(Minghui.org) Çocukluktan itibaren süregelen kötü sağlığım nedeniyle büyürken çok fazla acı çektim. Hem Çin hem de Batı tıbbında çeşitli tedaviler denedim, halk arasında bilinen birçok yönteme de başvurdum, ancak hiçbiri işe yaramadı ve acı içinde yaşadım.
Çocuğumu doğurduktan sonra doğum sonrası kanama ve meme iltihabı geçirdim, bu da hayatımı daha da dayanılmaz hale getirdi. Hastane hastane dolaştım ve yaşamanın ölümden beter olduğunu düşündüm.
Bir gün, 1996 yılında, annemle sohbet ederken bana Falun Gong adında bir uygulamadan bahsetti. Kendisi de yeniydi ve ayrıntılı şekilde açıklayamıyordu, ama sürekli bunun çok iyi bir uygulama olduğunu söylüyordu. Annem, bu uygulamanın insanlara iyi ve merhametli olmayı öğrettiğini, biri bize vurduğunda geri vurmamamız, biri azarladığında karşılık vermememiz gerektiğini ve her zaman başkalarını düşünmemiz gerektiğini söyledi.
“Bunu yapabilirim,” dedim anneme ve Zhuan Falun kitabını aldım.
Çocukluğumdan beri insanın nereden geldiğini ve ölümden sonra nereye gittiğini merak ederdim, özellikle de babam öldükten sonra. Zhuan Falun tüm sorularıma cevap verdi ve kitabı elimden bırakamadım.
Kısa bir süre sonra aniden ateşlendim ve ardından tüm sağlık sorunlarım ortadan kaybolduğu için kendimi yeniden doğmuş gibi hissettim.
2004 yılı civarında bir tur grubuyla Hong Kong’a seyahat ettim. İlk durağımız, tüm şehri panoramik olarak görebildiğimiz Victoria Zirvesi idi. Akşam olmak üzereydi ve otobüs turistik alana yaklaşırken yerel uygulayıcıların kurduğu gerçeği açıklayan sergi panolarını gördüm. Oraya gidip onlardan biriyle kısa bir sohbet ettim. Ardından Epoch Times gazetesinin bir nüshasını alıp ayrıldım.
Otobüse döndüğümüzde tur rehberi, “Falun Gong’u gördünüz mü? Burada olmak için para alıyorlar,” dedi.
“Emin misiniz?” diye sordu biri.
“Evet, kesinlikle.”
Falun Gong çok hassas bir konu olduğundan, konuşma burada sona erdi. Otobüsün en arkasında oturuyordum ve içimden, “Shifu, bu tur rehberini uyandırmalıyım,” diye düşündüm.
Bir süre sonra tur rehberi mikrofona aldı ve önce akşam yemeği yiyeceğimizi, ardından otele geçeceğimizi söyledi. Daha sonra otel odalarını paylaştırmaya başladı. Sonunda bana, “İkimiz aynı odayı paylaşacağız, olur mu?” dedi.
“Olur,” dedim gülümseyerek.
Akşam yatağımda gazete okurken, o bir sigara çıkardı ve “Sigara içmemi sakıncası var mı?” diye sordu.
“Hiç sorun değil,” dedim.
“Bugün bir Falun Gong üyesiyle konuştuğunu gördüm.”
“Evet, konuştum,” diye cevap verdim. Sanki bir şey söylemek istiyor gibiydi ama sustu.
“Ben biraz dışarı çıkacağım, geç dönebilirim,” dedi.
“Tamam, dikkat et, kendine iyi bak,” dedim.
Kalan günlerde bana karşı daha samimi davranmaya başladı, çünkü nezaketimi ve anlayışımı hissedebiliyordu. Hayatta genç kadınların karşılaştığı zorluklardan ve endişelerden açıkça bahsetti. Ben soru sormadım, sadece dikkatle dinledim ve uygun gördüğümde bazı tavsiyelerde bulundum. Her seferinde söylediklerime katıldı.
Bazen günlük gezilerimiz bittikten sonra birlikte kısa yürüyüşler yapar, akşam sohbetleri için atıştırmalıklar alırdık. Ne zaman bir yere birlikte gitmemi istese, onu hiç reddetmezdim ve zamanla arkadaş olduk. Artık bana her şeyini anlatabiliyordu.
Hong Kong’dan ayrılmadan bir gece önce onunla uzun bir sohbet ettim. Falun Dafa’yı nasıl elde ettiğimi, bu uygulamanın beni nasıl sağlıklı, yüksek ahlaklı, yeni bir insana dönüştürdüğünü anlattım. Ayrıca toplumdaki ahlaki çöküşten ve Falun Dafa’nın dünyaya nasıl yayıldığından bahsettim. Shifu Li’nin bizden hiçbir şey istemediğini, sadece başkalarına faydalı olan saf bir kalp istediğini söyledim.
Shifu Li bana bilgelik ve cesaret verdi; onunla farklı açılardan konuşabildim ve Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) uydurduğu yalanları görmesini sağladım.
“Birçok insan yalanlar ve iftiralar tarafından kandırıldı. Gerçeği bilmezlerse sonunda yok olabilirler. Çin anakarasından gelen turistler, burada Hong Kong’da gerçeği öğrenebildikleri için şanslılar. Bir tur rehberi olarak, eğer hiçbir şey söylemezsen ve insanların kendi kararlarını vermelerine izin verirsen sorun olmaz; ama eğer doğru olmayan bir şey söylersen, bu bir zorbanın kötülük yapmasına yardım etmek olmaz mı? Elbette sen de ÇKP’nin yalanlarının kurbanısın, ama senin sözlerine inanıp Falun Gong’a karşı olumsuz bir tutum geliştiren insanlar sonunda tamamen mahvolabilirler.”
Sözlerim onu gerçekten sarstı.
“Lütfen abla, ben gerçekten Falun Gong hakkında hiçbir şey bilmiyordum, sadece başkalarının söylediklerini duymuştum.”
“Anlıyorum, merak etme. Shifu Li seni suçlamaz çünkü sen de bu yalanların bir kurbanısın. Ben bir Dafa uygulayıcısıyım ve sana anlattıklarım gerçektir. Eğer işini kullanarak turistik yerlerde insanlara gerçeği anlatmalarına vesile olursan, bu büyük bir erdem olur.”
Onun derinden etkilendiğini hissedebiliyordum. Saat neredeyse sabah 3’tü, bu yüzden Hong Yin’den “Bir İnsan Olmak” şiirini okudum ve sonra uyuduk.
Ertesi sabah hazırlanırken bana, “Abla, ben Komünist Gençlik Birliği’nden ayrılmak istiyorum,” dedi. Ona internet üzerinden ayrılmasına yardım edeceğime dair güvence verdim. Ardından, “Dün gece okuduğun şiiri bana gönderebilir misin? Onu sık sık okumak istiyorum,” dedi.
Turumuz sona erdi ve birbirimize el sallayarak vedalaştık. Onun uzaklaşan siluetine bakarken içimden, “Belki de bu gerçeği öğrenmek için on binlerce yıldır bekliyordu,” diye düşündüm.
Dafa uygulayıcıları tek bir beden gibidir. Hong Kong, Tayvan, Güney Kore, Japonya, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki uygulayıcıların insanlara gerçeği açıklamak için kendilerini adadıklarını gördüğümde, her seferinde gözlerim dolar ve bu özverilerine derinden hayran kalırım. Biz bunu kendimiz için yapmıyoruz; bu, Dafa’da xiulian uygulamanın bir parçası olan merhametli bir eylemdir.
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Gerçeği Açıklama