(Minghui.org) Eskiden büyük sağlık sorunlarım vardı. 18 yaşımda nöbetler geçirmeye başladım, bu yüzden öfke ve heyecandan kaçınmak zorundaydım. Kız kardeşlerim bir araya gelip mutlu şeylerden bahsettiklerinde dayanamaz ve yüksek sesle azarlardım. Ailem her zaman beni sinirlendirmemeye çalıştı.

Otuz yaşında evlendim. Karnım hep çok şişti, sanki yedi sekiz aylık hamileymişim gibi. Sebebi şiddetli kabızlıktı. Doktorlar pelvik tüberküloz teşhisi koydular ve asla hamile kalamayacağımı söylediler.

Kolumda irin ve kan sızdıran bir şişkinlik oluşmuştu. On yıldan fazla bir süre batı ve Çin tıbbıyla tedavi edildim ama hiçbir şeyin faydası olmadı. Hatta bir doktor şişkinliği yakmaya çalıştı. Acı dayanılmazdı ve şişkinlik yeniden büyüdü. Çok fakir olduğumuz için daha fazla tıbbi tedaviyi karşılayamadığımda tek yapabildiğim acıya katlanmaktı.

1996 yılında babam ve kız kardeşim Falun Dafa'yı uygulamaya başladılar. Okuma yazma bilmediğim ve zamanım olmadığı için onlara katılma tavsiyelerine uymadım.

İki yıl sonra, 42 yaşındayken babam beni ziyaret etti ve bana ilk Falun Dafa egzersizini öğretti. Esnerken kemiklerim ağrıyordu. Ama daha sonra kendimi iyi ve hafiflemiş hissettim. "Bu benim öğrenmem için iyi bir egzersiz" diye düşündüm ve grup egzersiz alanına gittim.

Uygulamaya başladıktan sonra, yıllardır beni rahatsız eden kramplar kayboldu. Mutlu ve açık yürekli oldum. Komşularıma ve arkadaşlarıma da Falun Dafa'dan ve yaşadığım fiziksel ve zihinsel değişimlerden bahsettim. Ancak onlar bütün bunları hayal ettiğimi düşündüler. Onlar sadece kolumdaki sızıntı iyileştiği zaman bana inanacaklarını söylediler.

Çin Komünist Partisi 1999 yılında Falun Dafa'ya karşı zulmetmeye başladığında, bu beni Fa'yı çalışmaya devam etmekten ve başkalarıyla birlikte egzersizleri yapmaktan alıkoymadı. Bu yüzden yetkililer tarafından hedef alındım ve yasadışı bir şekilde tutuklandım. Dört yerel polis memuru, isteğim dışında parmak izimi almaya çalıştı. Benden Falun Dafa'nın kurucusu hakkında kötü şeyler söylememi ve uygulamayı bırakmamı istediler. Reddettiğimde beni yere ittiler. Bir anda vücudumda kramplar başladı. Polis memurlarından biri korktu ve bana Shifu'dan yardım istememi söyledi. Daha sonra beni eve götürdüler.

Komşularım bana memurların talep ettiği beyannameyi imzalamamı ve uygulamayı bırakmamı tavsiye ettiler. "Bu yanlış," diye itiraz ettim. Aynı anda kolumdaki şişlik kanamaya başladı. Onlara şişliğim içinde bir Falun olduğunu açıkladım ama bana inanmadılar. Ertesi gün irinli şişliğim kaybolduğunu fark ettiklerinde çok şaşırdılar. Sadece küçük, neredeyse görünmez bir yara izi kalmıştı. Bu tecrübeden sonra artık beni Falun Dafa'dan vazgeçirmeye çalışmadılar. Hatta bazıları "Falun Dafa gerçekten çok iyi!" dedi.

2000 yılının sonunda mahallemizdeki birkaç uygulayıcıya baskın düzenlendi. Onların Pekin'e gitmelerini engellenecekti. Ben de onlardan biriydim. Altı aydan fazla bir süre yasadışı olarak bir gözaltı merkezinde tutuldum. Burada, kuzeyde kışın hava çok soğuk olur. Hücredeki sıcak şöminenin etrafındaki zemin bile buzla kaplıydı. Başka bir uygulayıcı ile birlikte altı aydan fazla bir süre burada tutuklu kaldım.

Yasadışı hapsedilme konusunda sesimizi duyurmak için toplam 20 gün açlık grevi yaptık. O sırada hamile olduğumun farkında değildim. İçinde fare dışkısı olan buharda pişmiş mısır unu çöreklerini yiyemiyordum. Sonuç olarak, altı ay sonra taburcu edildiğimde çok zayıflamıştım.

Paramız olmadığı için bebeğim evde doğdu. Yetersiz beslenmeme rağmen bebek sağlıklıydı. Doğum sırasında zaten 46 yaşındaydım - bu gerçekten bir mucizeydi.

Doğum sırasında çok kan kaybettim. Kanama sonraki üç yıl boyunca da durmadı. Bazen pantolonum bile kan içinde kalıyordu. Bu süreçten sonra şişkinlik, kanlı püstüller, kramplar gibi tüm şikayetlerim aniden ve mucizevi bir şekilde ortadan kalktı. Bugün ben üç çocuk annesiyim.

Falun Dafa'yı 20 yıldan fazla bir süredir uyguluyorum. Şimdi 67 yaşındayım ve fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklıyım. Çok teşekkür ederim, Shifu!