(Minghui.org) Ben bir doktorum ve bir genel tıp kliniğinde çalışıyorum. 20 yıldan fazla süredir uygulama yapan bir Falun Dafa (aynı zamanda Falun Gong olarak da bilinir) uygulayıcısı olarak Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkeleri hayatıma ve işime yerleşti. Falun Dafa insanların ahlakını geliştiren, fiziksel ve zihinsel sağlıklarına faydalı olan erdemli bir uygulama yoludur. Falun Gong uygulayıcıları iyi işler yapan iyi insanlardır.

Kişisel Çıkarı Bırakmak

Çin’deki sağlık sistemi çıkar temeline dayanır. Özel kliniklerdeki doktorların hepsi kişisel performanslarıyla yakından ilgili olarak komisyon alır. Performansları iyiyse aylık maaşları yüksek olur. Tersine kötü performans sonucunda ise düşük maaş gelir. Doktorlar yeterince para kazanamadıkları için ayrıldıklarından özel kliniklerde çok fazla doktor sirkülasyonu olur. Bazen klinik yöneticileri sadece doktorun kliniklerinden ayrılmasına engel olmak için yüksek kazançlı hastaları doktora yönlendirir. Yüksek performans gösterenler poliklinik şartlarında sabit bir işin keyfini sürecek kadar kazanabilirler.

Daha önce klinik A’da altı yıl çalıştım. Performansı en göze çarpan olmamama karşın en uzun süre ben kaldım ve oradaki en güvenilir çalışandım. Klinik yöneticisi beni takdir ediyordu ve üzerime alacağım sadece az bir miktarda iş bırakarak yüksek kazançlı hastaları bana naklediyordu. Ama hastanın tam danışmanlık ücreti bütün tedavilerini ben yapmışım gibi benim ismimle hesaplanıyordu.

Başlangıçta bunun klinik çalışanlarıyla ilgili alternatif bir kazanç biçimi olduğuna inanarak üzerinde düşünmedim. Üstelik klinikte çok çeşitli işler yapmıştım ve bunu onların karşılığı olarak kabul ettim. Zamanla bu kazançtan aldığım miktarın artan sıklığı beni düşünmeye yönlendirdi. “Davranışlarım Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine uyuyor mu? Tedavisini büyük ölçüde benim yapmadığım hastalardan gelen bedelden büyük miktarlarda aldım. Bu doğruluk ilkesiyle uyumsuz değil mi? Yöneticim işin çoğunu yapıp karşılığında hiçbir şey almadı. Onun yerine sıkı çalışmasından gelen kazançları ben aldım. Bu merhametli olmak mıdır?” Üstelik Falun Dafa’nın kurucusu Shifu Li kayıp yoksa kazanç yoktur ilkesini net bir şekilde açıkladı. Bir kişinin kazancı fedakarlığının büyüklüğüne karşılık gelir. Fedakarlık olmadan kazanç mümkün değildir ve bir kişinin erdemi karşılık olarak azalacaktır.

Bir Falun Dafa uygulayıcısı olarak Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkeleriyle uyumlu olmayan şeylerden kaçınmam gerekiyor. Daha yüksek bir kazanç elde etmek için başkalarından faydalanmak yerine gerekli işi kendim yapmalıydım.

Bu tekrar gerçekleştiğinde yöneticimin nazik jestini reddedip ona maaşımı kazanmak için kendi becerilerime güvenmek istediğimi söyledim. Bu kazançtan vazgeçen ilk ve tek doktor olarak sözlerim yöneticimi şaşırttı. Yöneticim kararıma uymayı kabul etti ve yıl sonu toplantısında herkesin önünde diğer çalışanlara bunu belirtti ve davranışlarımı övdü.

Gerçek Merhameti Deneyimlemek

Daha yüksek bir meslek unvanı edinmek için işimden ayrılıp bir sınavı geçmek için çalıştım. Daha sonra evime yakın olan klinik B’de çalışmaya başlamadan önce dinlenmek için biraz ara verdim. Yüksek meslek unvanımın karşılığı olarak yüksek tabandan maaş alıyordum. Ancak çalışmaya başladıktan bir hafta sonra yöneticim beni aradı. İyi karakterimi övdü, beni yitirmeme arzusunu ifade etti, ama benden inanılması bir güç sebep öne sürerek hafif bir maaş düşüşünü kabul etmemi rica etti. O zaman çoktan kış mevsimiydi, mevsim koşulları yeni bir iş aramayı zor bir hale getirecekti. Bu kliniğin evime uygun bir yakınlıkta olması ve bu kadar çabuk yeni bir iş bulma motivasyonundan yoksun olmam nedeniyle kabul ettim.

Bu yeni iş ortamına henüz katılmışken beklenmedik bir şey oldu. Klinik aylık gelirimin 210,000 yuandan 80,000 yuana düşmesine sebep olarak hasta sayısında ani, keskin bir düşüş yaşadı. O kadar az hasta vardı ki yönetici bazen beni hastalarla tek başıma bırakarak ikinci katta birkaç doktoru ve hemşireyi toplayıp mahjong oynuyordu. Klinik iş yükü tek kelimeyle çok ezici olan sadece bir hemşireyi çalıştırıyordu. Nispeten hafif bir iş yükü olan yeni bir doktor olarak ne zaman hastam olmazsa gönüllü olarak yardım ediyordum.

Bir aydan fazla süre çalıştıktan sonra yöneticim aniden bana başka bir maaş azaltımı için daha geldi. Tıpkı geçen sefer gibi inanması güç mazeretler öne sürdü, ama bunun daha önce ayrılan doktorun geri gelmeyi seçtiği için olduğunu biliyordum. Ben aslında bu boşluğu doldurmak için işe alınmıştım, ama poliklinik hastalarının sayısı düştükçe bu klinikteki varlığım da gereksiz oldu.

Başvuru mülakatında kliniğin kadrosunda bulunan her bir doktoru desteklemek için yeterince hastasının olup olmadığını sormuştum. O zaman klinik personel eksikliği yaşadığı için yönetici bana kesin bir şekilde kliniğin çok kazanç elde ettiği ve yüksek maaşımı ödeyecek gücü olduğu konusunda güvence verdi. Bana güven verici bir şekilde işi kabul edip sıkı çalışmamı söyledi. Ancak ilk çalışanı geri geldiğinde ücretleri düşürüp beni işten çıkarmaya karar verdi. Boş zamanımda ayaktan tedavi merkezinde yardım ediyor, hatta başkalarının işlerine yardım ediyordum. İyi iş etiğimi görmesi üzerine yönetici beni doğrudan işten çıkaramayacağı kadar utandı ve maaşımı keserek kendi başıma ayrılmamı sağlamaya çalıştı.

Aynı zamanda yönetici her iki taraf arasındaki iletişim bozukluğu nedeniyle daha önce ayrılan doktorun geri döneceğini beklemediğini kabul etti. O zaman kışın son zamanlarıydı ve bu yeni bir iş bulmayı neredeyse imkansız bir hale getiriyordu. Yöneticimin iletişim bozukluğunun sonuçlarına ben katlanmak zorundaydım, ancak ilk düşüncem yöneticimle tartışmamam gerektiğiydi. Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkeleri temelinde nezaketimi göstermem gerekiyordu.

Sıklıkla Shifu’nun öğretilerini hatırlıyordum:

“Merhametli ve iyilik dolu bir kalbi daima korumalısınız. O zaman bir problem ile karşılaştığınızda doğru bir şekilde davranabileceksiniz, çünkü böyle bir kalp size olaya göğüs gerecek zamanı verir. Herhangi bir şey yaparken, başkalarına karşı daima iyi kalpli ve kibar olmalısınız. Bir sorun ile karşı karşıya kaldığınızda, öncelikle başkalarının bunu kaldırıp kaldıramayacağını veya incinip incinmeyeceğini göz önünde tutun. Böyle yaptığınız sürece hiçbir problem olmaz. Bu yüzden xiulian uygulamasında, kendiniz için hep daha da yüksek standartları takip etmelisiniz.”  (Zhuan Falun, 4. Ders)

Sakince ayrılışımı yaptım ve yöneticime karşılaştığı zorlukları anladığımı söyledim. COVID salgını herkesi büyük baskı altına soktu; yöneticimin çalışanlarının ücretlerinin yanı sıra daha yüksek işletim masrafları konusunda da değişiklikler yapması gerekiyordu. Sözlerim karşısında şaşıran yöneticim mutlu ve minnettar oldu. Görevlerimi devredip sakince klinikten ayrıldım. Sonraki yöneticim aylık maaşımı hiçbir kesinti olmadan zamanında ödedi.

Maaş almadan geçen neredeyse bir yılın ardından klinik B’de çalışmaya başladım. Ayrıca ayrılışım kış mevsiminin sonlarında olmuştu. Bu zorlu durumun ortasında kendime sordum, “Doğruluk-Merhamet-Hoşgörüyü uyguluyorum. Merhametli olmak ne anlama geliyor? Büyük kişisel zorlukların karşısında nefret dolu olamam veya şikayet edemem, ama kendimi başkalarının yerine koyup onlara karşı nazik olmalıyım.” Bu gerçek nezakettir ve sadece doğru inançlı Falun Dafa uygulayıcıları bunu yapabilir.

Klinik B’den ayrıldıktan bir hafta sonra daha yüksek maaşlı ve daha iyi çalışma ortamı bulunan yeni bir iş buldum. Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini izleyerek hiçbir şey kaybetmedim ve daha çok kazandım.

Yeni Bir Çalışma, Yeni Bir Başlangıç

Üç yıl önce mevcut kliniğimde çalışmaya başladım. İlk geldiğimde kliniğimin takipli hastası yoktu ve sadece bir ay önce açılmıştı. İki yöneticinin kurduğu ayaktan tedavi merkezinin personelleri onlar, kendim ve bir hemşireyi içeriyordu. İki yöneticiden birinin hiçbir tıbbi bilgisi yoktu ve sağlık sektörü dışından geliyordu. Bir diğeri de bir tıp doktoru olmasına karşın birçok yıldır pratik yapmadığı için bilgisi bir intörn doktorla eşit düzeyde olan Jane (takma ad) adındaki bir kadındı. Ben poliklinik tanıları ve tedavi işlerinin çoğunu üstlenirken iki yönetici kliniğin idari işlerini yürütüyordu.

İster devlet hastaneleri olsun ister özel poliklinikler olsun, Anakara Çin’deki sağlık sistemi kar oluşturma temelinde çalışır. Bizim gibi özel kliniklerde tıbbi bakım o kadar ticarileştirilmiştir ki çoğu yönetici sadece karlı bir iş yapmaya odaklanır. Çalışkan ve merhametli bir doktor bulmak şans meselesidir. İyi bir doktorla karşılaşan hastalar daha az para harcarlar. Kötü niyetli doktorlar hastalarını kandırır ve onlara gereksiz tıbbi işlemler için ödeme yaptırırlar.

Bu kliniğe geldikten sonra Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini izlemeye yemin ettim. Hastalarıma dürüst bir şekilde hizmet edip daha fazla para kazanmak uğruna onları kandırmaktan kaçınıyorum. Nazik yöneticilerim de hastaların güvenini kazanmak için kaliteli hizmet sunma felsefemi izlemeyi kabul ettiler.

Hastalarıma karşı ciddi ve sorumlu bir tutum benimsiyorum. Hastalarım danıştıklarında tıbbi durumlarını, uygulanan tedavi yöntemlerini, not almaları gereken şeyleri, tedavi masraflarını, beklenen prognozu açıklıyorum. Tedavi sürecini net bir şekilde anlamak da endişelerini hafifletiyor ve tıbbi becerilerime olan güvenleri artıyor. Her ne zaman zor hastalarla karşılaşsam onlara Dafa’dan geliştirdiğim nezaketle davranmaya çalışıyorum. Kliniğimiz onları başarılı bir şekilde tedavi ettikten sonra pek çok hasta kazandı.

Bir keresinde kaba ve orta yaşlı bir kadınla karşılaştım. İlk bakışta hoş olmayan bir izlenim yarattı. Ayrıca çok hassas olan bünyesi reçete ettiğim ilaçlara oldukça kötü bir şekilde yanıt verdi. Başlangıçtaki tedavi seansından sonra yöneticim dedi ki: “Bu kez sıkıntıdasın; bu hasta kolay olmayacak.” Başlangıçta bende kötü bir izlenim bırakmıştı, sert karakterli ve talepkardı, onu başımdan savmak için bir bahane arıyordum. Bunun üzerinde daha fazla düşündükten sonra karşılaşmamızın önceden ayarlanmış olduğunu fark ettim. Doğruluk-Merhamet-Hoşgörüyü uygulamama karşın neden onunla empati kurmakta başarısız oluyordum? Hasta bir kişi zaten acı çekiyordur, bunun üzerine nasıl kötü tavrı için hastayı suçlayabilirdim? Ona içtenlik ve nezaketle davranmaya karar verdim.

İkinci başvurusunda bu kadının durumu iyiye gitmişti ve bana güvenmeye başlıyordu. Zamanla bu kadın gittikçe daha çok iş birlikçi oldu ve tedavi seanslarının sonunda bana dedi ki: “Bir daha hasta olduğumda sana geleceğim.” Diğer birçok hasta da onunla aynı duyguları ifade etti.

Günlük hayatımda her ne zaman anlaşmazlıklarla karşılaşsam çıkarlarımı bir kenara koyup başkalarına karşı nazik olmak için Dafa’nın öğretilerine güveniyorum. Her ne zaman yöneticimin akrabaları ve arkadaşları danışmak için gelseler yöneticim onlara büyük bir fiyat indirimi yapıyor. Daha az para karşılığında aynı miktardaki işi yapmama rağmen bunu kalbimde tutmuyorum ve bütün hastalarıma aynı düzeyde ilgi gösteriyorum. Bazen yüksek bir danışma ücreti olan bir hastayla karşılaştıktan sonra onu kendi başıma tamamlayabilecek olsam bile işi bayan yöneticimle bölüşüyorum. İşi ve danışmanlık ücretini eşit bir şekilde paylaşıyoruz ve bu klinikte o da doktor olarak çalıştığı ve maaşı baktığı hastalara göre hesaplandığı için ona yardımcı oluyor.

İlk geldiğimde Jane’nin tıbbi tecrübesi bir intörn doktorla eşit düzeydeydi. Bana sorular soruyordu ve ona tereddüt etmeden açıklıyordum. Teşhis ve tedavisi benim yönlendirmeme dayanıyordu. Daha önceki bir iş arkadaşım bir keresinde bana dedi ki: “Bildiklerini asla başkalarına öğretme. Sadece kendin için daha fazla çekişmeye sebep olursun.” Tersine Dafa’nın ilkeleri bana başkalarına nezaket ve içtenlikle davranmamı öğretiyor. Ayrıca Jane’nin gelişen tıbbi becerileri kliniğimize ve hastalara faydalı oldu.

Başlangıçta kliniğimiz bir hemşireyi işe aldı. Daha sonra hemşire beni, yönetici A’yı ve Jane’ni kliniği kendi başımıza yürütmek üzere bırakarak ayrıldı. Üç yıllık salgın boyunca Çin Komünist Partisi (ÇKP) sıradan insanların hayatlarını kötüleştirerek sık karantinalar uyguladı. Aslında polikliniğimizde işler iyi gidiyordu, ama ÇKP’nin baskıcı önlemlerinden sonra baktığımız hastalarımızın sayısı azaldı. Masrafları karşılamak için yöneticiler hiçbir hemşireyi işe almamaya karar verdiler. Hasta aralarında görevlerin bazılarına yardım etmek için inisiyatif aldım. Hemşiremiz ayrıldığından beri iki yıl geçti ve bu fazladan görevleri şikayet etmeden tamamlamaya devam ettim ve daha yüksek bir maaş talebinde bulunmadım. Yöneticilerim çok minnettarlar.

2022’de yaşadığım şehre birkaç ay boyunca eşi benzeri görülmeyen, ciddi bir karantina uygulandı. Bütün işler askıya alındı ve birkaç ay boyunca maaş almadım. Salgın önlemleri biraz gevşetildiğinde Jane ve kocası arabayla evime gelip bana geçen birkaç ayı karşılamak için yardım parası olarak bin yuan verdiler. Ona teşekkür edip parayı kabul etmedim. Bu yöneticiler için kolay olmamıştı. Hiçbir gelir olmadan hala kliniği devam ettirmek için kira ödemek zorudaydılar. Shifu bize başkalarına karşı düşünceli olmamızı öğretti, bu nedenle bin yuanı geri verdim ve sadece yöneticimin yanında getirdiği birkaç yiyeceği aldım.

Aynı yıl Güz-Ortası Festivali sırasında yöneticilerim bana içerisinde 500 yuan bulunan kırmızı bir zarf verdiler. Karantina henüz kaldırılıp işlerimiz hala kötü gittiği için ekonomik yüklerini arttırmak istemiyordum ve sadece getirdikleri bir kutu ay pastasını kabul ederek parayı reddettim. Davranışımdan etkilenen yönetici dedi ki: “Gerçekten iyi bir insana denk geldik.”

Yöneticilerim benden hoşnutlardı ve onlara Falun Dafa’yı uyguladığım için ÇKP tarafından zulüm gördüğümü söylediğimde derin sempati duyduklarını ifade ettiler. Çoğu insan doğuştan bir adalet anlayışına sahiptir, ayrıca Jane’nin ÇKP’nin kötü doğası konusunda derin bir anlayışı vardı ve bana karşı çok koruyucu oldu. Yönetici A da benim vasıtamla ikna olduktan sonra ÇKP’den ayrıldı.

Şimdi polikliniğimize gelen hasta sayısında artış var ve hastaların çoğu memnun kalıyor, devamlı hastamız oluyor. Bu hastalar bilgilerimizi övüp bizi akrabaları ve arkadaşlarına bile tanıtıyorlar. Hatta bütün ailenin düzenli aile hekimi oluyoruz. Geçen üç yıldan fazla zaman boyunca büyük bir hasta tabanı oluşturduk ve bölgemizde iyi olarak biliniyoruz.

Sonuç

Yirmi altı yıllık uygulamama dönüp baktığımda duygularla dolu oluyorum. Falun Dafa bana insan varoluşunun gerçek anlamını, nasıl uygulama yapıp kendimi geliştireceğimi, nasıl iyi işler yaparak erdem biriktireceğimi öğretti ve beni kötü şeyler yapmanın geri ödemeyle karşılaşacağı konusunda uyardı. Sıradan insanların bilmediği birçok Fa ilkesini öğrendim. Bugünün materyalistik arzu ve eğilimlerle dolu kıyamet alameti misali olan dünyasında sadece Dafa’nın rehberliği sayesinde merhamet geliştirip kendimi kontrol edebiliyorum ve arzular denizine daha fazla batmaktan kaçınıyorum. Bu sıkıntılı zamanda sadece Shifu saflığa giden doğru bir yolda uygulayıcılara yol gösteriyor.

ÇKP’nin Dafa’ya olan acımasız zulmü son derece kötü olan doğasının kanıtıdır. Umarım vicdanı olan her insan iyiliği seçip kötülüğü bırakır. Umarım bütün iyi kalpli insanlar “Falun Dafa iyi. Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi,” sözlerini hatırlar, güvende kalır ve Falun Dafa’nın kutsamasının keyfini sürerler.

( Minghui.org'da Dünya Falun Dafa Günü kutlamaları için seçilmiş gönderim)