(Minghui.org) Geçimin tarımcılıkla olduğu kırsal bir bölgede doğdum. Çocukken yetişkinleri mitolojik hikayeler anlatırken dinlemeyi severdim. Yaz akşamlarında dışarıdaki serin havanın tadını çıkarırken sıklıkla gökyüzünde sürekli değişen beyaz bulutlara bakıp kendi kendime sorardım, “Gökyüzünde gerçekten tanrılar var mı? Tanrılar neye benziyorlar? Chang’e ve Yeşim Tavşan gerçekten ayın üzerindeler mi?” “Batıya Yolculuk” ve “Nezha Ejderha Kralı Ele Geçiriyor” gibi mitolojik figürleri anlatan filmleri izlemekten asla yorulmazdım.

Okuldaki öğretmenlerimiz bize Tanrının var olmadığını, Pusa’nın çamurdan yapıldığını ve Tanrıya inanmanın manevi afyon olduğunu söylerlerdi. Onlar yönetici sınıfın insanları yönetmek için kullandığı feodal batıl inançlardı ve sadece sıkı çalışıp mücadele etmek değerliydi. Gitgide ateizmin tohumları genç zihnime yerleşti. Yeni yıl kutlamaları sırasında ne zaman annemi tütsü yakıp cennet ve dünyaya secde ederken görsem annemin cahilliğine gülerdim.

Üniversiteden mezun olduktan sonra öğretmen oldum ve o zamandan beri ün ve servet denizinde yüzüyordum. Ün peşinde koşmak için öğrencilerimi sınırlarını zorlamaya yönlendirdim, fiziksel ve zihinsel sağlıklarını düşünmedim; Eğitim Bürosuna kişisel kazanca yönelik önceliğimi bildirdim ve ilerlemek için iş arkadaşlarımı incittim. Sloganım “Bir Numara Olmaya Dikkat Et”di. İyinin ödüllendirilip kötülüğün cezalandırıldığına inanmıyordum. Mücadele ilkesiyle yaşıyordum, daha kırgın ve yorgun hissediyordum.

Kronik Hastalık

1998 yazında doğum iznindeyken sırtım ve sağ bacağımın dizden alttaki kısmı ağrımaya başladı. Ağrı o kadar şiddetli ve kesintisizdi ki geceleri uyuyamıyordum.

Böyle gelişmiş bir bilimle birlikte hastanelerin beni kesinlikle tedavi edebileceğini düşünerek modern ilaçlara çok fazla inanıyordum. Bu nedenle tıbbi tavsiyeler için her yere gittim, röntgenler çektirdim, yakı bantları kullandım, uzmanlara danıştım ve yurt dışından gelen ithal ilaçlar kullandım, ama ağrı sadece daha da kötüleşti.

Bir süre sonra normal bir şekilde yürüyemedim ve bir baston kullanmak zorundaydım. Sadece sağ bacağımı düzleştirebiliyordum veya yatakta dışa doğru döndürebiliyordum, ama sola bükemiyordum veya bağdaş kuramıyordum. Vücudum sol omzumun aşağıda sağ omzumun yukarıda olmasına yol açarak sola kayıyordu ve arkaya eğiliyordu. Küçük çocuğumuza bakıyordum ve depresiftim; acının bir gün sona erip ermeyeceğini bilmiyordum.

Hastalıksız Olmak

Kız kardeşimin bir Dafa uygulayıcısı olan çalışma arkadaşı durumumu duydu ve kız kardeşime Zhuan Falun isimli bir Dafa kitabı ödünç verdi. Kitabın yazarının resmini gördüğümde kendimi ona o kadar yakın hissettim ki kitabı tek seferde okudum. Bir hazine bulmuşum gibi hissettim ve ona daha önce sahip olmadığım için hayıflandım.

O kitaptan çok fazla şey öğrendim. Kişinin hayatının anlamının kişinin gerçek benliğine dönmesi olduğunu öğrendim. Kişi iyi işler yaparsa erdem kazanacak ve kötü şeyler yaparsa da karma edinecektir. Erdem, mutluluk ve uzun ömür gibi kutsamalar getirecektir ve karma felaketler getirecektir. Hastalık dahil kişinin talihsizliklerinin hepsi karmadan gelir. Kayıp ve kazanç arasındaki ilişkiyi de anladım. İyi bir insan olup cennetsel evime dönmek için Dafa’yı uygulamaya karar verdim.

Şaşırtıcı şekilde Zhuan Falun’u okumayı bitirdikten sonra ağrılarım gitti, yürüyüp bisiklet sürebiliyordum ve duruşum normale döndü. Mide sorunum bile gitti. Çok mutluydum!

Kocam büyük değişimlerime tanık oldu ve Dafa’yı uygulamamı destekliyordu. Tüm Dafa kitaplarını satın aldı, kitapları beyaz bir kağıda sardı ve kitapların başlıklarını düzgün bir şekilde kağıdın üzerine yazdı.

Her gece Fa’yı çalışıp egzersizleri yaptım. Enerji doluydum. 26 yıl oldu ve o zamandan beri hiç hastalanmadım. Rahat, mutlu ve sağlıklı bir hayat yaşıyorum.

Oğlum Dafa’dan Faydalandı

Shifu bize diyor ki: “Siz geleneksel bir xiulian uyguladığınız için, onu sadece siz uyguluyor olduğunuz halde, diğerleri de ondan fayda sağlayacaktır.” ( Zhuan Falun, 6 Ders)

Bu Fa hakkında derin bir anlayışa sahibim. Oğlum da faydalandı ve üç yaşına girmeden önce üç kez bedeni arındırıldı. Sekiz aylıkken aniden ağlamaya başladı ve beş dakika boyunca durmadı. Oğlumun sol kulağından (oğlum iki aylıkken kulak enfeksiyonu geçirdi) çok miktarda iltihap aktığını gördüm, bu nedenle aceleyle pamuk bir bez aramaya gittim, ama döndüğümde ağlaması durmuş ve tekrar uykuya dalmıştı! Kulağı tamamen temizdi!

Bir yaşındayken günde en az beş ila altı kez ishal şeklinde çıkarmaya başladı. Beş gün devam etti. Ama oğlumun hiçbir hastalık belirtisi yoktu, yemesini ve uyumasını etkilemiyordu—hiçbir şey olmamış gibiydi.

Üçüncüsü oğlum iki buçuk yaşındayken oldu. Aniden her biri bir yanda olmak üzere üst göz kapaklarında iki adet bıldırcın yumurtası büyüklüğünde yumru oluştu ve gözleri bir çizgi kadar kısık bir hale geldi. Ama her zamanki gibi davranarak ağlamadı veya kaygılanmadı. Başkaları onu ameliyat için hastaneye götürmem konusunda beni sıkıştırdılar, ama bekledik ve iki hafta sonra yumrular hiçbir iz bırakmadan kayboldu.

Oğlumla yaşadığım bu üç olay bir kez daha Dafa’nın sıra dışı doğasını doğruladı, Shifu ve Dafa’ya olan doğru inancımda beni daha kararlı bir hale getirdi.

Büyük Bir Kazadan Korundum

Bir kış sabahı geç kalkmıştım ve aceleyle bisikletimle işe gidiyordum. Bir kavşağa geldiğimde yolun kenarında park halinde bulunan büyük bir kamyon görüşümü engelliyordu. Sola dönme konusunda tereddütlüydüm (yeni bir yoldu ve kavşakta hiç trafik lambası yoktu), bu nedenle kamyonun arkasından çıktım.

O anda bir sesin şunu dediğini duydum, “Bisikleti dışarı at.” (O sırada yolda tek kişiydim ve tehlikeli bir şeylerin olmak üzere olduğunu fark etmedim.) Tepki veremeden kendimi yolun kenarında dururken buldum—nasıl olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu—çünkü bisiklet kayarmışçasına ilerlemeye devam ediyordu. O kritik anda başka bir büyük kamyonun büyük bir güçle doğruca bisiklete doğru geldiğini ve bir hamlede onu yere serdiğini gördüm.

Sürücü taş kesilerek sordu, “İyi misiniz? Hastaneye gitmek ister misiniz?” Shifu’nun beni kurtardığını biliyordum, bu nedenle ona sakince dedim ki, “Bana çarpmadınız. İyiyim; gidebilirsiniz.”

Kötülükten Kaçmak

Temmuz 1999’da Çin Komünist Partisi lideri Jiang Zemin Falun Gong zulmünü başlattı. O zamandan beri pek çok iyi kalpli ve masum Falun Dafa uygulayıcısı beyin yıkama merkezlerinde, akıl hastanelerinde, çalışma kamplarında ve hapishanelerde alıkonulup “dönüştürülmeye” zorlandı.

2001’de yerel 610 Ofisi personelleri tarafından tutuklanıp bir beyin yıkama merkezine gönderildim ve hiçbir yasal prosedür olmadan neredeyse dört yıl alıkonuldum.

Çin Komünist Partisinin (ÇKP) Falun Dafa’yı karalayan propagandalarının bombardımanına uğradık ve inancımızdan vazgeçtiğimize dair yazılar yazmaya zorlandık. Reddettik. Bizi bir odaya kilitlediler, aile ziyaretlerinden yoksun bıraktılar ve bir küveti tuvalet olarak kullandırdılar. Yazın bizi tarlada koşturdular ve su, duş, yemekten mahrum bıraktılar, bunlardan başka üç gün art arda olacak kadar uzun süre uykudan mahrum bıraktılar.

Başka bir uygulayıcı defalarca ciddi bir şekilde dövüldü ve kaçmaya karar verdik. Shifu’nun güçlendirmesiyle kilidi açabildik ve dördüncü kattan birinci kata kadar koşup yüksek duvardan atladık.

Dışarıda yüksek duvarın altında park halinde bir fayton bulduk. Ay ışığında faytonda oturan bir adam gördüm. Fazla düşünmeden faytona binip şehirden ayrıldık.

Faytondan iner inmez bir araba geldi ve yanımızda durdu. Arabaya bindik ve hareket etti. Arabadan inerken şoföre teşekkür ettik ve otoban boyunca yürüdük.

Bilmesek de o otobanda iki ücretli geçiş gişesinden geçmek zorunda kalacaktık. İlk ücretli geçiş gişesinden yaklaşık 200 metre gerideyken aniden bir elektrik kesintisi oldu ve bütün otoban devriye polisleri sırayı kontrol etmek için ücretli geçiş gişesinin içine girdiler, böylece hiçbir sorun olmadan geçtik ve daha sonra yaklaşık 200 metre gittikten sonra elektrik geri geldi. Aynı şey ikinicisinde de oldu. O iki ani elektrik kesintisi ücretli geçiş gişelerindeki güvenlik kameralarından kaçınmamızı sağladı.

O zamana kadar neredeyse şafak vakti gelmişti, bu nedenle taksi çağırmak için otobandan ayrıldık. Yakındaki bir köye gittik ve kapısı açık bir ev gördük. İçeri girdik ve evin hanımı bize köyde biri ailesinin olmak üzere sadece iki taksi olduğunu söyledi. Kendi taksilerinin arızaları olduğunu ve uzağa gidemediğini söyledi, bu nedenle bizim için diğer taksi sahiplerinin evlerinin kapısını tıklattı. Bu bayanın yardımıyla başka bir kasabada bulunan bir uygulayıcı arkadaşın evine gitmek için bir taksiye bindik. O geceki kaçışımız sorunsuz gitti. Bu şaşırtıcıydı.

Soluğu uygulayıcı arkadaşın evinde aldığımızda bizi gördüğüne şaşırdı ve nasıl kaçtığımızı sordu. Ona her şeyi anlattım, her şeyin nasıl tamamen sorunsuz gittiğini anlattım: “Shifu yol boyunca bizi her adımda korudu! Yoksa nasıl gecenin ortasında bir fayton, faytonun hemen ardından da bir araba bulabilmemiz mümkün olabilirdi? Peki iki ücretli geçiş gişesinde tam zamanında olan elektrik kesintisi? Ve küçük bir köyde bir taksi bulmak?”

Daha sonra o gece kaçtıktan sonra yerel 610 Ofisi güvenlik polislerinin şehir çapında bir arama başlattığını ve akrabalarımızın evlerinin baştan sona arandığını öğrendik. O gece Shifu’nun koruması olmasaydı kaçmamızın neredeyse hiçbir yolu olmayacaktı.

Bu şaşırtıcı tecrübeler yaşam ve dünya hakkındaki görüşümü değiştirdi ve şimdi insanların evrendeki tek zeka sahibi gelişmiş varlıklar olmadığının farkındayım.

İnsanlar bilimin çok gelişmiş olduğunu düşünüyorlar, ama bilim o görünmez tanrılar ve Budaların var olmadığını kanıtlayamaz. Dafa’yı uygulamak evrende insanlardan daha zeki olan yüksek seviyeli varlıklar olduğunu ve insanların da uygulama, ahlaki gelişim yoluyla ve evrenin Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerini özümsemek yoluyla yüksek seviyeli varlıklar haline gelebileceklerini fark etmemi sağladı.

Bu makaleyi Shifu’ya merhameti ve bizi kurtarışı için minnettarlığımı ifade etmek, Dafa’nın olağanüstü doğasını ve Shifu’nun büyüklüğünü onaylamak için yazıyorum. Dünyanın Dafa hakkındaki gerçeği anlamasına yardım etmek, kötülüğü ifşa etmek, bu kayıp dünyayı uyandırmak, insanları ÇKP’den uzak kalıp ÇKP ve bağlı gençlik örgütlerinden çekilmeleri ve huzur içinde kalıp yaklaşan büyük felaketten kurtulmaları yönünden teşvik etmek de istiyorum.

(Minghui.org'da Dünya Falun Dafa Günü'nü kutlamak için seçilmiş gönderim)