(Minghui.org) Selamlar Shifu! Selamlar uygulayıcı arkadaşlar!

Onlarca yıldır hiçbir şey yazmadım, bu yüzden yazma becerilerim sınırlı. Lütfen bir uygulayıcının standartlarına uymayan herhangi bir şey varsa belirtiniz.

Ben 63 yaşındayım ve xiulian uygulayan ama gerçekten xiulian uygulamayan uygulayıcılardan biriyim, bu yüzden tekrar tekrar tökezledim ve düştüm. Fakat merhametli Shifu benden asla vazgeçmedi ve bana her zaman fırsatlar verdi. Minnettarlığımı ifade edebilecek hiçbir kelime yok.

20 Temmuz 1999'dan sonra Shifu ve Falun Dafa (Falun Gong olarak da bilinir) hakkındaki iftiralar tüm Çin'e yayıldı. Kocam ve ben yaklaşık 20 gün boyunca köy komitesi tarafından yasadışı olarak alıkonulduk. Ailemiz bize her gün yiyecek getirmek zorundaydı. Tarımda yoğun bir sezondu. Falun Dafa'yı uygulamayı bırakacaklarına dair garanti beyanı imzalayarak evlerine gitmelerine izin verildi; reddedenler ise zorunlu çalışma kampına gönderildi.

En küçük oğlum sadece altı yaşındaydı. Dafa hakkında sadece kabaca bir fikrim vardı ve Çin Komünist Partisinin (ÇKP) kültüründen güçlü bir şekilde etkilenmiştim. Korkumdan, itibarım ve kişisel çıkarlarım için duyduğum endişeden dolayı, meditasyon uygulamasından vazgeçtiğime dair garanti beyanı imzaladım.

Geçmişi düşündüğümde çok utanıyorum. Shifu'dan özür diliyorum: Saygıdeğer Shifu, çok büyük bir hata yaptım ve tekrar tekrar önünüzde eğiliyorum.

Falun Dafa Cevaplanmamış Sorularımı Çözdü

Küçüklüğümden beri, evimize gelen ve orada kalan şekilli varlıklar görüyordum. Annem onları göremiyordu ve ben bunu ona anlattıktan sonra korkmuştu. Ben 12 yaşındayken bir gece gökyüzü zifiri karanlıktı. Ona oturma odasında birini gördüğümü söyledim, bunun üzerine annem beni azarladı ve şöyle dedi: "Hayalet gördün!" O günden sonra geceleri tek başıma dışarı çıkmaya cesaret edemedim.

Yüksek varlıklara ya da reenkarnasyona inanmazdım.En büyük oğlum dört yaşındayken, rüyamda onunla birlikte iki asker tarafından korunan geniş bir avluya girdiğimi gördüm. Avluda bir basketbol sahası vardı. Merdivenlerin tepesinde, girişi askerler tarafından korunan bir ev vardı. Oğlumla birlikte avluya girdik.

Eve girdik ve batı duvarına bakan gri Zhongshan takım elbiseli bir adam gördük (batı duvarında bir pencere vardı). Duvarda onun ve karısının düğün fotoğrafı vardı. Fotoğraftaki kadının ben olduğumu fark ettim ve rahmetli eşini düşünerek gözyaşlarına boğuldu. Yanına gittim ve şöyle dedim: "Üzülme. Başka bir kadın bul ve onunla evlen. Ben reenkarne oldum ve oğlum şimdi dört yaşında. Ondan sonra kendime sormaya başladım: Gerçekten geçmiş hayatlar var mı?

20 yıldan daha uzun bir süre önce kocam küçük bir kömür madeninde çalışıyordu. O zamanlar çok sayıda kömür madeni vardı. Bir gece, kocam gece vardiyasında çalışırken bir rüya gördüm: Sokakta yürüyordum ve kocam da arkamda gözleri kapalı yürüyordu. Ona "Gözlerini aç, ya düşersen?" dedim. Ama beni dinlemedi.

Birden arkamızdan geçen bir arabanın sesini duydum. Arkamı döndüm. Dört katır tarafından çekilen bir araba kocamı ezmek üzereydi! Katırların önünü kestim, kocam düştü ama yaralanmadı.

Kocam işten eve geldiğinde şunları söyledi: "Bir taş yerinden fırladı ve önce başıma, sonra sırtıma düştü. Baygınlık geçirdim ve bir kömür kamyonu bir bacağımın üzerinden geçti. Diğerleri beni uyandırdı. Uyandığımda iyi olduğumu söyledim ve herkes bunun inanılmaz olduğunu düşündü."

O zamanlar Falun Dafa'yı uygulamadığım için durumu anlayamadım. Bu yüzden, "Ben genellikle kimseden faydalanmadığım için, belki de bir tanrı beni koruyordu." diye düşündüm.

Başka bir zaman, kocamın gece vardiyasında çalışması gerekiyordu. Bütün gün yağmur yağmıştı ve hava kasvetliydi. Bir önsezim vardı ve işe gitmesine izin vermedim. Ertesi sabah mırıldandı: "Seni dinlememeliydim. Tatilde olmama rağmen dün gece işe gitmedim. Bunu ödemek zorundayım."

Evden çıkarken kız kardeşinin kendisine doğru geldiğini gördü. "Dün gece birkaç küçük kömür madeninde 14 kişi boğuldu ve bölgedeki tüm küçük kömür madenleri kapatıldı!" dedi. Çok şanslı hissettik!

Kocam tüm bu süre boyunca bir kömür madeninde çalıştı ve birkaç sıyrık dışında hiçbir ciddi yara almadı.

Fa'yı Elde Ettiğim İçin Mutluyum

Kocam ve ben, onun ailesi ve ağabeyinin ailesiyle aynı evde yaşıyorduk. Oğlum ağabeyinin oğlundan daha küçüktü ve sık sık onun zorbalığına maruz kalıyordu. Sürekli çatışmalar oluyordu ve bu da beni her zaman kızdırıyordu.

1996 yılında sık sık sırtımda ve göbeğimin sol tarafında ağrılar yaşıyordum. Zamanla daha da kötüleşti ve nefesim daraldı, bu yüzden yemek yiyemiyor ya da uyuyamıyordum. Hastaneye gittim, orada bana birçok ilaç verildi ama hiçbiri beni iyileştirmedi.

Daha sonra bir geleneksel Çin tıbbı doktoruna gittim ve burada bana infüzyonlar ve bitkisel ilaçlar verildi. Yan etki olarak bacaklarım o kadar güçsüzleşti ki alışverişe bile gidemez oldum. İlaçlar işe yaramayınca almayı bıraktım. Belki de önceki hayatımda yanlış yaptığım bir şey için cezalandırıldığımı düşündüm.

Bir gün kocamın ağabeyi bana: "Git ve bir Falun Dafa kitabı ödünç al; o Buda okulunun bir qigong'udur." dedi.

Bazı şüphelerim vardı ama Zhuan Falun'un bir kopyasını ödünç aldım ve üç gün içinde okudum. Çocukluğumdan beri aklımda olan bütün sorular kitapta cevaplanmıştı. Önsezilerin ve sezgilerin insanın doğuştan gelen yetenekleri olduğunu anladım. Falun Dafa'nın gerçek xiulian uygulaması olduğunu fark ettim.

Falun Dafa egzersizlerini öğrendikten sonra bütün ilaçlarımı attım. Birkaç gün egzersiz yaptıktan sonra nefes darlığım geçti, iştahım ve gücüm geri geldi, sadece sırtımda ve göbeğimin sol tarafında biraz ağrı vardı.

Bir gece kocam sarhoştu ve neredeyse gece yarısına kadar üç saat boyunca küfretti. Eğer bu Falun Dafa'yı uygulamadan önce olsaydı, onunla tartışırdım ama o gün xinxing'imi çok iyi koruyabildim.

Uyuyamadım, bu yüzden giyindim ve Zhuan Falun'u okumak için kanepeye oturdum. Bana "Ne yapıyorsun?" diye sordu. Dedim ki, "Sana hiçbir şey yapmadığı halde anneme hakaret ediyorsun. Eğer önceki hayatında sana zorbalık yaptıysa, o sadece senden öç alıyordu. Eğer sana hiçbir şey borçlu değilse, o zaman ona De (erdem) veriyorsun. Ben şimdi bir Falun Dafa uygulayıcısıyım ve Shifu benim xinxing'imi geliştirmeme ve karmamı dönüştürmeme yardım ediyor. Seninle tartışmayacağım." O, "Artık küfür etmeyi bıraktım" diye cevap verdi.

Daha önce o küfrederken, her küfredişinde kolumda bir şey hissederdim. Ertesi sabah kalktığımda sırtımdaki ve göbek deliğimin sol tarafındaki ağrının tamamen yok olduğunu fark ettim!

Yaklaşık 1,500 yuan harcadığım (bugün 10,000 yuan'dan daha fazlasına eşdeğer) ama hiçbir şeyi iyileştirmeyen bir şey, Falun Dafa'yı on gün uyguladıktan sonra iyileşti! Arkadaşlarım ve akrabalarım bu mucizeye tanık oldular ve bazıları da uygulamaya başladı.

Bu 1997 yılının Temmuz ayıydı ve sınavı geçmem uzun zaman almıştı.

1998 yazında, bir uygulayıcı ile birlikte bölge kasabasına gittim. Dönüş yolunda fırtına başladı. Yağmur altında bisikletlerimizi sürdük ve sonunda eve ulaştık. Yolda aklıma şu düşünce geldi: "Bir gün tüm bu zorluklarla bitecek mi?" (Bu düşünceyi benim kışkırttığımı ancak şimdi fark ediyorum).

Eve vardığımda titriyordum. Ertesi gün kendimi daha da kötü hissettim. Yerel hastanede bana alerjik reaksiyon gösterdiğim bir iğne yapıldı. Doktor bir şey yapamadı ve beni eve gönderdi. Ondan sonra eski semptomlarım geri döndü ve her geçen gün daha da kötüleştim.

İçime nasıl bakacağımı ya da Fa açısından neler olduğunu nasıl anlayacağımı bilmiyordum. İlaç aldım ama faydası olmadı, bu yüzden bütün gün yatakta oturup ölmeyi bekledim. Bir gün baldızım bana şöyle dedi: "Neden benimle gelip öğle yemeği dahil günde sekiz yuan karşılığında tütün yaprağı toplamıyorsun (çiftlik işçiliği)?"- "Çok zayıf değil miyim?" diye itiraz ettim. "Denemeden bilemezsin" diye cevap verdi.

Deneme Fikrini Kabul Ettim

Birkaç gün sonra nihayet hasta olduğumu düşünmekten vazgeçtim. Günden güne daha iyi hissediyordum. İştahım yerine geldi, enerjim arttı ve artık nefes darlığı çekmiyordum. Toplam 40 gün boyunca tütün yaprağı topladıktan sonra, dükkan sahibi bana 42 günlük çalışma karşılığında ödeme yaptı.

Fazla parayı sahibinin büyük oğluna geri verdim ve şu sözleri söyledim: "Ben bir Falun Dafa uygulayıcısıyım. Shifu bize Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini takip etmemizi söyledi. Ben başkalarından faydalanamam." Ayrıca bizim için yemek pişiren yaşlı adama da on yuan verdim. İkisi de mutlu oldu ve şöyle dedi: "Bugünlerde sizin gibi çok az insan var. Aslında hiç yok. Falun Dafa çok iyi." dediler.

Daha önce Shifu'nun artık beni önemsemediğini, beceriksiz bir öğrenci olduğumu düşünmüştüm. Ancak şimdi anladım ki, Shifu bütün bu zaman boyunca beni izliyor ve koruyordu.

Bir gün özel olarak köfte yemek istedik. Eve yarım saat erken geldim, hamuru ve iç malzemesini hazırladım. Benimle birlikte tütün yaprağı toplayan kadından köfte yapmama yardım etmesini istedim. Ben tekrar ısrar edene kadar tereddüt etti. O da bana katıldıktan beş dakika sonra büyük bir "gümbürtü" duyduk. Herkes ne olduğunu görmek için avluya koştu. Anlaşıldığı kadarıyla bir katır dizginlerinden kurtulmuş ve ot yemek için tütüncü dükkanının çatısına çıkmıştı. Çatı çöktü ve katır, normalde oturup tütün yapraklarını topladığımız yere düştü!

Herkes iyi olduğumuzu anladığında şöyle haykırdı: "Tanrıya şükür! Ev sahibi kutsanmış, siz de kutsanmışsınız! Bazı ölümsüzlere adak adıyor olmalısınız!" Shifu'nun beni koruduğunu fark ettim. O andan itibaren tekrar Falun Dafa uygulamaya başladım.

Bir gün rüyamda gökyüzünün parıldayan yıldızlarla dolu olduğunu gördüm. Kollarımı açtım ve aniden uçmaya başladım. Bağırdım: "Shifu, işte geliyorum!"

Şöhrete Olan Takıntım Neredeyse Hayatıma Mal Oluyordu

Bir gün kayınpederim termal giysisinin düğmesini dikmemi istedi ama üstünü çıkarmak istemiyordu. Bu isteğini, az önce her tarafının terlediğini ve bu nedenle üşütmekten korktuğu için üstünü çıkarmaya cesaret edemediğini söyleyerek açıkladı. Bu yüzden düğmeyi kıyafet üzerindeyken dikmemi istedi. Kayınbiraderlerimden biri düğmeyi dikerken oradaydı. Ben dişlerimle ipliği ısırarak koparırken, en büyük eltim dışarıdan içeri girdi.

O öğleden sonra, diğer tüm uygulayıcıların önünde bana kayınpederimin kollarında ne yaptığımı sordu. Öfkelendim ve "Kayınpederimizin amfizem, pulmoner kalp hastalığı ve bronşiyal astımı olduğunu bilmiyor musunun?" dedim. Diğer açıklamalarımı dinlemeyi reddetti ve beni suçlamaya devam etti.

Eltimin mantıksız bir şekilde bana hakaret etmesine ve xinxing'imi kaybetmeme neden olan şeyin eski güçler tarafından ayarlanan sorun olduğunu artık biliyorum.

Xinxing'imi yükseltmek için kendimi Fa'ya karşı ölçmedim, ama kendime sıradan bir insan gibi baktım ve onun suçlamalarına o kadar üzüldüm ki, itibarımın kaybettiğimi hissederek her gün ağladım.

Bir gece gökyüzünde üç altın işaretin belirdiğini gördüm: Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü. Birdenbire 'Merhamet' kelimesi 'felç' kelimesine dönüştü.

Sonra üç figür belirdi. Sol tarafta, elinde kurt dişinden bir asa tutan, eski kıyafetler giymiş siyah giyimli bir figür vardı. Ortada sarı giysili bir figür vardı ve elinde kıvranan bir ejderhanın altın asasını tutuyordu. Sağdaki figür sarı bir kasaya giymişti ve gözyaşı döküyordu (bunun Shifu olduğunu anladım).

Ortadaki figürle kısa bir tartışmadan sonra siyahlı figür önce bana vuracağını söyledi. Figür silahını kaldırır kaldırmaz nefes alamadım ve dizlerimin üzerine çöktüm. Tüm vücudum sanki dikenlerle delinmiş gibi ağrıyordu.

Annem dehşete düşmüştü. Ertesi gün kocamdan beni muayene etmesi için bir doktor getirmesini istedi ama durumum düzelmedi. Beni bir psikiyatri hastanesine gönderdi, orada bana iğneler yapıldı ama bu da işe yaramadı.

Tamamen eski güçlerin tuzağına düştüm ve bundan kurtulamıyordum. Şöyle düşündüm: "Bu hale gelmek için ne yaptım ben? Shifu'ya utanç getirdim."

İntihar etmeyi bile düşündüm. O gece rüyamda kendimi asmak için bir tanrının tapınağına ip taşıdığımı gördüm. İçeri girdiğimde, tanrının ön kapının karşısında oturduğunu ve yanında sarı giysili figürlerin durduğunu gördüm. Başları sarı bir bezle örtülüydü.

Tanrı bana "xiulian uygulamak yerine burada ne yapıyorsun?" diye sordu. Cevap verdim: "Kendimi asmaya geldim. Kirişler nerede?" Tanrı devam etti: "Başlarının neden bezle örtülü olduğunu biliyor musun? Çünkü seni korkutmaktan korkuyorlar. Eğer korkarsan, Shifu'n hepimizi yok eder." Sonra benden gitmemi istedi.

Ben reddettim. Sonra gökyüzünde yüksek bir ses çınladı: "Atın onları dışarı!" Birdenbire uyandım. Ondan sonra bacaklarım gittikçe ağırlaştı ve yavaş yavaş yürüme yeteneğimi kaybettim.

Bir sabah kafam o kadar karışıktı ki bütün sabah uyudum. Kocamın arkadaşı beni görmeye geldi, ancak birkaç kez uğraşmalarına rağmen kimse beni uyandıramadı.

O sabah uzun bir rüya gördüm. Rüyamda belli bir alemde bir tanrıça idim. Gizlice kaçıp insanların dünyasına inmiştim ama yakalanıp geri getirildim. Beni tekrar tekrar dövdüler ama hiç acı hissetmedim. Bunu daha çok vücudumda aşağı yukarı gidip gelen bir elektrik şoku gibi hissediyordum, sadece kalbimde rahatsız edici bir his vardı.

Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyordum. Bir süre sonra biri geldi, diz çöktü ve "Shifu, o hala bir azize. O Falun Dafa'yı uygulamaya başladı." Sonra vurmalar aniden durdu.

Kısa bir süre sonra, yine aynı rüyada, kendimi beyaz önlüklü doktorlarla çevrili bir hastanede buldum. Ameliyat olacaktım. Direndim, hasta olmadığımı ve kalkmak istediğimi söyledim. Ama kalkmama izin vermediler. Bir ses bana şöyle dedi: "Korkma. Shifu burada ve seni izliyor." O zaman uyandım.

Bir süre sonra artık hiç hareket edemiyordum, sadece ellerimi hareket ettirebiliyordum. Ama beynim uyanıktı. Ne yemek istediğimi yazabiliyordum. Çin Yeni Yılı arifesinde dilimi bile hareket ettiremiyordum ve bir şey yiyip içemiyordum.

Kocam ve diğerleri beni tekrar psikiyatri hastanesine gönderdiler. Oradaki doktor, son taburcu edildiğimde bana enjekte edilen ilaca karşı alerjik bir reaksiyon gösterdiğimi söyledi. Bu sorun 20.000 kişiden birinde görülüyormuş.

Hemşire bana panzehirli bir iğne yaptıktan sonra tekrar hareket edebildim. Tekrar ayağa kalkabildim, yürüyebildim ve yemek yiyebildim. Ertesi gün taburcu edildim. (Psikiyatri hastanelerinde takip edilen diğer uygulayıcıların eve salya akıtarak döndüklerini, uzuvlarında hareket kabiliyetini kaybettiklerini ve sonunda öldüklerini okudum. Belirtiler benimkiyle tamamen aynıydı).

Eve geldim ama bütün gün uyuşuktum ve iyi yemek yiyemiyor ya da uyuyamıyordum. Diğer uygulayıcılar beni cesaretlendirdiler: "Uygulamaya geri dön." - "Shifu benimle ilgilenmeye devam edecek mi?" diye sordum. Diğer uygulayıcılar, "İnsani düşüncelerinle Shifu'yu yargılama." diye cevap verdiler.

Böylece xiulian uygulamaya devam ettim ve diğer uygulayıcılar ile birlikte Fa'yı tekrar çalışmayı başladım. Bir gün rüyamda eski bir kaleye gittiğimi gördüm. Orada hiç kimse yoktu ama kâğıttan insanlar ve havada süzülen kâğıttan arabalar vardı. "Ben burada olamam; Falun Dafa'yı uygulamalıyım!" diye düşündüm. Bu düşünce aklıma gelir gelmez hemen kaleden dışarı uçtum.

Sonra kalenin dışındaki bir eve geldim. Kendi istekleri dışında Falun Dafa'yı bırakacaklarına dair bir beyan yazan ama daha sonra tekrar uygulamaya başlayan herkes bir beyanname imzalamak zorundaydı.

Eve girer girmez sorumlu kişi bana: "Tekrar uygulama mı yapmak istiyorsun?" diye sordu. - "Evet, tekrar uyguluyorum. Şöhretimden, servetimden ve duygularımdan vazgeçemediğim için başarısız oldum. Bu sefer bunların hepsini bırakıyorum" diye cevap verdim.

Bir Uygulayıcı Yapılan Sırt Masajindan Sonra Yaşanan Sorunlar

On yıldan fazla bir süre önce bir sınıf arkadaşım göğüs kanserine yakalandı. Benim tavsiyem üzerine Falun Dafa uygulamaya başladı. Ondan sonra sağlığı hızla iyileşti. Zulüm başladığında, Dafa'yı onaylamak için önde yer aldı ancak ÇKP onu birkaç kez hapsetti ve zulüm gördü. O sebat etti ve bunu atlatmayı başardı.

Ancak, Fa tarafından başa çıkamadığı aile çatışmaları ortaya çıktı. Sosyal baskıyı ve ailesine karşı olan duygularını aşamadı ve sonunda hastalandı.

O zamanlar ciddi şekilde hasta olduğunda ona insani düşüncelerle davrandığımı fark etmemiştim. Görünürde ona Fa'yı okudum ama çektiği acıya ağladım ve sırtını ovdum. O zamanlar eski güçler tarafından istismar edilen pek çok insani takıntım vardı.

O gece uzandığımda eski güçlerden bir ses duydum. Hemen karnımın altındaki kemiğin sürgülü bir kapı gibi kapandığını hissettim. Ondan sonra artık bağırsaklarımı boşaltamamaya başladım. Bu beni endişelendirdi ve uygulayıcı arkadaşlarıma bundan bahsettim. Onlar bana bunun bir illüzyon olduğunu söylediler. Shifu'nun hastalık karması hakkındaki Fa'sını hatırladım ve yaşam ve ölümü bıraktım, her gün üç bardak su içtim ve üç kâse pirinç lapası yedim.

Her gün uygulayıcı arkadaşlarımla Fa'yı uygulamaya ve çalışmaya devam ettim ama yine de kendimi rahatlatamadım. Sonra sekizinci günün sabahının erken saatlerinde, salonun ruhlardan temizlenmesi gerektiğini ve bir uygulayıcının Dafa kitaplarını sadece temiz kâğıtlara sarması gerektiğini söyleyen yüksek ve net bir ses duydum. Ses uygulayıcının ismini verdi ve salondaki dışkı kovasının koktuğunu söyledi. Ses, Shifu'nun uygulayıcıların kalplerindeki Shifu'ya olan saygıyı bildiğini ve bu yüzden onları suçlamadığını söyledi.

Adı geçen uygulayıcının salonunda Shifu'nun portresini asılıydı, kokan kova ve çöp kutusu da oradaydı. Soğan kabukları da dâhil olmak üzere atıkları çok kötü kokan kutusuna atıyordu. Ona sık sık hatırlatmıştık ama dinlememişti. Hepimiz Shifu ve Dafa'ya gereken saygıyı göstermekte başarısız olmuştuk.

O sabah birkaç tütsü çubuğunu ve bir bodhisattva portresini çıkardım ve Dafa kitaplarının kapaklarını yaktım (bazılarının üzerinde reklamlar vardı ve bazılarının üzerinde Çin Komünist Partisi'nin sözleri basılmıştı). Shifu'ya sunmak için büyük krepler ve meyve aldım.

2004 yılında uygulamaya yeniden başladıktan sonra, birçok takıntım ortaya çıktı ve onları ortadan kaldırdım. Örneğin, birkaç kez kocamdan hoşlanmadığımı ya da uygulayıcı arkadaşlarım hakkında şikayet etme düşüncelerim oldu. Boşluklarım istismar edildi ve vücudum bir kez daha kötü bir duruma düştü.

Bir keresinde dört gün dört gece öksürdüm, uyuyamadım ve her öksürükte göğsümdeki kemikler dayanılmaz bir acı verdi. Bunu bir hastalık olarak değerlendirmedim, eski güçlerin ayarlamalarını reddettim ve içime baktım. Takıntıyı bulduğumda yok oldu.

Rüyamda Shifu'nun iki deri çantayı masanın üzerine koyduğunu gördüm. Büyük masanın üzerinde pek çok deri çanta vardı ve bunların farklı yaşamlarda farklı seviyelerde yaptığım iyi ya da kötü şeyler olduğunu fark ettim. Ertesi gün, 2. egzersizi yaparken aniden uzun bir şekilde gaz çıkardım. Daha sonra kendimi daha iyi hissettim.

Shifu aynı zamanda uzun süredir kilitli olan zihnîmdeki anıları da açtı ve aşağı inerken ayarladığı birbiri ardına yaşamlarımda barındırdığım düşmanlık ve kızgınlığı anladım. Shifu'nun kutsamasına layık olmalıyım, daha fazla insanı kurtarmalı ve Shifu'yu eve takip etmeliyim.

Gerçekleri Ayrıntılı Açıklamak ve İnsanları Kurtarmak

Dafa ve zulüm hakkında farkındalığı arttırmak için, insanların kalabalık olduğu yerlere gitmeyi tercih ediyorum - örneğin tütün tohumları ekmek veya yeniden dikmek için vs. ÇKP'yi ve ona bağlı organizasyonları bırakmak hakkında konuşmak için acelem yok ama öncelikle Shifu'nun bize iyi bir insan olmayı nasıl öğrettiğinden bahsedeceğim. Daha sonra Dafa'nın sağlığımız üzerindeki harika etkilerine dair örnekler vereceğim.

Bazen karşımdakinin ateist görüşlerini kırmak için geleneksel kültür hakkında hikâyeler de anlatıyorum. Ya da Shifu'nun "Fa düzeltiyor" ve "Zengin ama erdemli" gibi makalelerini okuyorum. Kafeteryada insanlara Shifu'nun makalelerini okuyorum ve bazen onlara geleneksel Çin kültürü hakkında hikayeler anlatıyorum.

Bir gün altı ya da yedi kişi bir uygulayıcının dükkânına geldi. Onlara ÇKP ve bağlı orgütlerdeı bırakmayı, Tiananmen'de sahte "kendini yakma" olayını ve Gizli Taşın işaretleri anlattık. Birkaçı daha sonra istifa etmek istediklerini açıkladı ama bir tanesi "Ben çıkmak istemiyorum. Ben paraya inanıyorum." dedi.

Sonra Shifu'nun"Zengin ama Erdemli" makalesini okudum ve o da "Bu çok iyiydi. Lütfen bunu benim için yazın, duvarıma asacağım ve her gün okuyacağım." Şiiri onun için kopyaladık ve "çıkmak için sana bir takma ad verelim" önerisinde bulunduk. O da kabul etti.

Başka bir zaman, bir uygulayıcı ve ben Dafa ve zulüm hakkındaki gerçekleri açıklamak için seyahat ediyorduk. Bir ağacın altında serinleyen bir adam gördük. Bizi sessizce dinledi, hiçbir şey söylemedi ama bir dal parçası ile yere gözlerini çizdi.

Dedim ki: "Görüyorsunuz, gökyüzü insanların her hareketini ve düşüncesini izleyen gözlerle dolu. Hatırlayın, "Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü iyi, Falun Dafa iyi" sözlerini tekrarlayın ve ÇKP ve bağlı örgütlerdeni terk edin." Son olarak, "Tamam, ben Zhou Youren ismi ile ayrılacağım." dedi.

(Minghui.org'da Dünya Falun Dafa Günü'nü kutlamak için seçilmiş gönderim)