(Minghui.org) Ben, 1996 yılının başında Fa’yı elde edip uygulamaya başlamış bir Dafa uygulayıcısıyım. 26 Temmuz 1998’de Shifu ile birlikte geçirdiğim mutlu anları, diğer uygulayıcılarla paylaşmak üzere kaleme aldım.

26 Temmuz 1998’den yaklaşık bir hafta kadar önce bir gün, şehrimizin sorumlu uygulayıcısı beni aradı ve “Changchun Genel Merkezi, seni 26 Temmuz’da Changchun’daki bir toplantıya katılman için çağırıyor.” dedi. O zamanlar iş yerimde şoför olarak çalışıyordum ve her an araba kullanmam gerekebiliyordu. Bu nedenle gidip gidemeyeceğim net değildi. Fakat o gün geldiğinde, iş yerimden herhangi bir görev çıkmadı. Böylece başka iki uygulayıcıyla birlikte sabah erken saatlerde otobüse binerek Changchun’a gittik.

Otobüsten inip şehre vardığımızda, Changchun’daki ana kavşaklarda, önlerinde Falun Dafa tanıtım panelleri ve pankartları asılı halde grup olarak egzersiz yapan uygulayıcılar gördük. Biz de indiğimiz noktada onlara katılıp beraber egzersiz yaptık. Sonra, belirlenmiş olan bir grup çalışma yerine geçtik. Orada, Genel Merkez sorumlusu bizlere gruplar hâlinde, sırasıyla Changchun Shangri-La Oteli’ne gitmemiz gerektiğini söyledi.

Otele girer girmez, toplantı salonunun son derece gösterişli şekilde düzenlenmiş olduğunu gördüm. Kürsünün üzeri sarı bir kumaşla kaplanmıştı, iki tarafında ise çok sayıda büyük çiçek sepeti yer alıyordu. O anda, Shifu’nun bu Fa konferansına katılacağı hissi içimi kapladı; kalbim heyecanla güm güm atıyordu. Herkes sıralara göre yerine oturdu. Ben, salonun ortalarında, arka tarafın solunda, kapıya yakın bir yerde oturdum. Herkes sakince bekliyordu.

Tam ayağa kalkıp lavaboya gidecektim ki kapının dışındaki holde Shifu’yu gördüm. Üzerinde takım elbise vardı, yürürken kollarını iki yana sallayarak (daha sonra Shifu’nun o sırada Büyük Falun’u döndürdüğünü anladım) ilerliyordu. Bu sırada Genel Merkez’den sorumlu kişi, “Shifu’yu karşılayın!” dedi. Hepimiz ayağa kalkıp coşkuyla alkışlamaya başladık. Shifu salona girince sürekli el sallayarak bize karşılık verdi. Ben, Shifu’nun döndürdüğü enerjinin etkisiyle kendi etrafımda bir tur dönüp öyle durabildim. O anki hislerimi tarif etmek çok zor; gözyaşlarımı tutamadım. Rüyamda bile asla hayal edemeyeceğim bir anda, böylesine büyük ve merhametli Shifu’yu gözlerimle görmüştüm. O sırada iki uygulayıcı Shifu’ya çiçek sunmak için öne çıktı.

Shifu, Fa’yı anlatmaya başlayınca, salonda tam bir sessizlik hâkim oldu; herkes büyük bir dikkatle dinliyordu. Bir süre sonra, bir görevli Shifu için biraz daha yüksek bir iskemle getirdi. Shifu üstündeki takım elbiseyi çıkardı ve sandalyenin sırt kısmına astı. İki ay sonra gördüğüm bir rüyamda, Shifu’nun bu sahnesi yeniden canlandı.

Net olarak hatırlıyorum: Shifu anlatmaya başlar başlamaz, birçok uygulayıcının not aldığını gördüm. “Acaba bu sefer not tutulmasına izin var mı?” diye bir an tereddüte düştüm. İnsanî bir düşünceye kapıldım ve ben de kalemimi çıkardım. Sadece birkaç kelime not etmiştim ki defterdeki kelimelerin Shifu’nun görüntüsüne dönüştüğünü fark ettim. Hemen not almaktan vazgeçtim. Çok geçmeden bir uygulayıcı sahneye bir not kâğıdı uzatarak, salonda not tutanlar olduğunu bildirince, Shifu da buna dair bir açıklama yaptı. O an içimden “Shifu, hata ettim, not tutmamam gerekirdi.” diye geçirdim.

Ara sırasında, Shifu kürsüden inerek basamaklarda durdu. Çevresini yeni uygulayıcılar sardı, herkes bir şeyler soruyordu. Ben de Shifu’nun tam karşısında duran uygulayıcının arkasına geçtim. Shifu elinde bir şişe su tutuyor ama bir yudum bile içmiyordu. Durmadan herkese cevap veriyordu. Shifu ne kadar yoruluyordu! Shifu’nun heybetli duruşunu, o eşsiz merhamet ve huzur dolu halini, yanı başında görmek çok dokunaklıydı. O anda Shifu’nun yanında durmak benim için tarif edilemez bir mutluluk ve gurur vesilesiydi. Bu çok kıymetli an zihnime kazındı ve asla unutamam.

Yaklaşık on dakika süren aradan sonra Shifu, Fa’yı anlatmaya ve uygulayıcıların sorduğu soruları cevaplamaya devam etti. Beş saatten fazla zaman su gibi akıp geçti. Vakit nasıl bu kadar çabuk geçti anlayamadık. Shifu salondan ayrılırken biz yine ayağa kalkıp alkışladık. Shifu, geçiş yolundaki birçok uygulayıcının elini sıkarak veda etti. Onu gözyaşları içinde uğurlarken, Shifu’nun arkasından gözlerimizi ayıramadık.

Unutamadığım o gün, 26 Temmuz 1998, aynı zamanda Shifu’nun Çin’de halka açık olarak son kez Fa’yı bizzat anlattığı tarihti. Bu konferansa katılabilmek benim için ne kadar büyük bir ayrıcalıktı; hayatımın en mutlu anıydı diyebilirim.

O anı her hatırladığımda veya Shifu’nun “Chanchun Fa Konferansında Asistanlara Fa’yı Anlatması”nı her okuduğumda gözyaşlarımı tutamıyorum ve Shifu’yu derinden özlüyorum. O sahneler hâlâ dün gibi zihnimde canlanıyor. Shifu bizleri her zaman daha iyi Fa çalışmaya, çevremizdeki uygulayıcılara destek olmaya ve bir asistan olarak sorumluluğumuzu yerine getirmeye teşvik ediyor.

Shifu şöyle dedi:

“Bugün siz, kâinattaki en şanslı canlılarsınız; çünkü bir Dafa uygulayıcısısınız. Cennetlerdeki tanrılar bile size gıpta ediyor.” (1999 Avustralya Fa Konferansında Fa'nın Öğretilmesi)

Evet, ben gerçekten çok şanslıyım. Shifu’nun merhameti beni yüceltti ve bu yücelik sayesindedir ki böylesine muazzam bir onura eriştim. Bir Dafa uygulayıcısı olarak, Shifu’ya minnettarlığımın göstergesi ancak ve ancak içtenlikle, kararlılıkla ilerlemek ve Shifu’nun sözlerini yerine getirmeye çalışmak olabilir. Uygulama yolunda daha sağlam, daha kararlı adımlarla ilerleyerek Shifu’yu biraz olsun mutlu etmeyi ve kaygılarını azaltmayı umuyorum.

[Uygulayıcılar arasındaki rasyonel paylaşım, genellikle sadece o andaki uygulama durumumuza ait anlayışımızdır. Amacımız, birbirimize iyi niyetle fikir vermek ve beraberce gelişim sağlamaktır.] 

Orijinal Çince makale