(Minghui.org) 22 Mart 2021 tarihinde Çin'in Sincan Eyaletindeki birkaç insan hakları ihlalcisine yaptırım uygulamak için koordineli bir çaba başlatıldı.

Yaptırım listeleri arasında Zhu Hailun (Sincan'ın Parti Sekreter Yardımcısı), Chen Mingguo (Sincan Kamu Güvenlik Bürosu başkanı), Wang Mingshan (Sincan Siyasi ve Hukuki İşler Komitesi Parti Sekreteri, PLAC) ve Wang Junzheng (Sincan'daki PLAC'ın eski Parti Sekreteri, Sincan'ın şu anki Parti Sekreteri Yardımcısı) bulunmaktadır.

Bu, AB ve İngiltere'nin Çin Komünist Partisi (ÇKP) yetkililerine insan hakları ihlalleri nedeniyle yaptırım uygulamak için güçlerini ilk kez birleştirişidir. Hem AB hem de İngiltere, hem de Kanada, yukarıda bahsedilen dört yetkiliye yaptırım uygulanması kararı aldı. ABD, Chen Mingguo ve Wang Junzheng'e yaptırım uygulayacağını açıkladı.

Yaptırımlar, seyahat yasağını ve mal varlıklarının dondurulmasını içeriyor. Bu, ÇKP'nin insan haklarını kötüye kullanmasına karşı koymaya yönelik eylemlerin bir devamıdır. 9 Temmuz 2020'de eski ABD yönetimi, Sincan Kamu Güvenlik Bürosu ve Sincan Parti Sekreteri Chen Quanguo da dahil olmak üzere dört ÇKP yetkilisine yaptırım uygulayacağını duyurmuştu.

Chen, Uygur azınlık grubunu bastırmanın yanı sıra, Ağustos 2016'da mevcut pozisyonuna atandığından beri Sincan'da Falun Gong'a yapılan zulmü de yönetti. Minghui'den daha önceki raporlar, Chen'in son yıllarda Sincan'daki Falun Gong uygulayıcılarına karşı insan hakları ihlalini tırmandırdığını gösterdi.

İnsan Hakları İhlalcisinin Geçmiş Sicili

Sivil toplum kuruluşu (STK) olan İnsan Hakları İzleme Örgütü 2021 Dünya Raporu'nu 13 Ocak 2021'de yayınladı. "Çin hükümeti otoriterliği, ilk olarak Wuhan Eyaletinde bildirilen ölümcül corona virüsü salgınıyla boğuşurken 2020'de tam teşhir edildi. Yetkililer başlangıçta virüsle ilgili haberleri örtbas etti, ardından Wuhan'da ve Çin'in diğer bölgelerinde sert karantina önlemleri aldı." diye yazılan raporda, "Hükümet, Çinli yetkililerin salgını ele almasıyla ilgili bağımsız, sınırsız soruşturma yapılması yönündeki uluslararası çağrıları reddetti ve virüsten ölenlerin ailelerini gözetim altında tuttu ve taciz etti." denildi.

ÇKP'nin insanları bastırması, Hong Kong'daki zorunlu Ulusal Güvenlik Yasası, Sincan'da Uygurların gözaltına alınması ve beyinlerinin yıkanması ve Tibet'te dini zulüm gibi başka alanlarda da görüldü.

Diğer devlet kurumları, STK'lar ve insan hakları kuruluşları da Çin'deki vahşeti kabul etti. Örneğin, Freedom House geçen yıl 4 Mart'ta Dünya Çapındaki Özgürlük 2000'i yayınladı. Çin 100 puan üzerinden sadece 10 puana sahipti ve en az özgürlüğe sahip ülkelerden biri olarak görülmeye devam etti.

Bir ay sonra, ABD Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu (USCIRF) yıllık raporunu yayınladı. Raporda, "2019 yılında Çin'deki dini özgürlük koşulları kötüleşmeye devam etti" diye yazıldı. Sonuç olarak, Çin, art arda 21 yıldır “Özel Endişe Duyulan Ülke” (CPC) olarak belirlendi.

9 Eylül 2020'de 300'den fazla STK, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'e bir mektup gönderdi. Mektupta, Çin'deki insan hakları ihlallerine ilişkin uluslararası bir soruşturma başlatılması ve "kararlı bir eylem" çağrısında bulunuldu.

ABD Dışişleri Bakanlığı 2019 İnsan Hakları Raporunu 26 Ekim 2020'de yayınladı. Raporda, “Önemli insan hakları sorunları şunları içeriyordu: hükümet tarafından keyfi veya yasadışı cinayetler; hükümet tarafından zorla kaybetmeler; hükümet tarafından işkence; hükümet tarafından keyfi gözaltı; sert ve hayatı tehdit eden hapishane ve gözaltı koşulları; siyasi mahkumlar; mahremiyete keyfi müdahale; yargı bağımsızlığı ile ilgili önemli sorunlar; gazeteciler, avukatlar, yazarlar, blog yazarları, muhalifler, dilekçe sahipleri ve diğerlerinin yanı sıra aile üyelerine fiziksel saldırılar ve bunlara yönelik cezai kovuşturma; sansür ve site engelleme; yabancı ve yerel sivil toplum kuruluşları (STK'lar) için geçerli olan aşırı kısıtlayıcı yasalar dahil olmak üzere barışçıl toplanma ve örgütlenme özgürlüğüne müdahale; dini özgürlüğün ciddi şekilde kısıtlanması; hareket özgürlüğüne önemli kısıtlamalar (ülke içi ve yurt dışı seyahatler için) ... ” diye yazıldı.

Çin'deki insan hakları durumu, geçtiğimiz birkaç on yılda Birleşmiş Milletler, ABD Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü ve diğerleri gibi kuruluşlar tarafından geniş çapta eleştirilmiştir. Çin'deki insan hakları ihlali her zaman bir odak noktası olmuştur. Ancak, ÇKP bunları görmezden geliyor ve iyileştirme niyeti göstermiyor.

İnsan Hakları Suçlularına Yaptırım Uygulanması

Temel insan haklarını korumak, demokratik uluslar arasında bir fikir birliğidir. 2016 yılında Amerika Birleşik Devletleri, insan hakları ihlalcilerini ve yolsuzluk yapan yetkilileri cezalandırmak için Küresel Magnitsky Yasasını kabul etti. ABD Dışişleri Bakanlığı, 20 Aralık 2019 tarihinde bir basın açıklaması yayınlayarak Çin'i ve diğer bazı ülkeleri 1998 tarihli Uluslararası Dini Özgürlük Yasası uyarınca "sistematik, devam eden [ve] korkunç dini özgürlük ihlallerinde" bulunduğu veya tolerans gösterdiği için" Özel Endişe Duyulan Ülkeler" olarak yeniden belirlediğini duyurdu.

Dışişleri Bakanlığı yetkilileri tarafından tutarlı ilerleme sağlandı. İnsan hakları ihlalleri nedeniyle, "Ekim ayında, Çin hükümetine ve Komünist Parti yetkililerine vize kısıtlamaları getirdik". Aralık ayında, "ABD Hükümeti, Küresel Magnitsky Yasası uyarınca dokuz ülkede 68 kişi ve kuruluşun yolsuzluk ve insan hakları ihlalleri için atandığını duyurdu."

Minghui tarafından Mayıs 2019'da bir bildiri yayınladıktan sonra, Çin'de Falun Gong'a yapılan zulme karışan failler listesine 100.000'den fazla kişi dahil edildi. ABD hükümeti, zulüm vakaları olduğu sürece isim listesinin ABD yetkililerine verilebileceğini açıkladı. İnsan haklarını ihlal edenler ve aile üyeleri ABD'ye girmiş olsalar bile, vizelerini iptal etmek veya sınır dışı etmek için önlemler alınabilir. Bu tür önlemler, insan hakları faillerinin işledikleri suçlar için güvenli bir sığınak olarak ABD'ye gitmesini engelleyecektir.

Avrupa Konseyi, 7 Aralık 2020'de küresel bir insan hakları yaptırım rejimi oluşturan bir kararı ve yönetmeliği kabul etti. Avrupa Konseyi'nin web sitesinde bir basın bülteninde şöyle yazıldı: "Hedeflenen kısıtlayıcı tedbirlerin çerçevesi, soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar ve diğer ciddi insan hakları ihlalleri veya suiistimaller (örneğin, işkence, kölelik, yargısız infazlar, keyfi tutuklamalar veya gözaltılar) gibi eylemler için geçerlidir."

"Bu tür kısıtlayıcı önlemler, bireyler için geçerli bir seyahat yasağı ve hem bireyler hem de kuruluşlar için geçerli olan fonların dondurulmasını sağlayacaktır. Buna ek olarak, AB'deki kişi ve kuruluşların listelenenlere doğrudan veya dolaylı olarak fon sağlamaları yasaklanacaktır,” diye devam etti.

Buna dayanarak, Falun Gong uygulayıcıları 2020 yılının Aralık ayı başlarında 29 hükümete insan hakları faillerinin bir listesini sunarak Çin'de Falun Gong'a yapılan zulme karşı harekete geçmelerini talep ettiler. Bu ülkeler arasında Beş Göz (Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri), Avrupa Birliği'ndeki 18 ülke (Almanya, Fransa, İtalya, İspanya, Hollanda, Polonya, Belçika, İsveç, Avusturya, İrlanda, Danimarka, Finlandiya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Portekiz, Macaristan, Slovakya, Slovenya) ve 6 ek ülke (Japonya, Güney Kore, İsviçre, Norveç, Lihtenştayn, Meksika) yer almaktadır.

Kanada'daki Falun Gong uygulayıcıları da Kanada hükümetine Magnitsky Yasası'na göre Çinli yetkililere yaptırım uygulanması çağrısında bulunan bir dilekçe başlattı. Bir ay içinde 20.000'in üzerinde imza toplandı. Temmuz 2020'de Kanadalı uygulayıcılar Dışişleri Bakanı'na da bir liste sundular. Bu 300 sayfalık belgede, Jiang Zemin (1999 yılında Falun Gong'a yapılan zulmü başlatan eski ÇKP lideri), Luo Gan (eski Siyasi ve Hukuki İşler Komitesi Parti Sekreteri), Liu Jing (eski merkez 610 Ofisi başkanı) ve Zhou Yongkang (eski Kamu Güvenlik Bakanı) dahil olmak üzere insanlık karşıtı suça karışan 14 kişi listelenmektedir.

Küresel olarak, 28 ülke Magnitsky Yasası'na benzer yasaları uygulamaya koymuş veya çıkarmayı planlamıştır. Bu, insan haklarını ihlal edenlerin ülkeye girişini yasaklamayı ve mal varlıklarını dondurmayı içermektedir.

Minghui.org'da yayınlanan tüm makaleler, grafikler ve içerikler telif hakkıyla korunmaktadır. Ticari olmayan çoğaltmaya izin verilir, ancak makale başlığı ve orijinal makaleye bağlantı ile atıf yapılmasını gerektirir.

Çince versiyonu