​Honolulu, Hawaii: Falun Dafa Uygulayıcıları Dünya Falun Dafa Günü’nü Kutladılar ve Falun Dafa Hakkındaki Gerçekleri Açıkladılar

(Minghui.org) Hawaii'deki Falun Dafa uygulayıcıları, 11 Mayıs 2024'te Honolulu'daki Kalakaua Caddesi'nde 13 Mayıs Dünya Falun Dafa Günü'nün 25. yıl dönümünü kutladılar.

Kalakaua Bulvarı, ünlü Waikiki doğal bölgesinde yer almaktadır. Aynı gün o caddede yerel bir sokak yemeği festivali düzenlendi. Caddenin her iki tarafı da yerel yemek tezgahları, zanaatkârlar ve akrobasi, resim ve şarkı söyleme gibi eğlencelerle doluydu. Festival yaklaşık bir kilometre kadar sürdü ve her gün dünya çapından on binlerce turistin ilgisini çekti.

Uygulayıcılar Falun Dafa egzersizlerini gösterdiler ve Dafa bilgilendirici broşürleri dağıttılar. Ayrıca panoları sunmak için aydınlatma ve televizyon gibi aydınlık ortamlar da kullandılar.

Sakinleştirici müzik eşliğinde, uygulayıcılar öğrenmesi kolay Falun Dafa egzersizlerini gösterdiler ve Falun Dafa'nın meditasyon egzersizinin dinginliğini ve huzurunu sergilediler. Huzurlu atmosferleri, gürültülü cadde göz önüne alındığında özellikle benzersiz ve değerliydi ve durup izleyen birçok insanı kendine çekiyordu. İnsanlara Falun Dafa hakkında bilgi verildi. Ziyaretçiler Falun Dafa'nın ilkelerine ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü evrensel değerlerine güçlü bir şekilde katıldılar ve birçoğu Falun Dafa egzersizlerini öğrenmeye büyük ilgi gösterdi. Her şeyden önce, Çin'deki uygulayıcıların neden zulme maruz kaldığını anlayamadılar. Birçok kişi zulmün sona ermesi çağrısında bulunan dilekçeyi imzaladı.

Uygulayıcılar Hawaii'nin ünlü Waikiki bölgesinde Falun Dafa'yı yaydı ve Çin'de devam eden zulmün sona erdirilmesi çağrısında bulunan imzalar topladılar.

Dünyanın dört bir yanından gelen turistler izlemek için durdu. Onlara Falun Dafa hakkında bilgi verildi. İnsanlar zulmün sona erdirilmesi çağrısında bulunma çabalarına destek vermek için dilekçeyi imzaladılar.

Miami'den bir turist olan Maggie, uygulayıcıların huzurlu alanına ilgi duydu ve uygulayıcıların standında durdu. Bir uygulayıcının kendisine verdiği broşürü aldı ve meditasyon yapan bir uygulayıcının resmine baktığında aniden ağlayacak gibi oldu. Bunun çok tuhaf olduğunu söyledi. Falun Dafa'yı öğrenmeyi çok istediğini söyledi. Kendi şehrinde nasıl öğrenebileceği ve çevrim içi kaynaklar hakkında ayrıntılı bilgi istedi. Çin'deki uygulayıcıların hâlâ acımasızca zulüm gördüğünü öğrendiğinde, zulmün durdurulmasına yardım etmekte tereddüt etmeden dilekçeyi imzaladı.

Turist olan Jody ve Bruno meditasyona ve bedeni ve zihni geliştirmeye çok meraklıydılar. İlgili bir alanda istihdam ediliyorlardı. Uygulayıcılar onlara Falun Dafa'da beden ve zihni geliştirme hakkındaki fikirleri detaylı bir şekilde anlattılar ve kendi uygulama hikayelerini paylaştılar. Uygulayıcıların anlattıklarına çok katıldılar ve bunun onlara çok ilham verdiğini söylediler. Falun Dafa'nın beş takım egzersizini öğrenmeyi ve Falun Dafa kitaplarını okumayı gerçekten istiyorlardı. Çin'deki uygulayıcıların maruz kaldığı zulmü öğrendiklerinde, uygulayıcıların Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini takip ederek oluşturduğu asil karakterinden etkilendiler. Ayrıca Falun Dafa hakkındaki gerçekleri yaymak ve zulmü durdurmak için bir şeyler de yapmak istediler. Uygulayıcılardan izin aldıktan sonra panoların ve egzersiz yapan uygulayıcıların fotoğraflarını çektiler. Çin'deki uygulayıcıların yaşadığı zulmü daha fazla insanın bilmesini sağlamak için bu fotoğrafları web sitelerinde sergilemek istiyorlardı.

Hawaii'de yaşayan Çinli bir kadın uygulayıcılarla konuştu. Hemen Hawaii'de Falun Dafa'yı nasıl öğreneceğini öğrenmek istedi. Sık sık Çin'e dönmesi gerektiğini, bu nedenle Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) diktatörlük sistemi göz önüne alındığında kimliğini açığa vurmanın iyi bir fikir olmayacağını açıkladı. Fakat o, Falun Dafa hakkındaki gerçekleri ve uygulayıcıların hepsinin iyi insanlar olduğunu biliyordu. Falun Dafa'nın Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini kabul etti. Uzun zamandır Falun Dafa'yı öğrenmek istediğini söyledi.

Ayrıca gelecekte yurtdışındaki Çinli insanların ÇKP'den korkmamasını ve gerçek özgürlüğe sahip olabilmelerini de umuyordu.