Tam makaleyi indir: İngilizce Okumak için PDF – Yazdırmak için PDF
(Minghui.org) 2024 baharında, Filistin yanlısı protestolar Amerika’daki üniversite kampüslerinde patlak verdi. Binaların işgali, derslerin aksaması, altyapıya zarar verilmesi ve Yahudi öğrencilere yönelik tehditlerle birlikte bu protestoların neden olduğu kargaşa oldukça büyüktü.
New York Polis Departmanı, Columbia Üniversitesi’ndeki Hamilton Hall binasında kurulan Filistin yanlısı barikatı kaldırdıktan sonra protestocuların endüstriyel düzeyde zincirler, gaz maskeleri, kulak tıkaçları, gözlükler, çekiçler, bıçaklar ve iplerle oldukça iyi donanmış olduğunu keşfetti. Gözaltına alınan kişilerin %25’inin öğrenci olmadığı belirlendi. City University of New York'ta ise gözaltına alınanların %60’ı öğrenci değildi.
Bu protestoların sorumluluğunu Shut It Down for Palestine (SID4P) adlı bir aktivist grup koalisyonu üstlendi. Bu grup, destekçilerini "canavarın midesinde seferber olmaya" ve “Siyonizme maddi desteğe karşı savaşmaya, ABD’nin küresel emperyalizminin hizmetkârını zayıflatmaya” çağırıyordu.
Ancak daha detaylı bir araştırma, bu görünüşte bağımsız grupların çoğunun aynı finansör tarafından desteklendiğini ortaya çıkardı: Çin’in Şanghay kentinde yaşayan Amerikalı teknoloji milyonerlerinden Neville Roy Singham. Kendisi, Çin Komünist Partisi (ÇKP) ile uzun süredir işbirliği yapan biri olarak biliniyor.
2001-2008 yılları arasında, dünya genelinde casusluk bağlantıları nedeniyle kara listeye alınan Huawei adlı telekomünikasyon firmasına danışmanlık yaptı. 2019’da, ÇKP’nin propaganda sisteminde aktif olan Çinli ortaklarla birlikte bir danışmanlık şirketi kurdu. Temmuz 2023’te, ÇKP’nin düzenlediği bir stratejik iletişim konferansında Şanghay’da görüldü. Aynı yıl, sahibi olduğu Hindistan’daki medya kuruluşu NewsClick’in 2021 yılında ÇKP’nin parasıyla propaganda yapmakla suçlanmasının ardından Hindistan Mali Suçlar Dairesi tarafından sorgulanmak üzere çağrıldı.
Singham tarafından finanse edilen ve “Singham Ağı” olarak adlandırılan kuruluşlar, Network Contagion Research Institute’ye göre “2017’den bu yana Amerika Birleşik Devletleri’ne açıklanmayan fonlar ve ÇKP destekli gündem ve anlatıları aktarıyor.”
Enstitü, bu ağın giderek daha radikal bir Filistin yanlısı aktivizmi körüklemede önemli bir rol oynadığını ve SID4P’yi oluşturan yedi gruptan en az üçünün Singham’a mali açıdan sıkı bağlı olduğunu vurguladı. ÇKP, sınırsız savaş stratejilerinin bir parçası olarak, Amerikan toplumunun çeşitli yönlerine uzun zamandır sızmakta ve böylece etkisini artırmakta ve Amerikan yaşam tarzını bozmaya çalışmaktadır. Bunu da Batı toplumuna entegre olmuş masum görünümlü kişi ve kuruluşlar aracılığıyla yapmaktadır. Bu durum yalnızca büyük zararlar doğurmakla kalmamış, aynı zamanda birçok kişiyi farkında olmadan ÇKP’nin piyonlarına dönüştürmüştür.
Sızmanın Merkezi: Birleşik Cephe Çalışma Dairesi
ÇKP, 1930’lardan beri kendi yargı yetkisi dışındaki alanlarda etkisini yaymakla görevli özel bir daireye sahiptir. 5 Ocak 1939’da, ÇKP Merkez Sekreterliği, Parti bünyesinde Birleşik Cephe Çalışma Dairesini (United Front Work Department - UFWD) resmi olarak kurdu. Bu daire, Çin toplumunun her kesiminde—dini gruplar, etnik azınlıklar, siyasi partiler, iş insanları ve ÇKP dışındaki aydınlar—ve yurtdışındaki toplumlarda ÇKP’nin “birleşik cephe” faaliyetlerini yürütmekle görevlidir.
Bu faaliyetlerin kanıtı, UFWD’nin kendi resmi hedeflerinde açıkça yer almaktadır. Etnik ve dini azınlıklar bağlamında amaçları arasında “azınlık temsilcileriyle ilişkileri sürdürmek,” “azınlıklar içinden kadroların yetiştirilmesini ve terfi ettirilmesini koordine etmek” ve “ülke içinde ve dışında anavatandan ayrılmayı hedefleyen düşman güçlere, özellikle Dalai Lama Grubu’na karşı mücadeleyi koordine etmek” yer alır.
“Douzheng” (mücadele), genellikle “savaş” ya da “çatışma” olarak çevrilen, ÇKP’nin düşman olarak gördüğü yapıları yok etmeye yönelik özel bir terimidir.
Diğer ülke ve bölgeler için UFWD’nin temel amacı, “ana vatanın birleşmesini temel öncelik olarak kabul eden çalışmalar başlatmak” ve ÇKP hedeflerini ilerletecek şekilde Hong Kong, Makao ve Tayvan’da ÇKP yanlısı bağlantılar kurmaktır. Çinli göçmen toplulukları da UFWD’nin sorumluluk alanındadır. UFWD, bu gruplar arasındaki “temsilcilerle” iletişim kurmak, göçmen grupların “durumlarını” izlemek ve bu gruplar aracılığıyla propaganda yapmakla yükümlüdür. Hatta UFWD’nin resmi olarak ilan ettiği hedeflerden biri de “Çin sınırları içinde ve dışında propaganda faaliyetleri yürütmektir.”
Dünya çapındaki dış ilişkiler uzmanları, UFWD’yi ÇKP’nin yabancı ülkelere yönelik bir uzantısı ve potansiyel bir tehdit kaynağı olarak tanımlamaktadır. ABD-Çin Ekonomi ve Güvenlik Gözlem Komisyonu, 2022 tarihli Kongre raporunda şöyle belirtmiştir:
“Çin, potansiyel muhalefet kaynaklarını etkisiz hale getirmek ve ÇKP’nin politikalarını ve otoritesini meşrulaştırmak için ‘Birleşik Cephe’ çalışmalarını kullanıyor.”
Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü’nün açıklamasına göre:
“Birleşik cephe sisteminin Çin Halk Cumhuriyeti sınırlarının dışına—yabancı siyasi partilere, diasporalara ve çok uluslu şirketlere—uzanması, ÇKP’nin siyasi sisteminin dışa ihraç edilmesidir.”
Bu durum toplumsal uyumu zayıflatır, ırksal gerilimi artırır, siyaseti etkiler, medyanın bütünlüğüne zarar verir, casusluğu kolaylaştırır ve denetimsiz teknoloji transferini artırır.
Aynı enstitü, ÇKP’nin birleşik cephe çalışmalarını zararsız görünen kuruluşlar aracılığıyla yürütmesinden dolayı bu etkinin genellikle “örtülü” veya “aldatıcı” olduğunu ve izinin sürülmesinin zor olduğunu belirtiyor. ABD-Çin Ekonomi ve Güvenlik Gözlem Komisyonu, aynı 2022 raporunda Kongre’ye, UFWD’ye bağlı kuruluşları da içeren “ÇKP kontrol mekanizmalarının sınıflandırılmamış bir dizini”nin tutulmasını öneriyor.
Bu ÇKP yanlısı grupların hareketlerini izleyerek, Çin dışındaki toplumları bozmak için kullanılan başlıca UFWD stratejilerini aydınlatmak mümkündür:
bozguncu grupların finanse edilmesi, medya manipülasyonu, casusluk ve seçkinlerin satın alınması.
Toplumsal Karışıklıklara Fon Sağlama
Singham Ağı’ndan çok önce, ÇKP’nin ABD’deki toplumsal huzursuzluk çıkarmayı hedefleyen gruplarla mali bağlantıları mevcuttu.
2020 yılında Black Lives Matter (BLM) hareketi, Afro-Amerikalıların polis şiddetine maruz kaldığı algısıyla ülke çapında protestolara yol açtı. Yüzeydeki asıl hedefler meşru görünse de, bu protestoların önemli bir kısmı yıkıcı hale geldi. Sigorta Bilgi Enstitüsü’ne göre, bu protestoların neden olduğu sigortalı mülk hasarı toplamı 1 ila 2 milyar dolar arasında değişiyor—bu da BLM’yi ABD tarihinin en yıkıcı toplumsal kargaşası yapıyor.
BLM kurucularından Alicia Garza, bu protestoları desteklemek için Black Futures Lab adında bir girişim başlattı. Heritage Foundation’ın araştırmasına göre, bu kuruluşun bağış sayfası, tüm bağışların Çin İlerici Derneği (China Progressive Association - CPA) adlı bir kuruluş tarafından işlendiğini belirtiyor.
Stanford Üniversitesi’ne göre CPA, “Çin Halk Cumhuriyeti yanlısı bir sol hareket olarak başladı, Çin’in devrimci düşüncesini ve işçi haklarını tanıtmayı, halkın hizmetinde olmayı ve topluluk kontrolünü savunuyordu.” CPA ayrıca, ABD’deki diğer Çin yanlısı gruplarla birlikte çalışıyor.
Boston’daki CPA şubesi, üst düzey ÇKP yetkililerinin katıldığı bayrak törenleri düzenledi. Çin devlet medyası China Daily, CPA’nin San Francisco şubesini BLM protestolarına katılımı nedeniyle övdü.
Kasım 2023’te San Francisco’daki APEC Zirvesi sırasında Xi Jinping’i protesto eden ÇKP karşıtı gruplara karşı en az 35 Çinli diaspora grubunun mobilize edildiği Washington Post tarafından rapor edildi. Bu grupların protestoculara karşı biber gazı, fiziksel saldırılar ve sopa gibi sert yöntemler kullandığı, ayrıca protestocuların kişisel eşyalarını çaldıkları belirtildi. WeChat üzerinden elde edilen mesajlar, Los Angeles Çin Konsolosluğu’nun bu diaspora gruplarının konaklama ve yemek masraflarını karşılayarak mali destek sağladığını ortaya koydu.
Amerikalı Seçkinleri Satın Almak
UFWD faaliyetleri, ABD toplumundaki kilit pozisyondaki bireyleri destekleme yoluyla da tespit edildi. ÇKP yanlısı gruplar, belirli bireylere maddi ödüller sunarak onları ÇKP'nin çıkarları doğrultusunda hareket etmeye teşvik ediyor ve böylece dış toplumlarda bağımsız gibi görünen kendi ajanlarını yetiştiriyor.
2024 yılında Washington’da gerçekleşen bir oturumda düşünce kuruluşu başkanı Dr. Robert Atkinson, ÇKP’nin “seçkinleri satın alma” taktiklerinin yaygın olduğunu ifade etti. Kongre üyesi Andy Biggs, ÇKP’nin kimleri hedef aldığını sorduğunda Atkinson şöyle cevap verdi:
“Hepsi. Hemen hemen tüm seçkinleri hedef alıyorlar.”
Newsweek’in 2023’te yaptığı bir araştırma, UFWD bağlantılı gruplar ve bireylerden New York’taki siyasilere 1990-2023 yılları arasında 1 milyon dolardan fazla seçim yardımı yapıldığını ortaya çıkardı.
Bu araştırmanın odak noktalarından biri olan Kongre Üyesi Grace Meng, 2006’dan bu yana 270.000 dolardan fazla UFWD bağlantılı bağış kabul etti. Özellikle, Çinli iş adamı ve ÇKP’nin yurtdışındaki muhalifleri Çin’e zorla geri getirme planı olan Fox Hunt Operasyonu’na katılımı nedeniyle 20 ay hapis cezasına çarptırılan An Quanzhong’dan binlerce dolar bağış aldı. Meng, seçim bölgesinde “An Quanzhong Günü” ilan ederek bu bağışçıyı onurlandırdı.
UFWD’ye bağlı Henan Chinese Associates USA adlı diaspora grubu da Meng’in 2008’de New York Eyalet Meclisi koltuğunu kazanmasına yardımcı olduğunu duyurdu.
Amerikan akademisi de ÇKP etkisinden muaf değil. En dikkat çekici örneklerden biri olan Harvard Üniversitesi’nden nanobilimci Dr. Charles Lieber, 2020 yılında ABD Savunma Bakanlığı’na yalan beyanda bulunmak ve vergi kaçakçılığı suçlamalarıyla tutuklandı.
Dr. Lieber, 2008-2019 yılları arasında ABD hükümetinden 15 milyon dolardan fazla araştırma fonu almıştı. Ancak aynı zamanda Çin’in Wuhan Teknoloji Üniversitesi’nde “stratejik bilim insanı” olarak görev yaptı ve 2012-2015 yılları arasında ÇKP’nin "Bin Yetenek Planı (Thousand Talents Plan - TTP)" kapsamında sözleşmeli katılımcıydı.
TTP, yurtdışından akademisyenleri ÇKP için çalışmaya çekmeyi amaçlayan bir girişimdir ve doğrudan UFWD’ye bağlıdır. Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü, “UFWD’nin Batı’ya Dönmüş Akademisyenler Derneği (WRSA), TTP katılımcıları için resmi birliktir,” şeklinde açıklama yaptı.
Adalet Bakanlığı’na göre, Lieber’in üç yıllık sözleşmesi kapsamında aylık 50.000 dolara kadar maaş, 150.000 dolar yaşam gideri ve araştırmalar için 1.5 milyon dolar aldığı belirlendi. Harvard’dan bu çalışmaları gizledi.
Savunma Bakanlığı yetkilileriyle 2018 yılında yaptığı görüşmede Lieber, TTP’ye katılmadığını söyledi. 2019’da da Harvard’ın Ulusal Sağlık Enstitüsü’ne aynı yönde yanlış bilgi vermesine sebep oldu. Bu iki kurum da Lieber’in araştırmalarını finanse etmişti.
2023 yılında altı farklı suçtan hüküm giydi: federal yetkililere yalan beyan, Çin’deki banka hesabını gizleme, TTP ödemelerini saklama ve vergi beyanlarını tahrif etme. Kendisine iki gün gözaltı, iki yıl gözetimli serbestlik, altı ay ev hapsi ve 83.600 dolar para cezası verildi.
Ceza süresinin ardından Lieber hâlâ Çin üniversiteleriyle çalışmakta ve şu anda Tsinghua Üniversitesi Shenzhen Uluslararası Lisansüstü Okulu’nda profesörlük yapmaktadır.
(Devamı 2. bölümde)
Telif Hakkı © 2025 Minghui.org'a aittir. Her hakkı saklıdır.
Dünya’nın Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü'ye ihtiyacı var. Bağışlarınız daha fazla insanın Falun Dafa'yı öğrenmesine yardımcı olabilir. Minghui, desteğiniz için minnettardır. Minghui'yi Destekleyin
Kategori: Haber Yorumu