(Minghui.org) 1997 yılında Falun Dafa uygulamaya başladım ve şu anda 76 yaşındayım. Bu 27 yıllık uygulama sürecimde, Shifu’nun sınırsız merhametini ve Dafa’nın sonsuz gücünü derinden hissettim.

Dafa’yı Uygulamak, Bedenimde ve Zihnimde Büyük Değişimler Yarattı

Otuzlu ve kırklı yaşlarımda çoktan birçok hastalığım vardı. Öyle ki bazı yıllarda yarım seneyi hastalık izninde geçirmek zorunda kalırdım. Yalnızca birkaç yıllık tedavinin ardından, Xiehe Hastanesi’ndeki tıbbi kayıtlarım neredeyse 5 cm kalınlığa ulaşmıştı. Sahip olduğum hastalıklar arasında fibrotik akciğer tüberkülozu, çoklu hemanjiyomlar, karaciğer kistleri (en büyüğü 4x4 cm), pansitopeni (anormal derecede düşük beyaz kan hücresi, kırmızı kan hücresi ve hemoglobin seviyesi), tiroid nodülü, kronik farenjit, yüksek tansiyon ve başka küçük rahatsızlıklar bulunuyordu. Bu kadar çok sağlık sorunuyla elbette ruh halim de hiç iyi değildi. Kolayca öfkelenir, çabuk sinirlenirdim ve hem kocam hem de çocuğum benden korkardı. Sağlığım kötü olduğu için pek ev işi yapamıyor ve her gün kendimi tembel hissediyordum.

Dafa’yı uygulamaya başladığımdan bu yana, tek bir ilaç bile kullanmamama rağmen bedenim tamamen yenilendi. Güçlü ve sağlıklı hale geldim; cildim pürüzsüz ve narin oldu, öfkeli karakterim de önemli ölçüde düzeldi. Adeta bambaşka bir insana dönüştüm. Sağlığım düzelince ev işlerinde ana güç ben oldum. Aile ortamım huzurlu oldu ve artık birbirimizle hiç tartışmıyoruz.

Daha sonra, kocam hasta olup sık sık altını kirlettiğinde bile tiksinmedim, her şeyi temizledim. Yemeğini bitiremediğinde, kızmadan ben yedim. Eskiden bunlar düşünülemezdi. Avludaki komşularımız, “Kocan önceki hayatında çok tütsü yakmış olmalı ki senin gibi bir eşe sahip olabildi,” derlerdi.

Tüm bu değişimler, Falun Dafa uygulamamdan kaynaklandı. Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü prensipleri, kötü düşünceler ve bencil anlayışlarımdan arınmama, önce başkalarını düşünmemi sağladı. Zorluklarla karşılaştığımda, hep Shifu’nun tam yanımda olduğunu hissettim. Shifu’ya ve Fa’ya inandığım, Fa’yı rehber aldığım ve xinxing’imi yükselttiğim sürece, fazla endişelenmem gerekmiyordu; çünkü Shifu her şeyi benim için kusursuz şekilde ayarlamıştı.

Son Söz Shifu’nundur

2000 yılında, Dafa’yı uygulamaktan vazgeçtiğime dair bir garanti beyanı yazmayı reddettiğim için, çalıştığım kurum beni üç yıl erken emekli olmaya zorladı. Kabul etmeseydim, Falun Dafa’yı uyguladığım için iş yerimdeki tüm çalışanların yıl sonu primleri iptal edilecekti.

Çalışırken aylık birkaç bin yuan maaş alıyordum. Zorla emekli edildikten sonra ayda sadece bin yuan aldım. Ama hiç itiraz etmedim. Düşündüm ki başkaları benim yüzümden zarara uğramamalı. Eğer işi bırakmamakta ısrar etseydim ve iş arkadaşlarım bu yüzden maddi zarar görseydi, Dafa’ya karşı kin tutacaklar ve bu da onların hayatlarını mahvedecekti. Ayrıca, paranın sonuçta dışsal bir şey olduğunu, yiyeceğe ve günlük yaşama yetecek miktarda olmasını yeterli gördüm. Kocam ve çocuğum da maaş alıyordu, bu yüzden fazla sorun etmedim.

Fakat Çin Komünist Partisi (ÇKP), inancım nedeniyle beni zorla işten çıkarmış gibi görünmek istemedi. Bana, “sağlık sorunları nedeniyle erken emeklilik istediğime” dair bir dilekçe yazdırmak istediler. Bunu kesin bir şekilde reddettim. “Ben çok sağlıklıyım. Siz beni emekli olmaya zorluyorsunuz,” dedim.

Dışarıdan bakıldığında, inancım uğruna zarara uğramış gibi görünüyordum, ama gerçekte hep son sözü Shifu söyler. O birkaç yılın ardından, emekli maaşım her sene düzenli olarak arttı ve her seferinde üç-dört yüz yuan yükselerek diğer emeklilerinkine yakın düzeye geldi.

Üstelik çalıştığım kurum bize şehir merkezinde bir daire vermişti. Normalde transfer olduğumuz için bu dairenin geri alınması gerekiyordu. Ama sonuç olarak geri almadılar. 10.000 yuan ödedik ve daire bizim oldu. Daha sonra o apartman yıkıldığında, yerine büyük bir üç odalı daire verildi.

Tüm bu yıllar boyunca hiçbir şey için mücadele etmedim. Yine de Shifu beni böylesine büyük lütuflarla onurlandırdı.

Ebeveyn Yatak Odasına Bir Damla Su Bile Girmedi

Bu geniş üç odalı daireyi, Shifu’nun bize bir lütfu olarak gördüm ve orayı gerçekleri açıklayan materyalleri basmak için kullandım. Orada pek kalmazdım; sadece materyal basmam gerektiğinde giderdim.

Bir akşam, saat 22’yi biraz geçe, o dairedeki alt komşum arayarak evimden kendi evine su aktığını söyledi. Şaşırdım. Nasıl olurdu? Daha önce hiç böyle bir şey yaşanmamıştı.

Kocam 80’li yaşlarda olduğu için, yanıma kız kardeşimi aldım. Yolda giderken düşüncelerimi netleştirdim ve karara vardım: Birincisi, su kaçağı benim dairemden geliyorsa ve başkalarına zarar verdiyse, bir Dafa uygulayıcısı olarak Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü standartlarına uymalı ve her türlü kaybın sorumluluğunu üstlenmeliydim. İkincisi, su üst kattan geliyorsa ve benim dairemi mahvetmişse, sıradan insanların yapacağı gibi davranmamalı, başkalarını düşünmeli ve onlardan bir kuruş bile talep etmemeliydim. Bu düşüncelerle zihnim sakinleşti.

Oraya vardığımızda saat neredeyse gece yarısı olmuştu. Hızla yukarı çıktık, kapıyı açtık, ışığı yaktık ve gördüğümüz manzara karşısında şaşkına döndük: Oturma odası tamamen su altındaydı. Su yaklaşık 10 cm yüksekliğindeydi ve terliklerimin suyun üzerinde yüzdüğünü gördüm.

Ben hâlâ şok içindeyken, üst komşum aşağı indi. Meğer onların su borusu patlamış ve evde kimse olmadığı için saatlerce su akmış. Hepimiz toplanıp evimdeki suyu boşaltmaya çalıştık. Temizlik ekibini de çağırdık ve sabaha karşı 3.30’a kadar uğraşarak suyu tamamen tahliye ettik.

Kız kardeşime, “Biraz dinlenelim,” dedim. Ebeveyn yatak odasının ışığını yakmaya gidince, orayı tamamen unuttuğumuzu fark ettim. O odada Dafa ile ilgili tüm materyaller vardı. Bu oda, oturma odasına direkt bağlıydı ve mantıken ilk su dolması gereken yerdi. Onu kontrol etmeyi nasıl unutmuştuk?

Dikkatlice etrafa baktığımda, odanın zemininin tamamen kuru olduğunu gördüm. Yerden bir deste baskı kâğıdı aldım, hepsi kupkuruydu. Sevinçten içim içime sığmadı. “Kardeşim, bak! Hiç ıslanmamış,” dedim. O da “Bu tam bir mucize! Gözlerimle görmesem, anlatsan asla inanmazdım. Bu gece bu odada yatacağım!” diye cevap verdi.

Şaşırdım ve derinden etkilendim. Merhametli Shifu’muzun gerçekten de yanımızda olduğunu hissettim. Artık hiç uykum kalmamıştı.

Dairenin içindeki mobilyalar tamamen suya batmıştı. Perdeler bile yarıya kadar ıslanmıştı. Büyük yatak odası hariç diğer tüm odalardan, sekiz dokuz kova su çıkardık. Parkeler hasar gördü ve bazı süpürgelikler çatladı. Mutfaktaki davlumbaz motoru tamamen kullanılamaz hale geldi, hatta duvar prizleri bile çalışmıyordu. Üst komşularım çok korktu. Onlara, “Merak etmeyin, sizden bir kuruş bile istemeyeceğim,” diye güvence verdim.

Apartman yönetimi çalışanları bile şaşırdı. İçlerinden biri, “Teyze, en azından yeni bir davlumbaz alsınlar,” dedi. Ama ben sözümde durdum ve tek bir kuruş talep etmedim.

Bu olayın, Shifu’nun xinxing’imi yükseltmeme yardımcı olmak için ayarladığına ve en uygun düzenlemeleri yaptığına derinden inandım.

Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü Yazılı Bir Tütsü Tabağı Edindim

2000 yılı civarında, kocama iş yeri tarafından üç odalı bir apartman dairesi tahsis edildi. Artık yeterince odamız olduğu için, Shifu’nun portresini saygıyla asmak ve bir tütsü tabağı almak istedim. Shifu’nun bir zamanlar Pekin’deki Jietai Tapınağı’nda Fa konferansı düzenlediğini biliyordum, bu yüzden tapınak yakınlarındaki dükkânlara bakmaya gittim.

Gezerken, tam istediğim boyutta bir tütsü tabağı gördüm. Bronz rengi, zarif ve saygı uyandıran bir görünümü vardı. Elime aldığımda gözlerime inanamadım. Üzerinde kabartma halinde kazınmış yazılar vardı: “Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü,” “Falun Ebediyen Dönüyor” ve “Buda Fa Sınırsızdır.” Çok mutlu oldum ve sevincimi gizleyemedim. Kendi kendime, “Fiyatı ne olursa olsun, bunu eve götürmeliyim,” diye düşündüm.

Dükkan sahibi, “Gerçekten şanslısınız! Bundan elimizde sadece iki tane kaldı. Gizlice satıyoruz ve fazladan bir ücret de istemiyoruz,” dedi. O dönemde zulüm özellikle şiddetliydi, bu yüzden bu tütsü tabağına çok değer verdim.

Yirmi yılı aşkın zamandır uygulamam sırasında, buna benzer sayısız mucize yaşadım. ÇKP’nin (Çin Komünist Partisi’nin) zulmüne rağmen, Shifu’nun koruması altında ailemle birlikte sorunsuz şekilde bugünlere geldik ve büyük kazançlar elde ettik. İş arkadaşlarım ve diğer arkadaşlarım, sık sık bana, “Her zaman çok iyimser, neşeli ve enerjiksin,” derler. Onlara Shifu’mun olduğunu ve bunun gerçek bir lütuf olduğunu söyleyerek cevap veriyorum.

Günümüzde, bunca doğal ve insan kaynaklı felaket yaşanırken, umarım yaşadıklarım daha fazla insanı uyandırır. ÇKP’nin ileri sürdüğü ateizm ve evrim teorilerine inanmaya devam etmeyin. Ateist örgütlerden ayrılmadan, geleceğinizin güzel olma ihtimali yok. Yalnızca Cennet’in iradesiyle uyumlu davranarak, büyük felaketlerden kaçınabilirsiniz.

Orijinal Çince makale