(Minghui.org) “Hayat ne kadar da yorucu,” diyor röportaj yaptığımız kişi, geçmişindeki baskı ve yorgunluğunu dile getirerek. Daha fazlasına sahip olmak adına durmaksızın çabalayan bu kişinin sağlığı, sonunda alarm vermeye başlamış; gözlerinde ciddi rahatsızlıklar ortaya çıkmış, öyle ki artık işe bile gidemeyecek duruma gelmiş. İçinde bulunduğu acı ve umutsuzluk içinde, Falun Dafa ile karşılaşma şansı bulmuş. Bu uygulama, sadece gözlerindeki rahatsızlığın iyileşmesine vesile olmakla kalmayıp aynı zamanda yaşamını da aydınlatmış.
O kişi Tayvan’da bir şirkette mali işler müdürü olarak çalışan Chen Yin-Rui’dir. Çocukluğunda, ailesi balık satarak geçinirmiş ve gelirleri çok yetersizmiş. Okul harcı dönemlerinde, ebeveynleri kayıt ücretini denkleştirebilmek için sürekli borç aramaya mecbur kalırmış.
Yin-Rui ailenin en büyüğüymüş; ondan başka üç kız kardeşi daha varmış. Belki de yokluk içinde büyüdüğünden veya “erkek çocuk değerlidir” düşüncesinin yaygınlığından dolayı, babası “Kızların ortaokuldan sonra okumaları şart değil, bir beceri kazansın, para kazansın, aileye destek olsun,” diye düşünüyormuş.
Yin-Rui şöyle diyor:
“Ama ben, daha fazla okuyarak hayatımızdaki bu sıkışık durumdan kurtulabileceğimize inanıyordum. Bu yüzden her seferinde bir üst okula geçmek istediğimde babamla büyük tartışmalar yaşar, okumaya devam edebilmek için mücadele ederdim.”
Bununla birlikte, ailesinin nasıl para kazanmak için didindiğini de gördüğü için, para kazanmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyordu. Böylece ortaokulu bitirince yarı zamanlı çalışmalarla eğitimine devam etti.
“Sabahın erken bir saatinde bir kahvaltı salonunda çalışıyordum, gündüz başka bir işte oluyordum, akşam ise gece okuluna gidiyordum. Hafta sonları ise bir başka part-time iş yapıyordum.”
Yin-Rui, Hong Kong tarzı bir çay salonunda servis arabası iticisi olarak çalıştı; bir alışveriş merkezinde satış görevlisi olarak çalıştı; papaya sütü satan bir dükkanda meyve suyu hazırladı; günde birkaç saatlik bile boşluk bulsa, her yerde geçici iş aradı.
Genç kızlar hayatın tadını çıkarırken, onun tek derdi “bir an önce ekonomik açıdan rahat bir hayata ulaşmaktı.” Bir yandan çalışıp bir yandan eğitimini sürdürüyordu. Adeta durmaksızın dönen bir topaç gibiydi. Ancak 30 yaşına yaklaşırken gözlerinde ciddi sorunlar yaşamaya başladı.
Göz Hastalığıyla Başlayan Zorlu Süreç
“Önce gözlerimde yabancı bir cisim varmış gibi hissettim, sonra gözlerim gitgide güçsüzleşti; rüzgardan, ışıktan ve tozlu havadan rahatsız oluyordum. Sokakta yürürken koruyucu gözlük takmam gerekiyordu. Sorun kötüleştiğinde haftada dört kere doktora gidiyordum—göz doktoru, Çin tıbbı ve Batı tıbbı doktorlarına gidiyordum—ama kimse kesin nedenini bulamıyordu,” diyor Yin-Rui.
Bir doktor, bunun “otoimmün” bir sorundan kaynaklanabileceğini söyledi. Gözlerdeki çapak dışarı atılamıyor, gözyaşı filminde mukus benzeri iplikçikler oluşarak korneaya yapışıyor ve göz kırparken de korneada yaralar açılıyordu. Yin-Rui o süreci şöyle anlatıyor:
“Doktor iğneyle korneadaki iplikçikleri temizliyordu. Ancak iplikçikler alınırken yeni yara oluşuyor, o da tekrar iplikçik yaratıyordu. Bir defasında doktor 2 saat boyunca iplikçik temizledi, en sonunda gözlerim sargı bezleriyle kapatılarak kocamın yardımıyla hastaneden çıkabildim.”
Kör olma korkusu ve iyileşmeyen hastalığının yarattığı bunalım, onu ruhen ve bedenen bitkin düşürdü. Tam üç kez işten ayrılma dilekçesi verdi, fakat patronu onu bırakmak istemedi.
“Gözlerimden çok rahatsızlık çekiyordum, klimalı ortamlara girince hemen gözlerim yanıyordu. Motosiklet süremez olmuştum; taksiyle işe gidiyordum. Ama ofise vardıktan bir saat sonra, dayanamayacak kadar kötü hissedip yine taksiye binip eve dönüyordum,” diye anlatıyor.
“Gözlerimi iyileştirebilmek için ne duyduysam denedim. Birçok kişi çeşitli qigong türleri de önerdi, hepsini denedim. Ama uygulamalar sırasında içimde hep bir boşluk hissi vardı; ‘Neden bunları yapıyorum?’ sorusuna cevap bulamıyordum.”
Göz sorunu on yıl kadar devam etti. Sanki “kör bir şekilde filin neresine dokunduğunu anlamaya çalışır” gibi oradan oraya gidip çare arıyordu. Ta ki 2004 yılında bir iş arkadaşının telefonu onun için dönüm noktası oldu.
Zhuan Falun’u Okuyarak Göz Hastalığını Aşması
Bir gün, daha önce birlikte başka bir qigong yaptığı arkadaşı onu aradı:
“Ben yeni bir qigong uyguluyorum, sağlığa çok yararlı. Üstelik öğrenme yeri senin evinin altında.”
“Ne qigong’u?” diye sordu Yin-Rui.
“Falun Gong,” dedi arkadaşı.
“Falun Gong” adını duyar duymaz, sanki yüreğinde bir düğmeye basılmış gibi gözleri doldu:
“O an içimde hem büyük bir sevinç hem de ağlama isteği belirdi,” diye anlatıyor.
Ardından Falun Gong’un ücretsiz 9 Günlük Seminerine katıldı. Orada bir uygulayıcıdan “hazine kitap” diye anılan Zhuan Falun kitabını ödünç aldı:
“Aslında gözlerimden o kadar rahatsızdım ki kitap okumak istemiyordum. Ama uygulayıcılar, Fa çalışmanın önemini anlattılar. Çin’de 80’li yaşlarında, okuma yazma bilmeyen yaşlı kadınların dahi Zhuan Falun’u okuduğunu duydum. ‘80 yaşındaki biri okuyabiliyorsa, ben niye okuyamayayım ki?’ diye düşündüm. Her akşam çocuğum uyuyunca bir ders okuyordum.”
Birkaç gün sonra gece yarısı keskin bir koku onu uykusundan uyandırdı. Evdeki yiyecekleri kontrol etti ama bir bozulma göremedi.
“Muhtemelen Shifu vücudumu temizliyordu. Ertesi sabah kalktığımda gözlerimden bol miktarda sarı irin aktı. O günden sonra, 10 yılı aşkın süredir yakamı bırakmayan göz rahatsızlığım giderek iyileşti ve sonunda tamamen geçti. Yıllardır yaşadığım anksiyete ve fiziksel bitkinlik hissi de kayboldu.”
Sağlığına kavuşmak aslında onu çılgınca sevindirmedi, aksine sanki “dünyanın yaşanmış acılarına dair sessiz bir farkındalık” hissetti.
“Fa’yı öğrenince insan hayatının aslında tanrısal bir düzenin parçası olduğunu anladım; yaşadığım tüm acılar, beni Dafa’ya getirmek içinmiş. İçimde büyük bir huzur ve mutluluk hissettim. Shifu’ya sonsuz minnet duyuyorum.”
Yin-Rui, bir Falun Dafa Uygulama Paylaşım Konferansı’na katılırken
İçimize Bakarak Krizleri Aşmak
Yin-Rui, maliyet muhasebesi ve detaylı hesaplama becerisi gerektiren bir pozisyondan mali işler müdürlüğüne yükseldi; iş performansı her zaman üst düzeydi. Öte yandan, sürekli en iyiyi yapma tutkusu ekibi üzerinde de büyük bir baskı yaratıyordu.
“Bir ekibim vardı; şirkette herkesin kıdemi 5 yılın üzerindeydi. O dönem biraz kendimle gurur duyuyordum. Ama farkında olmadan, bir yıl içinde bu ekipteki herkes teker teker istifa etti. Departmanlar arası görevlerde birlikte çalıştığım başka bir kişi bana şunu sordu: ‘Genelde sakin ve uyumlu görünüyorsun, ama ekibindeki herkes neden işi bıraktı?’ Bu soru beni derinden sarstı ve kendimi sorgulamaya başladım: Sorun neredeydi?”
Kendini adım adım gözden geçirdiğinde, büyüyen egosunu ve yetersiz “şefkat” duygusunu fark etti:
“Onların yaptığı birçok işi ‘Zaten yapmak zorundasınız’ diyerek normal gördüm. Oysa herkesin emeği, işlerin yolunda gitmesi ve istikrar için elzemdi. Bunun bilincine vardığımda tavrımı değiştirdim. Zorluklarla karşılaştığımızda astlarımla samimi bir şekilde konuşmaya başladım, neden öyle yapmamız gerektiğini açıklayıp onların fikrini sordum.”
Yin-Rui Fa’yı çalışarak o sert kabuğunu yavaş yavaş attı.
“Bir keresinde, bir bölüm yöneticisi doğum günümde herkesin bana tebrik kartı yazmasını istedi. O da kartına, ‘10 yıllık iş hayatımda, annem gibi sıcak bir yöneticiyi ilk kez görüyorum’ diye yazdı. Bunun Dafa’nın beni nasıl değiştirdiğini gösterdiğini biliyordum.”
Başka bir seferinde, şirketi büyük bir kriz yaşadı; yine Yin-Rui’nin “içine bakması” sayesinde iş yeri, iflastan kurtuldu.
“Olaylar gelişince, ‘Şirket bu kadar büyük sorunlar yaşıyor, acaba uygulamamda bir sorun mu var?’ diye düşündüm. Shifu, bize Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerine göre kendimizi düzeltmemizi söylüyor. Acaba bunu yapabildim mi? Geriye dönüp baktığımda, ilk tepkim ‘Ekibe nasıl yardımcı olabilirim?’ şeklinde değil de ‘Neden başıma bu belayı açtılar?’ şeklindeydi. Bu düşüncelerim Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü’den uzaktı. O an büyük bir utanç hissedip gözyaşlarımı tutamadım. Tam içtenlikle Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü ilkelerinin gereksinimini anlamaya’ başlamışken, aklıma bir çözüm yolu geldi ve o sayede kriz kolayca aşıldı.”
Sert Bir Anneden, Şefkatli Bir Anneye Dönüşüm
Yin-Rui’nın “sert” tavırlı birisinden “yumuşak” birine dönüşmesi ailesine de mutluluk ve sıcaklık getirdi.
"Bir dönem kızım okula gitmekten korkar bir hale gelmişti; her sabah onu adeta bir civcivi koltuğundan tutup götürür gibi sürükleyerek okul kapısına bırakıyordum, orada başka anneler de yardıma koşuyordu; kızım debelenip karşı koyuyordu, biz zorla içeri sokuyorduk. Bu durum aylarca sürdü. Dafa’yı uygulamaya başlayınca düşündüm: ‘Neden kızım bu kadar zorluk yaşıyor? Ona ne yaptım da bu hale geldi?"
Sorunun kızında değil, kendisinde olduğunu fark etti. Dayağa ve azara dayalı yöntemlerinden vazgeçti; zaman ayırıp kızının sınıfına gidip hikayeler anlattı, kızı ve kızının sınıf arkadaşlarıyla ilgilendi. Şefkatle ve sabırla yaklaştıkça kızının isyankar davranışları ortadan kalktı, kendine güveni geldi. İki yıl sonra sınıftaki herkes, teşekkürlerini ileten bir resim çizip Yin-Rui’ye hediye etti: “Sınıfımıza gelip bize hikaye anlattığınız için çok teşekkürler,” diyorlardı.
“Dafa kendimi nasıl düzelteceğimi bana öğrettiği için gerçekten minnettarım. Eski yöntemlerimle kızımı sürekli zorlasaydım, belki de benden uzaklaşacaktı ve ikimiz de hırpalanacaktık. Şimdi artık kızımın ne huzursuzlukları ne de korkuları var. Kocam da geçirdiğim bu olumlu değişime tanık olduktan sonra Falun Dafa’yı uygulamaya başladı. Şu aralar bana ‘daha çok egzersiz yapmalısın’ diyor, hatta akrabalarımıza Falun Dafa’yı öneriyor.”
Yin-Rui’nin “sert” yapılı bir anneden “yumuşak” bir anneye dönüşmesi, ailesine neşe ve sıcaklık kattı.
Bir dönem, Yin-Rui hayatta “ün ve kazanç” peşinde koştu. Fakat sonunda o uğruna çok çabaladığı şeylerin belki de yaşamındaki en gerekli veya en önemli şeyler olmadığını fark etti.
“Hepimiz gün içinde durmadan koşturuyoruz, hayatın akışına kapılıyoruz. Dünya ne kadar hızlı ilerlerse ilerlesin, biz özümüze sahip çıkmalıyız. Neden çevremdeki insanlara ‘Falun Dafa iyi’ demekten asla vazgeçmiyorum? Çünkü Dafa, benim yaşamımın temelidir; en derin seviyemde beni dönüştürmüştür ve bu yalnızca benim değil, tüm insanların da varoluşunun temelidir.”
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Kategori: Uygulama Yolculuğu