşılarına ilişkin görünürdeki şeffaflık eksikliği konusundaki şüpheleri körüklüyor” diye bildirildi.
Diğer bir konu da şeffaflık eksikliğidir. Makale, “Hem Sinovac hem de Sinopharm, verilerin yayınlanmasıyla ilgili sorularla karşılaştı. Etkililik sonuçlarını açıklarken, devlete ait Sinopharm, klinik araştırma verileri hakkında ayrıntılı bilgi vermedi. Bir Sinopharm yöneticisi, ayrıntılı verilerin daha sonra yayınlanacağını ve bir zaman çizelgesi vermeden bilimsel dergilerde yayınlanacağını söyledi” diye devam etti.
Aşılama sonrası vakalarda da bu tür sorunlar görüldü. 2020 yılının Aralık ayı ortalarında, Sırbistan ve Angola'daki 300'den fazla işçinin Çinli Sinopharm şirketinden aşı olmuş olmalarına rağmen enfekte olduğu bildirildi. Pekin'in Chaoyang Bölgesinde emekli bir doktor olan Xia, aşı sonrası gözlenen yüksek enfeksiyon riski nedeniyle, birçok doktorun bu tür aşıları almayı reddettiğini söyledi.
Bilim ve Salgınlar
Binlerce yıldır, vebalar insanlık için sürekli bir meydan okuma olmuştur. Örnekler arasında Atina Vebası (MÖ 430), Antonin Veba (MS 165 - 180), Kara Ölüm (1346 - 1353) ve diğerleri sayılabilir.
Hastalıklarla savaşmak kolay olmadı. İngiliz doktor ve bilim adamı Edward Jenner, çiçek hastalığına karşı aşıyı 200 yıldan uzun bir süre önce yarattı. Ancak hastalık 1970'lere kadar ortadan kalkmadı. Bu süre zarfında dünya sarıhumma, sıtma, bodur tifüs, kızıl, kolera, İspanyol gribi, AIDS, Ebola ve şimdi de koronavirüs ile enfekte oldu.
Penisilin, streptomisin ve çok sayıda aşının başarısını kutlarken, virüsler gibi patojenler de yeni enfeksiyon yolları geliştirdiler. Şimdiye kadar sadece iki bulaşıcı hastalık başarıyla ortadan kaldırıldı: çiçek hastalığı ve sığır vebası.
Bir adım geri çekilerek, hastalıkları ve salgınları yenme konusundaki güvenimizin bilimden geldiğini muhtemelen anlayacağız. Ancak eğer tarih bir göstergeyse, bir hastalığı ortadan kaldırmak çok zor olmuştur. Çoğu zaman, bir hastalık azaldıkça, bir diğeri ufukta belirir.
Temel neden, bilimin vicdan ve ahlakı ihmal ederek maddi mülkiyete odaklanmamıza yol açmasıdır. Kendimizi dünyevi zevklere kaptırdığımızda ve ahlaki ilkelerden sapmamıza izin verdiğimizde, er ya da geç sonuçlarla karşılaşırız.
Salgınların Kaynağı
Vebalar/salgınlar tarihte birçok kez patlak verdi ve genellikle çeşitli kültürel nedenlere atfedildi. MS 1. yüzyıldan 312'ye kadar, Hıristiyanlar Roma İmparatorluğunda yoğun bir şekilde hedef alındı. Örneğin Nero, 64 yılında Büyük Roma Ateşi'ni başlattı ve Hıristiyanları kitlesel olarak bastırmasını haklı çıkarmak için kundakçılıkla suçladı. Daha sonra 65'teki sonbahar vebası, Antonine Vebası (165 ila 180) ve Kıbrıs Vebası (250 ila 270) gibi çeşitli vebalar meydana geldi.
Dini zulüm, Çin tarihinde de ciddi sonuçlara yol açmıştır. Tang Hanedanı'ndaki Wuzong İmparatoru 845'te Budizm'i baltaladı. Onun emriyle 4.000'den fazla tapınak yıkıldı ve yaklaşık 265.000 rahip veya rahibe zorla dini yönetimlerinin sona erdirilmesiyle karşılaştı. Ertesi yıl, 33 yaşındaki imparator öldü ve eşi görülmemiş bir hareketle kraliyet yetkilileri beş oğlunu görmezden geldi ve Budizm'i geri getirmek için amcasını bir sonraki imparator olarak seçti.
Tibet'teki Tubo Hanedanı da o zamanlar büyük ve güçlüydü. Ancak Langdarma 838'de kral olduktan sonra, keşişleri avlanmaya zorladı, kutsal tapınakları mezbahalara çevirdi ve Buda heykellerini yok edip nehirlere attı. Depremler, heyelanlar ve salgınlar kısa süre sonra güçlü Tubo Hanedanını darmadağın etti.
Ne yazık ki benzer bir durum günümüz Çin'inde de yaşanmaktadır. Geleneksel Çin kültürüne kök salmış olan Falun Gong (Falun Dafa olarak da bilinir), Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine dayalı bir meditasyon sistemidir ve yaklaşık 100 milyon öğrenciyi kendine çekmiştir. Ancak Çin Komünist Partisi (ÇKP), 1999 yılının Temmuz ayında Falun Gong uygulayıcılarını bastırmaya başladı ve zulüm bugün hız kesmeden devam etmektedir. Çok sayıda uygulayıcı alıkonuldu, hapsedildi ve işkence gördü. Bazıları ayrıca psikiyatrik taciz ve zorla organ toplama kurbanı oldu.
Wuhan'da koronavirüsün patlak vermesi tesadüf olmayabilir. Koronavirüs salgınının en eski merkez üssü olan Wuhan, Falun Gong uygulayıcılarına yapılan zulümde kritik bir rol oynadı. Eski ÇKP lideri Jiang Zemin, 1999 yılında Falun Gong'u bastırmaya karar verdiğinde, takipçileri Wuhan televizyon kanalına Falun Gong'a ve kurucusu Bay Li Hongzhi'ye saldırmak için altı saatlik bir karalayıcı video üretmesi talimatını verdi. İftira niteliğindeki video, aksi takdirde zulme karşı çıkacak olan politbüro üyelerini susturmakla kalmadı, aynı zamanda halkı Falun Gong'a karşı da çevirdi.
Çeşitli kehanetler de pandeminin ortaya çıkacağını öngördü. Örneğin Fransız filozof Nostradamus’un Kehanetler kitabında 2020'de büyük bir felaket ve 2021'de daha kötü bir durum olacağını öngördü. Buna yağmur, kan, kıtlık, veba ve ölümler de dâhildir. “Birkaç genç: bir başlangıç yapmak için yarı ölü” diye yazdı. Malezya'daki girişimci Dato Anthony Cheng, 2003 SARS olayını tahmin etmişti. Ayrıca koronavirüsün mutasyonlardan geçebileceğini ve mutasyonların kurban sayısını çok daha fazla artıracağını söyledi.
Çin'de de benzer kehanetler vardı. Büyül Leshan Budası, Tang Hanedanlığı döneminde inşa edilen Sichuan Eyaletinde 71 metrelik (veya 233 ft) bir heykeldir. Suyun, heykelin ayaklarına uzandığı zaman büyük bir kaos ve felaketler yaşanacağına dair bir söz vardı. 18 Ağustos 2020'de su seviyesi, heykelin ayağına kadar ulaşarak kötü bir alamet olarak yorumlanmasına sebep oldu.
İyi ve Kötü Arasındaki Savaşta Orta Yol Yoktur
Pek çok insan, Hıristiyanlara ve Falun Gong'a yapılan zulüm gibi önemli konularda tarafsız kalan birçok sıradan vatandaşın da salgınların kurbanı olmasının nedenini merak ediyor.
Buna bakmanın bir yolu da şudur: Naziler gibi diğer totaliter rejimlere benzer şekilde, ÇKP çok sayıda siyasi hareketteki insanları bastırabildi, çünkü genel halktaki sıradan vatandaşlar da dâhil olmak üzere birçok insan sessiz kalmıştı veya politikasını körü körüne takip etmişti. Benzer şekilde, Çin'de Falun Gong'a karşı devam eden zulümde, ÇKP uygulamayı karalayıp devletin düşmanı olarak nitelendirdikten sonra, birçok uygulayıcı, aileleri ile birlikte, okulda, işte ve toplumda ayrımcılığa uğruyor. Bir anlamda Falun Gong zulmüne birçok kişi sessiz kaldı, bu da böyle bir zulüm ve ayrımcılığın gerçekleşmesine izin verdi.
Binlerce yıl boyunca medeniyet, geleneksel değerler ve ortak iyilik nedeniyle devam edebiliyordu. Ancak ana akım toplum iyiyle kötü arasındaki savaşı görmezden geldiğinde ve insan hakları ihlalleri veya diğer suçlar karşısında sessiz kaldığında, genel halk esasen faillerin suç ortağı olarak hareket ediyor. Sonunda her birimiz sorumlu tutulacak ve sonuçlarla yüz yüze kalacağız.
Dante Alighieri bir keresinde şöyle yazmıştı: “Cehennemdeki en sıcak yerler, büyük ahlaki kriz zamanlarında tarafsızlıklarını koruyanlara ayrılmıştır.” Savunmasız gruplar umudunu kamuoyuna bağladığında ve geri çevrildiğinde, sonunda herkes mağdur olacaktır.
Adaleti desteklemek ve ÇKP gibi totaliter rejimleri reddetmek bizi felaketlerden çıkaracaktır. Ve her birimiz tarihte olduğu gibi kendi geleceğimizi seçiyoruz.
Telif Hakkı © 2023 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Görüşler ve Bakış Açıları