(Minghui.org) Liaoning Eyaletine bağlı Fushun Şehrinin 70 yaşlarındaki bir sakini, 2020 yılının Haziran ayında tutuklandı ve daha sonra insanlarla Falun Gong hakkında konuştuğu için 2,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bay Luo Chungui, Liaoning'in başkenti Shenyang Şehrindeki Dongling Hapishanesi’nde hapis yatarken, elektrik şoku, vahşi dayak, üzerine biber suyu sıkılması ve uykusuz bırakma dahil olmak üzere çeşitli işkence yöntemlerine maruz kaldı. 25 Aralık 2023'te serbest bırakıldı. Aşağıda gördüğü zulme ilişkin kendi anlatımı yer almaktadır.

***

Benim adım Luo Chungui. 12 Mart 2020'de Guchengzi 8 Nolu Ortaokulu yakınında insanlarla Falun Gong hakkında konuştum ve Guchengzi Polis Karakolu memurları tarafından olay yerinde tutuklandım. Pandemi nedeniyle ev hapsinde serbest bırakıldım. O günden sonra polis sık sık beni taciz etmeye geldi. Evde kimsenin olup olmadığına veya ne yaptığımıza bakmaksızın evimi istedikleri gibi aradılar. Bir seferinde evde tek başına olan oğlum duş alırken geldiler. Evi yağmaladılar ve herhangi bir arama emri sunmadan Falun Gong kitaplarımı ve cep telefonumu aldılar.

28 Haziran 2021'de fırça almak için dışarı çıktım ve kapıdan çıkar çıkmaz tutuklandım. O gün Fushun Şehri Gözaltı Merkezi’ne götürüldüm. Gardiyanlar herkese gözaltı merkezi kurallarını ezbere okumalarını emretti. Bunu yapmayı reddettim ve yanlış bir şey yapmadığım konusunda ısrar ettim. Misilleme olarak bana verilen yiyecek miktarını azaltma bahanesini buldular. Daha sonra bana tuvalet kağıdı vermeyi bıraktılar ve çamaşır yıkamama izin vermediler. Oğlumun günlük ihtiyaçları satın almam için bana gönderdiği 100 yuan mahkûmlar tarafından kullanıldı. Oğlum daha sonra bana 200 yuan daha gönderdi. Mahkumlar zorla kanımı aldılar ve 200 yuan'i kan testi için kullandılar. Gözaltı merkezinde huzur içinde bir gün geçirmedim.

Daha sonra gizlice 2,5 yıl hapis cezasına çarptırıldım ve Dongling Hapishanesi’ne kabul edildim. Gardiyanlar beni izlemek için yedi veya sekiz mahkûmdan oluşan küçük ekipler kurdular. Hepsi kötü görünüşlü, güçlü yapılı adamlardı.

Başlangıçta mahkûmlar bana çeşitli işkence aletleri gösterdiler ve eğer Falun Gong'dan vazgeçtiğime dair bir açıklama yazmayı reddedersem, bunları üzerimde kullanmakla tehdit ettiler. Çoğu kişi işkence aletlerini gösterdikten sonra pes etmişti. Ben de korktum. Ama ne olursa olsun bu açıklamayı yazamayacağımı kendime söyledim. Daha sonra mahkumlar üzerime basıp işkence aletlerini el ve ayak parmaklarıma uyguladılar. Kıyafetlerim kana bulandı. Vücudum morluklarla kaplandı, ellerim ve ayaklarım morardı. Sonraki birkaç ay boyunca uyuşuk kaldılar. Şu anda bile ellerim hala tam olarak iyileşmedi ve sıklıkla deri altından kanıyor.

İlk işkence turundan sonra, birinci koğuştaki Beşinci Hücreye atandım. Mahkûmlar tarafından yakından takip ediliyor ve kimseyle konuşmama izin verilmiyordu. Bir gün, iki yeni mahkûmla Falun Gong hakkında konuşurken kulak misafiri olan gözetleyici mahkûm beni Li soyadlı gardiyana ihbar etti.

Li ve Tang soyadlı başka bir gardiyan bana vurdu ve tekme attı. Daha sonra beni tekrar hücreye götürüp ranzanın çerçevesine astılar. Mahkûmlara beni izlemeleri ve uyumamı engellemeleri talimatı verdiler. Gözlerimi kapatır kapatmaz gözlerime vururlardı. Bir mahkûm hapis cezasını azaltmak için beni özellikle sert bir şekilde dövdü. Sonuç olarak bileğim neredeyse kırılıyordu.

Gardiyanlar ayrıca her ay düşünce raporları yazmamı da emretti. Reddettiğim için bana dört kez biber suyu sıktılar ve elektrikli coplarla şok verdiler. Bir işkence seansından sonra sırtım ciddi şekilde yandı.

酷刑演示:

İşkence canlandırma: Elektrik şoku