(Minghui.org) Çin’de, Çin Komünist Partisi (ÇKP) yönetimi altında dürüst insanlar dezavantajlı konumda görülür ve aptal kabul edilir. Falun Dafa’yı uygulamaya başladığımda, günlük hayatımın her alanında düşüncelerimi arındırarak, zihniyetimi geliştirdim ve takıntılarımı bıraktım. Düşüncelerim saf ve özverili hâle geldi, bedenim ve zihnim tamamen dönüştü. Doğruluk–Merhamet–Hoşgörü’nün mucizelerine tanık oldum.

Her Şeyde Doğruluk Geliştirmek

Falun Dafa’yı uygulamadan önce, ÇKP’nin ideolojisi ve öğretilerinden etkilenmiş, kurnaz ve bencil biri olmuştum. Kayınvalidem, bana güvenilemeyeceğini söylerdi. Falun Dafa’yı uygulamaya başladıktan sonra, Doğruluk, Merhamet ve Hoşgörü ilkelerine uyarak dürüst biri olmaya gayret ettim. Söz verdiğim şeyleri yerine getirdim. Aşağıda yaşadığım küçük örneklerden bazılarını paylaşmak istiyorum.

İki adet basınçlı yıkama makinem vardı ve birini erkek kardeşime vereceğime söz verdim. Ancak baktığımda, aslında sadece bir tane kaldığını gördüm. Diğerini çocuğum, arkadaşına vermiş olabilir. Yine de kardeşime söz verdiğim için elde kalan tek makineyi ona verdim.

Bir gün, erkek kardeşim arabamı ödünç aldıktan sonra yıkamak istemiş, ancak garajımda basınçlı yıkama makinesi bulamayınca, ona vereceğimi söylediğim tek makineyi de gerçekten ona vermiş olduğumu anlamış. Erkek kardeşim duygulandı ve makineyi iade etmek istedi. “Birine söz verdiğim zaman, o söz benim için geçerlidir. Makine sende kalsın,” diyerek onu geri çevirdim. Akrabalarım ve arkadaşlarım, benim güvenilir biri olduğumu ve etrafımda olmaktan hoşlandıkları söylüyorlar.

İki yıl önce, binlerce kilometre uzaktaki memleketime Çin Yeni Yılını kutlamak için arabayla gitmeyi planladım. Yola çıktığımda yoğun bir şekilde kar yağmaya başladı, fakat bir arkadaşımla buluşacağımı söylemiş olduğum için ne kadar zor da olsa gitmeye karar verdim. Otoyol bazı bölümlerde kapalıydı, kar yağışı seyahati çok zorlu hâle getirdi. Sabah erken saatte yola çıktım ve ancak gece geç saatte vardım. Ertesi gün arkadaşımla buluştuğumda çok etkilendi ve şöyle dedi: “Bir sözün bin altın değerinde olduğu söylenir, seninki ‘bin kilometre değerinde bir söz’ oldu!”

Bizler doğruluk uyguluyoruz, bu nedenle günlük yaşamımızdaki sıradan şeylerde bile kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. Bazen birine bir konuda söz verince, unutmamak için hemen yaparım ve asla ertelemem. Eski zamanlarda insanlar dürüstlüğe çok değer verirdi, verilen söz de altın kadar kıymetliydi. Ancak günümüzün Komünist Çin’inde insanlar artık dürüstlüğün ne anlama geldiğini bilmiyor. Oysa ben Dafa’nın bir öğrencisi olarak, samimi olmalı ve geleneğe geri dönmeliyim. Zarar etsem bile asla taviz vermemeliyim.

Elektrikli bir scooter almak istiyordum ve bir arkadaşım bir marka önerdi. Kendisi de yeni almıştı, tam şarjla 80 kilometre yol gidebildiğini söyledi. Ben de 4.600 yuan ödeyerek aynı modelden aldım. Bir süre kullandıktan sonra, bu modelin motorlu araç sınıfına girdiğini, yola çıkmak için 300 yuan ek zorunlu sigorta, üçüncü taraf sorumluluk sigortası ve motosiklet ehliyeti gerektirdiğini öğrendim. Benim ehliyetim yoktu ve sınava girecek kadar da genç değildim.

Arkadaşım, “Herkes ehliyet olmadan da böyle bir aracı kullanıyor. Ayrıca trafik polisi de önemsemiyor” dedi. Ancak ben, araç kullanmanın sadece kendi güvenliğimle ilgili değil, başkalarının güvenliğiyle de ilgili olduğunu düşünüyorum. Ehliyetsiz araç kullanmak yasa dışıdır ve Dafa’ya uygun değildir. Bu yüzden içim rahat etmedi ve aracı geri vermek istedim. Mağaza sahibi de aynı şeyi söyledi: “Hiçbir şey olmaz, rahatlıkla kullanabilirsiniz.”

Yine de Scooter’ı iade etmek istedim, ancak dükkan sahibi bunu anlamadı: “Yıllardır araç satıyorum, sizin kadar kararlı birine ilk kez rastlıyorum.” Ben de “Ben Falun Dafa’yı uyguluyorum, yaptığım her şeyde dürüst olmalıyım. Lütfen ödediğim ücreti iade edin,” dedim. Kararlı tavrımı gören mağaza sahibi, “Sadece sizin adına satabiliriz, değeri biraz düşecektir,” dedi.

İki gün sonra, mağaza sahibi arayıp bir alıcının 2.200 yuan teklif ettiğini söyledi ve satıp satmayacağımı sordu. Bu fiyat gerçekten çok düşüktü. Mağaza sahibi, iki aydır kullandığım için alıcının bu kadar verebileceğini söyledi. Ben de hemen kabul ettim.

Büyük bir maddi kayıp yaşamama rağmen içim huzurlu. Sonuçta ben neyi geliştiriyorum? Doğruluğu. Son yirmi yıldır, doğruyu söylemenin ve işleri dürüst bir şekilde yapmanın getirdiği mutluluğu yaşıyorum.

Her Zaman Başkalarını Düşünmek

Eskiden, istismar edilmeye tahammül edemeyen biriydim. Falun Dafa’yı uygulamaya başladıktan sonra, artık alışveriş yaparken pazarlık etmiyor, sebze alırken seçmiyorum. Pazar yerinde düzenli alışveriş yaptığım satıcılar beni iyi tanıyor ve bazen fazladan ürün veriyorlar. Ben de “Gerek yok, küçük esnafın işi zaten zor,” diyorum. Başkalarının sırtından fayda elde etmek istemiyorum; insanlar geçimlerini sağlamaya çalışıyor, hayat zaten kolay değil.

Falun Dafa sayesinde giderek daha merhametli ve iyi kalpli biri oldum. Çöplerimi dışarı atmaya her indiğimde, merdivenlerdeki atıkları da topluyorum. Mahallede yerde bulduğum çöpleri alıp çöpe atarım. Bir keresinde, çöp kamyonu mahalleye çöp saçmış ve şoförler temizlemeden gitmişti. Ben de küreği alıp birikmiş çöpleri kürek kürek bidona boşalttım.

Mahalledeki bir kanalizasyon kuyusunun kapağı, ağır bir kamyon tarafından ezilmiş ve basketbol topu büyüklüğünde bir delik oluşmuştu. Çevresindeki fayanslar kırılmış, zemin de çökmüştü. Araçlar bu bölgeden zorlukla geçiyordu. Başta, site yönetimi onarır diye düşündüm fakat kimse ilgilenmedi. Problem her geçen gün büyüyordu.

Bir torba çimento aldım, biraz kum buldum, çöken yeri tuğlalarla doldurdum ve üzerine çimento dökerek düzelttim. Ailem beni şöyle azarladı: “Etrafta yapılacak bir iş görünce hemen koşup yapmazsan rahat edemiyor musun?!” Aslında tam da öyle hissediyordum. Etrafımda olup biten her şeyi kendi işim gibi görüyorum. Biraz emek vererek başkalarının hayatını kolaylaştırmak güzel bir şey.

Bir kış günü, sitede köşeye yığılmış büyük bir kar tepeciği, kar küreme aracı tarafından temizlenmemiş ve buz kütlesine dönüşmüştü. Yol dardı ve yayalar kayıp düşüyordu. Bir kürekle kazma aldım, buzu parça parça kırıp kenara attım. Böylece araçlar ve yayalar daha kolay geçebildiler.

Bir gün, iki uygulayıcıyla birlikte kırsalda yaşayan bir uygulayıcının evine gittim. Yaklaşık on altı km uzunluğundaki toprak yol oldukça bozuktu. Oraya otobüsle gidebildik ama dönüşte aracımız olmadığı için yürümek zorunda kaldık. Yolda, kâse büyüklüğünde taşlar fark ettim; hızla giden araçlar için tehlike arz ediyorlardı. Taşları tek tek kenara attım. Yürürken de devam ettim. Diğer uygulayıcılar benden epey ilerideydi ama kasabaya varana kadar taşları temizledim. Ellerim kirlenmiş, üstüm başım toz içindeydi. Uygulayıcı arkadaşlarım çabamı takdir ettiler.

Hoşgörü ile Yükselmek

Falun Dafa’yı uygulamadan önce sert bir karakterim vardı. Uygulama yapmaya başladıktan sonra, küfretmenin ve kavga etmenin ahlaki açıdan yanlış olduğunu ve karma oluşturduğunu anladım. Kişi ancak hoşgörülü olduğunda çatışmaları barışçıl bir şekilde çözebilir.

Karakteri değiştirmek zor bir iştir. Shifu, Fa’yı daha fazla çalışmamızı ve Dafa’ya asimile olmamızı, ancak bu sayede kalplerimizin değişebileceğini söyledi. Her gün Zhuan Falun’dan bir ders okuyorum. Binlerce kez okudum ve fark etmeden değiştiğimi görüyorum.

Büyük bir hoşgörü geliştirmek hiç kolay değil. Her ne zaman zorlu bir durum yaşasam, kalbime hançer saplanmış gibi acı çekiyordum. Dayanamadığım zamanlarda, her şeyi Fa ile ölçmeye gayret ettim.

Bir akrabamın iş yeri var, zaman zaman benden mal yükleme ve boşaltma işlerinde yardım istiyor. Hiç geri çevirmedim, her zaman elimden geleni yaptım. Onun işyerinde bine yakın ürün satmasına da yardım ettim. Bazen nakit sıkışıklığı yaşadığında hiç tereddüt etmeden ona 300.000 yuan borç para verdim. Dışarıdan bakınca bana karşı çok saygılı ve nazik görünüyordu, ama arkamdan hesaplar yapıyormuş.

Karım küçük bir ameliyat olacaktı ve bu akrabam da doktoru tanıyordu. Benden doktora kırmızı zarf içinde 500 yuan vermemi istedi ve “Doktorla aram iyi, bu arkadaş indirimi,” dedi.

Daha sonra, aynı odadaki bir hasta arkadaşım gerçeği ortaya çıkardı ve aslında 200 yuan’in gerçek fiyat olduğunu öğrendim. Eşimin basit sorunu için 200 yuan fazlasıyla kâfiydi (Çin toplumunda hastalar, ameliyatın sorunsuz geçmesi ve iyileşme umuduyla doktora içinde para olan bir kırmızı zarf verirler).

Bir keresinde, bu akrabamın memleketime yakın bir yere gideceğini duydum ve beni de arabasına almasını rica ettim. Hemen “Sorun yok, çıkmadan sana haber veririm,” dedi. İki gün bekledim, sesi çıkmadı. Sonradan çoktan gidip döndüğünü öğrendim ve çok üzüldüm. Sonra, belki acil bir işi çıkmıştır ya da unutmuştur diye düşündüm. Ne olursa olsun, karakterimi geliştirmeme yardımcı olmuş oldu. Buna değer vermeli ve ona teşekkür etmeliyim.

Kısa süre sonra başka bir test yaşadım. Aynı akrabam depomu kiralamak istedi. Kira sözleşmesini imzalamadan önce beni yemeğe davet edip cömertçe, “Başka biri ne veriyorsa, ben de aynısını veririm. Daha az isteme,” dedi. “Eğer kapısını biraz genişletirsen, kesinlikle kiralarım,” dedi. Hemen bir usta tutup kapıyı genişlettim. Bu işi hallettikten sonra, eşimle ne kadar kiraya vereceğimize karar verdik. Eşim, “Daha önce başkalarına 8.000’e kiraya vermiştik. O aileden olduğu için 4.000 uygun olur mu?” diye sordu. Ben de kabul ettim.

Onu aradığımda, tereddüt etti ve “Boşver, sen başkasına kirala,” dedi. Fiyatı yüksek bulduğunu anladım. “Yüksek geldiyse biraz indirebilirim,” deyince de “Unut gitsin, istemiyorum,” dedi. Daha sonra eşi, “1.000 yuan olsa tutardık,” şeklinde söz etti. Son yıllarda kiralarda düşüş olsa da 1.000 yuan yine de çok düşük bir rakamdı! Bu resmen ailemden faydalanmaktı! O an öfkelendim: “Kapıyı büyüttürdükten sonra vazgeçiyorsun. İnsan hiç böyle yapar mı?” İçimden, xinxing standardımın yükselmesi gerektiğini biliyordum. Ben bir uygulayıcıyım; kin tutmayı reddettim.

Birkaç gün sonra akrabama, “Önceden sana fiyatı söylememek benim hatam. Net olsaydım, seni de zor durumda bırakmazdım,” dedim. Sonuçta, akrabalar da birer canlı varlık. Onların Dafa’ya ve Dafa öğrencilerine karşı tutumları çok önemli. Ben yalnızca insanları kurtarabilirim, onları yok edemem.

Eşim eskiden çok sert huyluydu; baskın ve buyurgan bir karakteri vardı. Bu durum benim için de büyük zorluklara yol açıyordu. Hayatın neden bu kadar zor olduğunu sık sık sorgulardım. Fa’yı daha derinden anladıkça içime bakmayı öğrendim. Olaylara onun bakış açısından yaklaştım, daha anlayışlı ve sabırlı oldum. Onun iyi yönlerine odaklanıp eksiklerini görmezden gelmeye çalıştım.

Xinxing’im yükseldikçe, onun da değiştiğini fark ettim. Sık sık, “Ne yemek istersin?” diye soruyor, daha sabırlı davranıyordu. Dafa hakkında konuştuğumda, o da katılıp anlatıyordu.

Geçmişe dönüp baktığımda, çok duygu doluyum ve anlatacak çok şey olduğunu hissediyorum. Shifu’ya, beni acılar denizinden kurtarıp arındırdığı, bana daha iyi ve yüce bir insan olmayı öğrettiği için derinden minnettarım. Falun Dafa beni gerçekten dönüştürdü.

(2025 Dünya Falun Dafa Günü Kutlaması İçin Seçilmiş Gönderi)

Orijinal Çince makale