(Minghui.org) Gözaltı merkezinden serbest bırakıldıktan sonra, özellikle de son makaleler olmak üzere, Shifu’nun öğretilerini okumaya odaklandım. Kendime şunu sordum: “Madem sorun benim yaptığım şikayetten kaynaklandı, o halde bunu düşünmem lazım. Bu şikayeti yapmaktaki motivasyonum neydi—saf mıydı?” Yeterince şefkate sahip olmadığımı fark ettim. Yüzeyde onlara gerçeği anlatıyor, onları durumdan haberdar ediyordum; gerçekte ise sadece annemin eve dönmesini istiyordum. Niyetim şefkatli, doğru ya da saf olmadığı için, bundan faydalanılabilecek bir boşluk oluşmuştu.

(Birinci Bölüm’den devam ediyor)

İyiliğin Önemi

İlçe savcılığı şikayetimi kabul etmediği için şehir savcılığına gittim, fakat oradaki görevliler de kabul etmedi. Bunun üzerine, kolluk kuvvetlerinin görevi kötüye kullanmasıyla ilgili şikayet dilekçesi vermek için emniyet müdürlüğünün dilekçe bürosuna gittim. Benimle ilgilenen yardımcı polis memuru çok soğuktu. Falun Dafa ile ilgili bir dava için karakola dilekçe vermeye geldiğime inanamıyordu. Kişisel bilgilerimi kaydettikten sonra, ondan adını ve polis kimlik numarasını istedim. Adını söylemeyi reddetti, fakat ben kimlik numarasını not aldım.

Oldukça düşmanca görünen başka bir polis memuru içeri girdi. Ona, Çin Anayasası’nın inanç özgürlüğü tanıdığını ve Falun Dafa’nın bir “kült” olmadığını söyledim. Beni durdurdu ve sesini yükseltti: “Eğer böyle düşünüyorsan, konuşmamızın bir anlamı yok,” dedi.

Shifu’nun şu sözlerini hatırladım:

“Polisler de kurtarılmayı bekleyen canlılardır.” (2013 Büyük New York Fa Konferansında Fa'nın Öğretilmesi)

Elimde 2000 yılında Kamu Güvenliği Bakanlığı’nın yayımladığı 39 No’lu belge ve 2011’de Devlet Basın ve Yayın Genel İdaresi’nin yayımladığı 50 No’lu belge vardı. Sandalyemi ona doğru biraz daha yaklaştırdım ve şöyle dedim: “Bence bunu konuşmak durumu anlamamıza yardımcı olur. Eğer siz Falun Dafa’nın bir ‘kült’ olduğuna inanıyorsanız lütfen bunun kanıtını gösterin; ben de size kanıt sunabilirim. Buraya sizden bir şeyler öğrenmeye geldim.” Bunu söylerken gözlerinin içine baktım. “Bilgisayarınız var, araştırabilirsiniz. Falun Dafa’ya yönelik zulüm yıllardır sürüyor, ancak bunun hiçbir yasal dayanağı yok. Siyasi Güvenlik birimi annemin ‘bir kült organizasyonu kullanarak kanunların uygulanmasını baltaladığını’ iddia etti. Bu doğru değil, zira annemin böyle bir gücü yok.”

Hiçbir şey söylemedi ama yüzündeki düşmanca ifade azaldı.

Şöyle dedi: “Siyasi Güvenlik Şubesi davaları tek başına yürütür, biz onların yaptığına karışamayız. Dosyalarına erişimimiz yok. Şehirdeki tüm Falun Dafa davaları bu şekilde işleniyor. İlçe emniyet müdürlüğüne geri dönüp yazılı bir yanıt talep edebilirsiniz.”

Ona şöyle dedim: “Bugün buraya geldim ve yaptığım şikayeti birlikte gözden geçirdik. Bir polis memuru olarak, Siyasi Güvenlik Şubesi tarafından yürütülen davalar üzerinde yetkinizin olmadığını ve ilçe emniyet müdürlüğünden yazılı bir yanıt talep etmemi önerdiğinizi söylediniz. Tüm bunları not aldım. Adınızı da söyleyebilir misiniz, böylece bunu da ekleyebilirim?” Adını vermeyi yine reddetti ve polis kimlik numarasının yeterli olduğunu söyledi.

Ben de şöyle dedim: “Binanın girişindeki tabelada ‘Kamu Güvenliği Departmanı halka hizmet eder’ yazıyor. Fakat bu doğru değil. Aslında buradaki kimsenin bu sorunu çözebileceğini ummuyorum. Yine de konuşabileceğimizi ve bu sayede daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum. İlçe emniyet müdürlüğüne, ilçe savcılığına, ilçe hükümetine ve şehir savcılığına gittim. Hepsi davayı kabul etmeyi reddetti. Sorumluluktan kaçtılar ve isimlerini söylemeyi reddettiler. Bu zulüm yasal ise korkulacak bir şey yok demektir,” dedim. “En azından siz beni dinlediniz.”

İki polis memuru da duygulandı. Babamla benim oraya nasıl geldiğimizi ve eve nasıl döneceğimizi sordular. Bilgileri içeren materyalleri orada bırakmak istedim ama içlerinden biri başını sallayıp güvenlik kamerasını işaret etti. Ben de “Pekala o zaman. Bu bilgileri internette de bulabilirsiniz,” dedim.

Bu deneyim aynı zamanda benim daha iyi bir şekilde xiulian yapmama da yardımcı oldu. Daha sonra adalet sistemindeki yetkilileri ziyaret ettiğimde, bir önceki gün okuduğum Fa öğretilerini her zaman hatırladım. Fa her zaman bana yardım etti ve Shifu’nun yanımda olduğunu hissettim. Fa’yı hatırladığım sürece, durumları düzgün ve doğru düşüncelerle ele alabiliyordum.

Sağlığım da düzeldi. Geçmişte aynı anda birkaç şey düşünmem gerektiğinde başım ağrır ve başım dönerdi. Yeni bir şey olduğunda zihnim karmakarışık düşüncelerle dolardı. Özellikle annem tutuklandıktan sonra, babamın evine yürürken baş dönmem çok şiddetliydi. Fakat önümdeki yola odaklandım, düşüncelerim doğruydu ve güçlü bir enerji hissettim. Sonra zihnim sanki bir düğmeye basılmış gibi aniden değişti. Artık başım dönmüyordu ve zihnim berrak oluyordu. O zamandan beri, ne olursa olsun artık baş dönmesi yaşamıyorum.

Ayrıca, Shifu’ya Fa-düzeltmesinde yardımcı olurken zihnimi kontrol etmem gerektiğini de anladım. Gelişigüzel düşünceler karmaşık olabilir. Bazı şeyleri bırakmak ve Shifu’nun bizden istediğini yapmak daha iyidir.

Özgeci Olmak

Annemin tutuklanmasından bir ay sonra, annem adına şikayet dilekçesini postayla yolladığım için ben de tutuklandım. Polis evimi bastı ve ben 10 günlüğüne gözaltına alındım.

Bir polis beni aradı. Yalan söyleyerek kendini karakol amiri olarak tanıttı ve annemle ilgili bir yanıt vermek istediğini söyledi. Ona inandım ve ertesi gün karakola gitmeyi planladım. Ertesi sabah aradı, amirin toplantıda olduğunu söyleyip evde telefon beklememi istedi.

Ben beklerken dört polis evimi aramak için geldi. Dafa kitaplarını korumaya kararlıydım. Arama kararı ve kimlik numaralarını görmek, ayrıca aramanın yasal dayanağını bilmek istedim. Aynı zamanda cep telefonumla video kaydı aldım. Bu şekilde konuşarak yaklaşık 10 dakika geçirdik. Bu sırada babam Dafa kitaplarını saklamayı başardı.

Polisler beni sorgu için karakola götürdüler. Sakin kaldım ve evimi arayan polislerin çekilmesini talep ettim. Onlara sadece bir Falun Dafa uygulayıcısı olduğumu söyledim.

Şöyle dedim: “Beni buraya şikayet dilekçesi verdiğim için çağırdınız. Üstlerinizin de bu dilekçeyi aldığını düşünüyorum. Siz de ben de biliyoruz ki ne annem ne de ben herhangi bir kanunu ihlal ettik. Bugün olanlar hakkında şikayette bulunma hakkına sahip olduğum için bunları size söylüyorum.”

Görevli polisler söylediklerimi anladılar ve bana saygı gösterdiler. Siyasi Güvenlik Şubesi’nden emir aldıkları için başka çareleri olmadığını söylediler.

Gözaltı merkezine götürüldükten sonra kendimi kötü hissettim. Akşam yemeği için verilen buharda pişmiş ekmekleri ve tuzlu sebzeleri görünce ağladım. Shifu’nun şu sözlerini ezberden okudum:

“Aydınlanmış Yüce bir Varlık zorluklardan korkmaz,
Kıvama getirilmiş çelik gibi sağlam bir iradeye sahip olarak.”
(Hong Yin ll, Doğru Düşünceler ve Doğru Eylemler)

Kendim için üç beklenti belirledim. Birincisi, madem buradaydım, daha da gayretli bir şekilde xiulian yapmam gerekiyordu—bu günleri boşa geçirmeyecektim. İkincisi, insanlara Dafa hakkındaki gerçekleri anlatmalı ve onlara bir Falun Dafa uygulayıcısının şefkatini göstermeliydim. Üçüncüsü, zulme karşı yasal yollarla karşı çıkma konusunda hep önde giden bendim. Birçok uygulayıcı bana bakıyordu. Kararlı kalmalıydım ki onlar umudunu kaybetmesin.

Bu 10 gün boyunca Fa’yı ezberden okudum, doğru düşünceler gönderdim ve Dafa şarkıları söyledim. Hiç insani düşüncem yoktu ve Shifu’nun korumasını hissediyordum—enerjiyle doluydum. Annemin hemen eve dönmesi yönünden takıntılı olduğumu fark ettim. Bu, eski güçlerin faydalanabileceği bir boşluktu. Shifu, “Xiulian yapın, öğrencilerim, hiç açık nokta kalmayıncaya dek,” (Kaybolmuşluğun Ortasında Xiulian Uygulamak, Hong Yin) demiştir. Bağımlılığımın bir boşluk olduğunu fark ettikten sonra, Shifu’nun zamanla ilgili öğretilerini tekrar tekrar okuyarak bu takıntıyı ortadan kaldırdım.

Shifu şöyle yazmıştır:

“Dafa, zamanı, boyutu, çok sayıda canlı türünü ve her şeyi yaratmıştır; var olan her şeyi kapsar ve hiçbir şeyi dışında bırakmaz. Bütün bunlar ise, Dafa'nın "Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü" karakterlerinin farklı düzeylerdeki somut tezahürleridir.” (Zhuan Falun, Lunyü)

Bu sözleri ezberden okuduğumda, kendimi Shifu’nun derin şefkati ve enerjisi içinde buldum. “Shifu, yanılsama içindeydim. Zaman konusundaki düzenlemelerinizden şüphe etmeyeceğim. Alçakgönüllü kalacağım. Lütfen bana güvenin,” dedim.

Gözaltı merkezinde kaldığım süre boyunca Fa’nın içinde yüzüyordum ve şefkatle davranıyordum. Diğer tutuklulara, genç bir uygulayıcının zorluklara katlanabildiğini, açık fikirli ve başkalarını düşünebilen biri olduğunu gösterdim. İlk başta koğuş arkadaşlarım bana acımış ve beni saf bulmuştu. Sözlerim ve davranışlarım sayesinde tavırları değişti. Annemin bir an önce eve dönmesini umdular ve bana güvenlik konusunda dikkatli olmam için sık sık hatırlatmada bulundular. On günün sonunda serbest bırakıldım.

Eve döndükten sonra, özellikle de Shifu’nun son makaleleri başta olmak üzere, Fa’yı çalışmaya öncelik verdim. Kendime şunu sordum: “Sorun benim yaptığım şikayetten kaynaklandığına göre, bunu düşünmem gerekiyor. Neden bu şikayeti yaptım? Bunu o insanlara yardım etmek için mi yaptım? Niyetim saf mıydı?” Yeterince şefkatli olmadığımı fark ettim. Yüzeyde onlara gerçeği anlatıyor ve bilgilendiriyordum; gerçekte ise sadece annemin eve dönmesini istiyordum. Niyetim şefkatli, doğru ve saf olmadığı için, bu durum eski güçlerin kullanabileceği bir boşluk haline gelmişti.

Shifu’ya şöyle söyledim: “Daha iyi olacağım. Kendimi daha yüksek bir standartta tutacağım. Böylece Shifu’ya insanların kurtarılmasında yardım ederim, geride kalmam.” Shifu Dafa’nın ilkeleriyle beni aydınlattı ve her gün geliştiğimi hissettim—tanrısal yanımın uyanmakta olduğunu hissettim.

Bu davalara karışan kişilere mektup yazmaya devam ettim ve niyetime dikkat ettim. Eğer bir mektup, o insanların gerçeği öğrenmesine ve kurtulmasına yardım etmeyecekse, onu yazmıyordum.

İdari itiraz dilekçesi yazmayı planladığımda, Shifu’nun şu sözlerini hatırladım: “Doğru düşünceler tüm gökyüzünü parlak hale dönüştürür” (Görünüşe Aldanmak, Hong Yin IV)

İdari itirazı yazma niyetimin doğru olmadığını fark ettim—sorunu çözmeye odaklanmıştım ve sürece karışan insanları yeterince düşünmüyordum. Ertesi gün, idari itirazı yazmaya başladım. Bu kez odak noktam, okuyuculara zulüm hakkındaki gerçekleri anlatmak ve Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) propagandasını çürütmekti; böylece adalet sistemindeki insanlar gerçeği öğrenebilecekti. Kendi şefkatime güveniyordum ve yazdığım belgenin Dafa’dan gelen bir güce sahip olduğunu biliyordum. On gün gözaltında tutulduğum sırada aldığım ders, xiulian uygulamamda beni daha dengeli ve olgun hale getirdi.

Eskiden, sorunlarımı çözmek için doğru düşünceler gönderirdim. Şimdi ise kayıpları azaltmak ve insanları kurtarmaya yardımcı olmak için sırtımı ve boynumu dik tutuyorum. Doğru düşünceler gönderme süremi de uzattım. Shifu’ya Fa-düzeltmesinde yardımcı olma misyonumuzun ne kadar kutsal olduğunu hissedebiliyorum. Kötü düşünceler ortaya çıkmaya cesaret edemiyor. Sanki boyutum ateşli bir zemin gibi. İçeri girer girmez sıcaklığı hissediyorlar ve geri çekiliyorlar; aksi halde hemen yok ediliyorlar.

Farklı Görüşleri Dengelemek

Mahkemeden bir avukat aradı ve annem için yakında duruşma yapılacağını öğrendim. Babamla birlikte bir insan hakları avukatı tutabildik ve aile üyesi olarak müdafi olmak için başvurdum.

Adalet Forumu’ndaki uygulayıcılar bana çok yardımcı oldular. İlgili hukuki bilgileri dikkatle okudum, özellikle de delil sunma adımlarını dikkatle okudum. İlk başta hukuki prosedür gözümde çok kuru ve anlaşılması güç görünüyordu. Biraz ara verip Fa’yı okuyordum ve kendime bunu neden yaptığımı hatırlatıyordum. Bir hafta sonra, savunma beyanını Adalet Forumu’na gönderdim ve geri bildirim istedim. Uygulayıcılar, niyetimin saf olmadığını gösteren bir paragrafı silmemi önerdiler. Dafa’yı öne koymak yerine, sıradan insanlara bu meseleyi düzeltme fırsatı vermiştim.

İnsan hakları avukatıyla koordinasyon konusunda da zorluk çektim. Bana, hukuki prosedürü kendim çalışmak yerine yerel uygulayıcılarla çalışmam gerektiğini söyledi. Adalet Forumu’ndaki uygulayıcılar hukuk uzmanıydı ve bana hukuki dayanağı olan materyaller sağlamışlardı. Bazı yerel uygulayıcılar ise, zulme yasal yollarla karşı koyma deneyimlerimi anlattığımda, kendimi ön plana çıkardığımı düşündüler. Bunun, bazı uygulayıcıların Dafa yerine beni takip etmesine yol açabileceğini ve böylece Dafa’ya zarar verebileceğini söylediler.

Mahkeme savunmasına hazırlanırken xiulian uygulamamda gevşedim. Düşüncelerimi eskisi kadar yakından incelemek için zamanım kalmıyordu.

Mahkemeye giderken Shifu’nun şu sözlerini ezberden okudum:

“Zorlukları ne kadar büyükmüş gibi algılarsanız, işleri sürdürmek de bir o kadar zorlaşır, çünkü "görünüş zihinden kaynaklanır." Bu yüzden de göreviniz inanılmaz külfetli bir hale gelir.” (Epoch Times Toplantısında Fa'nın Öğretilmesi)

Duruşma sırasında annem çok iyiydi. Zihni berraktı ve doğru düşünceleri güçlüydü. Hakim adildi ve ilk kez müdafi olduğum için biraz gergin olduğumu anladığını söyledi.

Shifu bana, avukatların yerel uygulayıcılardan destek almalarını vurgulayarak, Adalet Forumu’ndaki uygulayıcıların hukuki prosedürlere odaklanması arasında bir çelişki olmadığını gösterdi. Shifu bunları uyumlu hale getirebilmem için bu konunun iki yönünü de görmemi sağladı. Bazı uygulayıcılar beni överken, diğerleri eleştiriyordu—bunun, kibirlenmem ve bu yüzden yok olmam diye gerçekleştiğini biliyordum. Aslında, bu karmaşıklık bana daha geniş bir açıdan bakma fırsatı verdi.

Geçmişte çatışmalardan kaçardım. Oysa korku da bir bağlılıktır. Bir uygulayıcı çatışmalarla yüzleşmeli, farklı bakış açılarını görmeli ve kendini geliştirmek için en iyi yolu bulmalıdır. Bu fırsat için minnettarım.

Duruşmadan sonra, gelişmeleri Adalet Forumu’na bildirdim. Bir uygulayıcı beni sürekli cesaretlendirip övüyordu; başka bir uygulayıcı ise sürekli eksiklerime işaret ediyordu. Her ikisine de özverili destekleri için teşekkür ettim. Bana rehberlik ve destek sağladılar, böylece uygulayıcıların gerçekten tek bir beden olduğunu hissettim.

İkinci Duruşma

Duruşmadan bir hafta sonra avukattan bir telefon aldım; yeni deliller sebebiyle hakimin bir duruşma daha planladığını öğrendim. Kendimi çaresiz hissettim ve doğru düşünceler göndermemin bir işe yaramadığını düşündüm. Ne yapmalıydım?

Sonra Shifu’nun şu sözlerini hatırladım:

“Her türlü zorlu koşulda düşünceleriniz sabit kalmalı. Sarsılmadan durabilirseniz, tüm durumlarla başa çıkabilirsiniz.” (Orta Batı ABD Konferansı’n daki Fa Öğretisi)

Evet, üzgün olduğum için endişeleniyordum. Fakat ben bir Dafa uygulayıcısıydım, bu yüzden korkacak bir şeyim yoktu. Eğer ikinci duruşma insanların gerçeği öğrenmesine yardımcı olacaksa giderdim. Eğer olmayacaksa, duruşmayı durdurmak için doğru düşünceler gönderirdim.

Sakinleştikten sonra yeni delilleri görmek için adliyeye gittim. Yolda, hakimin benimle konuşmasını sağlamak için doğru düşünceler gönderdim. Benimle gerçekten de görüştü. Ona annemin kanunu ihlal etmediğini anlattım. Gerçekte sıradan bir vatandaş olarak kanunların uygulanmasını baltalayacak bir gücü yoktu.

“Daha önce açıkladığım gibi, annem zulüm başlamadan önce, yani 1999’dan önce Falun Dafa’yı uygulamaya başladı. Tek amacı daha iyi bir insan olmaktı,” dedim. “Fakat eski ÇKP lideri Jiang Zemin, Falun Dafa’ya nefret propagandasıyla iftira attı. Dafa’ya ve Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine baskı uygulamak yanlıştır. Bu zulüm, toplumun ahlakının bozulmasına yol açıyor. Zulme katılan birçok ÇKP yetkilisi şimdiden bunun sonuçlarıyla yüzleşti.”

İkinci duruşma, hakimin polis departmanına “Görüş Belirleme Bildirimi”nin (soruşturma sonucu ortaya konan görüş yazısı) neden sanığa ve aile üyelerine verilmediğini açıklamasını sorması nedeniyle planlanmıştı. Bunun insanların gerçeği öğrenmesine yardımcı olacağına inanıyordum. Delil sunma konusunda Adalet Forumu’ndaki önerileri okuduktan ve anladıktan sonra, kendime daha çok güveniyordum.

İkinci duruşmaya katılmadan önce, Shifu’nun şu sözlerini kendime hatırlattım:

“Bu gibi herhangi bir şeyi büyütmeyin, çünkü yaşamları kurtarmak kadar önemli bir konuda, yalnızca yapmanız gereken şeyi yapmalı ve ona sakin bir tavır ile yaklaşmalısınız. Çok iyi olmayan veya sizin umduğunuz gibi olmayan şeyler ile karşılaştığınızda, bunları kalbinize sokmayın; yapmanız gereken şeyi asil ve kendinize güvenir şekilde yapın. Eğer şeytanın engellemesinin sizi yoldan çıkarmasına izin vermezseniz, kötü unsurlar sizden kaynaklanmayacaktır, şeytan önemsiz bir hale, siz ise yüce ve muazzam bir hale geleceksiniz ve doğru düşünceleriniz güçlü olacaktır. Gerçekten durum budur.” (Epoch Times Toplantısında Fa'nın Öğretilmesi)

Duruşmaya giderken bu sözleri tekrar ettim ve düşüncelerim sakinleşti: Oraya insanlara zulüm gerçeğini anlatmak için gidiyordum. Bu, bizim ya da annem için adalet aramakla ilgili değildi. Savcıyla tartışmakla da ilgili değildi. Yapmam gereken, onlara gerçekleri şefkatle sunmaktı.

Duruşma iyi geçti. Hakim, hakim kürsüsünde oturmak yerine çoğu zaman müdafi masasına yakın oturdu. Ara sıra annemin yanına kadar geldi. Bana endişelenmememi, ilk sefer için iyi iş çıkardığımı söyledi.

Müdafi avukat da çok iyi iş çıkardı. Ülke genelinde, Dafa uygulayıcılarına yönelik suçlamaların geri çekildiği ve davaların düşürüldüğü birçok örnek var. Polisten savcılığa ve hakimlere kadar, pek çok görevli bu tür davalarda masumlara yardım etmenin yollarını buldu; ÇKP’nin yasadışı zulüm politikasının yanında yer almadılar.

Hakim dikkatle dinledi ve bunun kolay bir dava olmadığını söyledi. Polisin ya da savcılığın davayı geri çekmesini umduğunu belirtti. Gerçeği gerçekten anladığını hissettim.

Duruşmadan sonra, Çin Fahui için makale gönderme son tarihinin neredeyse geldiğini fark ettim, bu yüzden bu deneyim paylaşımı makalesini hazırladım. Lütfen, söylediğim herhangi bir şey Dafa’nın öğretileriyle uyuşmuyorsa, beni uyarın.

Bu insanların annemin davasıyla ilgilenirken gerçeği dinlemeleri için Shifu Li’ye minnettarım. Bu insanlara yardım etmek kolay değil ve elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.

İçimize bakmak çok önemlidir. Neyse ki, Shifu’nun yardımıyla kendi sorunlarımı tespit edip düzeltebildim. Daha çok genç uygulayıcının gayretle xiulian yapmasını ve önderlik etmesini umuyorum. Aynı zamanda Adalet Forumu’ndaki uygulayıcılara da teşekkür etmek istiyorum. Uygulayıcıların birbirini desteklemesi, birlikte gelişmemiz için çok önemlidir.

Teşekkür ederim, Shifu! Teşekkür ederim, uygulayıcı arkadaşlar!

(22. Çin Fahui için seçilmiş bir gönderi)

Orijinal Çince makale