(Minghui.org) ABD Dışişleri Bakanlığı, 12 Mayıs 2021'de Çin halkına yönelik devam eden dini zulmü vurgulayan "2020 Uluslararası Dini Özgürlük Raporu" nu yayınladı.

Çin Komünist Partisi'nin antik bir manevi disiplin olan Falun Gong'a yönelik zulmü başlattığı 1999 yılından bu yana, Çin, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından her yıl “Özel Endişe Duyulan Ülke” olarak belirlenmiştir.

Geçen yılın dini özgürlük raporuna benzer şekilde, Dışişleri Bakanlığı Falun Gong uygulayıcılarına yapılan zulmü ilk elden anlatan günlük haberleri için Minghui.org web sitesinden alıntı yaptı.

ABD Dışişleri Bakanı Antony J. Blinken, 12 Mayıs'taki basın toplantısında raporu ABD Kongresi ile paylaştıklarını ve ABD'nin insan hakları ihlalcilerini işledikleri suçlardan sorumlu tutmak için çalıştığını söyledi.

Raporda, "[Çin Komünist Partisi (ÇKP)] hükümeti, din üzerinde kontrol sağlamaya ve dini taraftarların devlet veya ÇKP çıkarlarını tehdit olarak algıladığı faaliyetlerini ve kişisel özgürlüklerini kısıtlamaya devam etti... Gözaltında ölüm ve hem kayıtlı hem de kayıt dışı dini grupların taraftarlarına dini inançları ve uygulamaları ile ilgili faaliyetler nedeniyle hükümetin işkence yaptığı, fiziksel olarak istismar ettiği, tutukladığı, gözaltına aldığı, hapse mahkum ettiği, ÇKP ideolojisiyle zorla telkine maruz bıraktığı veya taciz ettiği haberleri gelmeye devam etti" dendi.

Aşağıda rapordan bazı önemli noktalar yer almaktadır.

Falun Gong Zulmü Hakkında İstatistikler

2020 dini özgürlük raporu, Minghui.org tarafından derlenen ve Hebei, Heilongjiang, Shandong, Jilin, Sichuan ve Liaoning'de en çok vakanın kaydedildiği 2020 yılında Çin'deki 6 bin 659 Falun Gong uygulayıcısının tutuklanması ve 8,576 taciz vakasını belgeleyen yıllık özet raporlarına atıfta bulundu. Zulüm gören uygulayıcılar, öğretmenler, mühendisler, avukatlar, gazeteciler, yazarlar ve dansçılar dahil olmak üzere hayatın her kesimindendir.

2020 yıllık raporunda, Heilongjiang Eyaletinin Harbin Şehrinde 22-23 Eylül tarihlerinde tutuklanan 27 uygulayıcı ve üç aile üyesinin yanı sıra 22 Temmuz'da Shandong Eyaleti, Gaomi İlçesinden tutuklanan ve kan örnekleri alınan 46 uygulayıcının örnekleri yer aldı. 2 Ağustos'ta gerçekleşen başka bir taciz olayında, polis bir uygulayıcıya “Kanun sizin için geçerli değil. Hepinizi yok edeceğiz." diye bağırdı.

Raporda ayrıca, Mayıs ayındaki büyük yıllık siyasi toplantılardan önce, ev yağmalama ve kısa süreli gözaltı dahil olmak üzere, Pekin'deki uygulayıcıların taciz edilmesiyle ilgili Falun Dafa Bilgi Merkezi tarafından hazırlanan bir rapora da yer verildi.

Ek olarak, üç aydan 14 yıla kadar değişen sürelerle, ortalama üç yıl dört ay hapis cezasına çarptırılan 622 uygulayıcı da vardı.

Diğer 83 uygulayıcının da zulümden öldüğü, bazılarının gözaltında işkenceyle öldürüldüğü ve diğerlerinin serbest bırakıldıktan sonra hayatını kaybettiği doğrulandı.

Özellikle, Henan Eyaletinden uygulayıcı Bayan Zhang Zhiwen ve Shandong Eyaletinden Bayan Li Ling, sırasıyla Mayıs ve Haziran aylarında tutuklanmalarının ardından dört ve on altı gün sonra gözaltında öldüler.

Ayrımcılık ve Geçim Sıkıntısının Etkisi

Raporda, Çin'deki hiçbir yasa Falun Gong'u suç saymazken, "ÇKP, Falun Gong hareketini ve diğer örgütleri ortadan kaldırmak için hukuk dışı, parti tarafından işletilen bir güvenlik aygıtını [610 Ofisi] sürdürüyor" ifadesi yer aldı.

COVID-19 salgını patlak verdikten sonra, yetkililer "kayıt dışı veya yasaklı dini grupların üyelerini tespit etmek ve tutuklamak için yüz tanıma yazılımı ve telefon izleme" kullandı. Shandong Eyaletinden bir hükümet çalışanı, amirlerinin ona yerel olmayan kiracıları, özellikle de Falun Gong uygulayıcılarını ve diğer yasaklanmış grupların üyelerini aramasını emrettiğini bildirdi.

Uygulayıcıların keyfi olarak tutuklanmalarına, taciz edilmelerine, işkence görmelerine ve cezalandırılmalarına ek olarak raporda, uygulayıcıların “istihdam, barınma ve iş fırsatlarında” da ciddi ayrımcılıkla karşı karşıya oldukları ortaya kondu.

Henan Eyaleti, Yuzhou Şehrinde bir polis amiri olan Zha Zhuolin, Falun Gong'dan vazgeçmediği için işinden kovuldu. Amiri Xu Wang, ona şöyle dedi: "Bir polis memuru için ilk kural [Çin Komünist] Partisi'ne sadık olmaktır."

Organ Hasadı

Son yıllarda, giderek daha fazla ülke ve kuruluş, Çin'deki vicdan mahkumlarına, özellikle de Falun Gong uygulayıcılarına karşı işlenen zorla organ toplama suçlarını kınamak için harekete geçiyor.

ABD merkezli sivil toplum kuruluşu Komünizm Kurbanlarını Anma Vakfı'nın (VOC) yayınladığı "Çin'de Organ Tedariki ve Yargısız İnfaz: Kanıtların İncelenmesi" başlıklı raporda, "Falun Gong uygulayıcıları ve Uygur Müslüman vicdan mahkumları ülkenin organ nakli pazarında satışa sunulan organların en olası kaynağı." denildi.

Dini özgürlük raporu ayrıca, Avustralya merkezli STK Çin'deki Organ Nakli İstismarını Sona Erdirme Uluslararası Koalisyonu tarafından kurulan ve özellikle Falun Gong uygulayıcıları olmak üzere vicdan mahkumlarının zorla organlarını topladığı onlarca yıldır devam eden devlet tarafından yürütülen programı doğrulayan Çin Mahkemesi'nin nihai kararını da belgeledi. Karar, "Falun Gong ve Uygur bireylerinin röntgen, ultrason, kan testleri ve DNA testleri dahil olmak üzere istem dışı tıbbi muayenelerin görgü tanıklarının ifadelerine" dayanılarak verildi.

İnsan Hakları Avukatı Gao Zhisheng'in Nerede Olduğu Bilinmiyor

Falun Gong uygulayıcıları, Hıristiyan gruplar ve diğer azınlıklar için adalet aradığı için hedef alınan insan hakları avukatı Gao Zhisheng, Eylül 2017'den beri “kayıp”.

İnsan haklarını ve dini özgürlüğü savunan bir STK olan Jübile Kampanyası, Eylül 2020'de BM İnsan Hakları Konseyi'nin 45. olağan oturumuna yazılı bir belge sunarak ÇKP'ye “avukat Gao Zhisheng dahil olmak üzere tüm siyasi ve dini vicdan mahkumlarının kayıtsız şartsız ve derhal salıverilmesi" çağrısında bulundu.

Bazı basın organları avukat Gao'nun "devlet güvenlik polisinin gözetiminde tutulduğunu" bildirirken, kızı BM konseyine "Bugün itibariyle hayatta olup olmadığını bilmiyorum" diyen bir video ifadesi sundu.

ABD'den ÇKP'nin Kötüleşen İnsan Hakları Sicilini Kınamada Daha Sert Bir Tutum

Son yıllarda ABD, ÇKP tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlallerinin sicili konusunda daha sert bir tutum sergiliyor.

Eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, ÇKP’nin dini özgürlüğe yaptığı zulmü birçok kez açıkça kınadı. Pompeo, Ekim 2020'de Endonezya'yı ziyaret ederken yaptığı bir konuşmada, "Dini özgürlüğün geleceğine yönelik en büyük tehdit, Çin Komünist Partisi'nin tüm inançlardan insanlara karşı savaşıdır: Müslümanlara, Budistlere, Hıristiyanlara ve Falun Gong uygulayıcılarına." dedi.

Bu arada, Büyükelçi ve diğer ABD büyükelçiliği ve başkonsolosluk görevlileri, "daha fazla dini özgürlüğü ve hoşgörüyü savunmak ve dini nedenlerle hapsedilen kişilerin serbest bırakılmasını savunmak" için daha fazla toplantı başlattı.

2020 raporunun yayınlandığı gün, Sekreter Blinken, Sichuan Eyaleti, Chengdu Şehrindeki 610 Ofisi'nin eski müdürü Yu Hui'ye “ağır insan hakları ihlalleri, yani Falun Gong uygulayıcılarının keyfi olarak gözaltına alınması" nedeniyle yaptırım uygulandığını açıkladı.

Yu, özellikle Falun Gong zulmüne karıştığı için yaptırım uygulanan ikinci ÇKP yetkilisidir. İlk ÇKP yetkilisi, Fujian Eyaleti, Wucun Polis Karakolu Xiamen Kamu Güvenlik Bürosu şefi Huang Yuanxiong idi.

Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Huang, Falun Gong uygulayıcılarının dini özgürlüklerinin özellikle şiddetli bir şekilde ihlal edilmesiyle, yani Falun Gong uygulayıcılarının inançlarını uyguladıkları için gözaltına alınmasına ve sorgulanmasına katılımıyla ilişkilidir. Bugünkü eylem, Bay Huang’ın eşi için de geçerli." dendi.

Minghui.org'da yayınlanan tüm makaleler, grafikler ve içerikler telif hakkıyla korunmaktadır. Ticari olmayan çoğaltmaya izin verilir, ancak makale başlığı ve orijinal makaleye bağlantı ile atıf yapılmasını gerektirir.

Çince versiyonu