​Dafa'yı Uygulamaya Başladıktan Sonra Kronik Rahatsızlıklarım Ortadan Kalktı Ve Hayatımı Tehdit Eden Kazalardan Sağ Kurtuldum

(Minghui.org) Ben kırsal kesimden 88 yaşında bir Falun Dafa uygulayıcısıyım. Ailem beni dokuz yaşındayken müstakbel kocamın ailesine çocuk gelin olarak gönderdi ve ben 18 yaşımda kocamla evlendim. Hiç okula gitmedim ve kendi ismimin karakterlerini bile bilmiyorum. Ailemiz fakirdi ve kayınvalidemin sağlık durumu kötüydü, bu yüzden doğumdan sonraki lohusalık dönemimde bile ev işlerinin çoğunu ben yapmak zorunda kaldım. Sürekli hastalanıyordum ve en çok da şiddetli migren ağrıları beni zorluyordu. Yıl boyunca, özellikle de yaz aylarında, migren olmamak için şapka takmam gerekiyordu.

Aşırı çalışan kocam da şistozomiyazis (parazitlerin neden olduğu bir hastalık), karaciğer sirozuna bağlı asit, romatoid artrit, baş ağrısı, soğuk terleme ve soğuk havaya karşı hassasiyet gibi çeşitli kronik hastalıklara yakalandı. Sağlığı o kadar kötüleşti ki artık tarlalarımızda çiftçilik yapamaz hale geldi. Çeşitli halk ilaçları ve hastane tedavileri denemesine rağmen durumu düzelmedi.

1. Kronik Hastalıklar Bir Aydan Kısa Bir Süre Falun Gong Uyguladıktan Sonra Yok Oldu

1995 yılının ikinci yarısına doğru eşimle birlikte en küçük oğlumuzun yanına gittik. En küçük oğlum ve eşi çalışmak zorunda olduğu için onların çocuklarına bakmaya yardım etmek için yanlarına taşındık. Gelinimin annesi kocamın sağlık durumunun kötü olduğunu duyunca bizi ziyaret etti ve Falun Gong'u (Falun Dafa olarak da bilinir) bize tanıttı ve onun hastalıkları tedavi etmedeki ve sağlığı iyileştirmedeki mucizevi faydalarını anlattı. Kocam daha önce sadece fiziksel durumunu kötüleştiren birçok farklı qigong türünü uygulamıştı, bu yüzden onu dinlemekte çok isteksizdi. Gelinime, “Teşekkür ederim ama artık qigong uygulamak niyetinde değilim” dedi.

Gelinim onu ikna etti, "Falun Gong gerçekten çok iyi. Annemin fiziksel ve zihinsel sağlığı uygulamaya başladığından beri iyileşti ve birçok kişi de uygulamayı yapıyor. Lütfen bir deneyin." dedi. Şüpheci olmasına rağmen, kocam acılarını hafifletmek için çaresizdi, bu yüzden isteksizce denemeyi kabul etti. Gelinimin annesi ona Zhuan Falun'un bir kopyasını bile verdi.

Ertesi sabah gelinimin annesi kocamı egzersizleri öğrenmesi için yakındaki bir parka götürdü. Dördüncü gün kocam mutlulukla bana "Bu egzersiz gerçekten çok iyi! Son birkaç gündür yemek yiyip uyuyabiliyorum ve ağrılarım önemli ölçüde azaldı. Son on yıldır ilk kez kendimi bu kadar rahat hissediyorum. Bu egzersizi yapmak istiyorum ve sen de yapmalısın." Sağlığının iyileştiğini görmekten memnun olmama rağmen, ona "Çok fazla işim var ve zamanım yok. Falun Gong'u kendi başına uygulaman sorun değil."

On gün sonra bir migren beni vurdu ve yoğun baş dönmesi ile beni yatağa hapsetti. Zar zor hareket edebiliyordum ve acı içinde kusuyor ve inliyordum. Kocam ne zaman migren atağı geçirsem endişeyle başımda dolanırdı. Bu sefer sakin bir şekilde bana, "Migrenin modern tıp tarafından tedavi edilemez. Sadece benimle Falun Gong uygula ve kesinlikle iyileşecektir." dedi. Ben de, “Eğer Shifu Li beni baş ağrımdan kurtarabilirse, ben de seninle Falun Gong uygulayacağım.” diye cevap verdim.

Konuşmamı bitirir bitirmez baş ağrım kayboldu ve hissettiğim rahatlık tarif edilemezdi. Kendi kendime düşündüm, "Ne kadar şaşırtıcı. Daha uygulamaya bile başlamamıştım ama sadece bu uygulama isteği düşüncesi ile baş ağrım geçti." Ertesi sabah kalktım ve kocama “Seninle uygulama yapmak istiyorum” dedim. Dışarı çıktığımızda şapkamı takmayı unutmuştum ama üşümedim.

Okuyamadığım için eşim Fa'yı çalışırken onu dinledim. Ayrıca her gün Shifu'nun sesli ve görüntülü derslerinin kayıtlarını izledim ve dinledim. Bir aydan kısa bir süre içinde hastalıklarım ortadan kalktı. O zamandan beri ne ilaç kullandım ne de şapka takmam gerekti. Sağlığımı geri kazandırdığı ve bana hayatta ikinci bir şans verdiği için merhametli Shifu'ya minnettarım.

Uygulamaya başladıktan kısa bir süre sonra, kocam büyük oğlumuza çiftlik işlerinde yardım etmek için memleketimize döndü, ben ise en küçük oğlumuzla kaldım. Kısa bir süre sonra, Dafa'yı uygulamadan önce yaşadığım migren semptomlarının aynısına yakalandım. Ağrıyan başımın etrafına uzun bir havlu bağladım ama hiçbir rahatlama hissetmedim. Ağrı o kadar kötüydü ki, soğuk terler döktüm ve sanki gözbebeklerim yerinden çıkacakmış gibi hissettim. Gözlerimi kapalı tutmak zorunda kaldım ama acıya rağmen sakin ve rahat kaldım. Çünkü artık bir Dafa uygulayıcısıydım ve gerçeği biliyordum. Sessizce dedim ki, "Shifu, bu bir hastalık değil. Bu benim karmamı yok etmek için bir zorluk. Shifu bedenimi temizliyor ve ben iyi olacağım. Teşekkür ederim, Shifu!"

Oğlum ve gelinim beni hastaneye götürmek istedi ama ben reddettim. “Merak etmeyin, ben iyiyim,” dedim. “Bu benim karmamı ortadan kaldırmak için bir süreç.” Daha önce kocamda ve bende meydana gelen olağanüstü Dafa mucizelerine tanık olan oğlum ve gelinim beni rahat bıraktılar. Rahatsızlığımı görmezden gelmeye çalışarak, oturup videoyu izlemek ve Shifu'nun derslerinin ses kayıtlarını dinlemek için mücadele ettim. Ayrıca egzersizleri de özenle uyguladım.

Ertesi gün kendi kendime “Kendimi çok sıcak ve yapış yapış hissediyorum, keşke bir duş alabilsem” diye düşündüm. Bu düşünce aklımdan geçer geçmez baş ağrım aniden kayboldu. Shifu'nun bana yardım ettiğini biliyordum ve hemen harekete geçerek banyo yaptım, giysilerimi yıkadım ve kurumaları için balkona astım. Odama adımımı attığım anda baş dönmesi ve ağrı yeniden başladı. Günlük hijyen rutinimi tamamladıktan sonra, Shifu'nun karmayı tekrar ortadan kaldırdığını biliyordum.

Bu süre zarfında üç gün boyunca bir şey yiyip içemedim ve sadece bir buzlu şeker yiyebildim. Gelinimin verdiği yulaf lapası ve diğer yiyecekleri yiyememiş olmama rağmen açlık hissetmedim. Her gece çok az uyumama rağmen kendimi yorgun hissetmedim. Shifu ve Fa'ya inanmaya devam ettim ve semptomlarım üçüncü günün öğleden sonrasında kayboldu. O akşam oğlum ve gelinim eve geldiğinde, onlar için akşam yemeği hazırlamış ve iki kase pilav yemiştim. Oğlum ve gelinim iyileşmemi mutlulukla karşıladılar.

Ertesi yıl, migren semptomlarım aniden geri döndüğünde en küçük kızımın evinde kalıyordum. Yerel hastane kızımın evinin hemen karşısındaydı ve kızım beni oraya götürmek istedi. Hemen reddettim ve "Ben iyiyim, endişelenmeyin. Bu sadece karmayı ortadan kaldırdığımı gösteriyor."

Shifu diyor ki:

"Hastalığınızın asıl nedeni ortadan kaldırıldı ve geriye kalan şey, birazcık zorluk ve acı çekmenizi sağlamak için kendi başına ortaya çıkacak olan bu bir parça siyah qi'dir. Birazcık bile olsa acı çekmemeniz yasaktır."  (Zhuan Falun, İkinci Ders)

Sakin kaldım ve semptomlarım kısa sürede ortadan kayboldu. O zamandan beri, yıllarca beni rahatsız eden migrenler bir daha tekrarlamadı.

2. Çıkık Kol Yeniden Yerine Oturdu

Bir yazı en küçük oğlumun evinde geçirdim. Bir akşam yemekten sonra Shifu'nun öğretilerinin ses kayıtlarını dinledim ve sonra duş almaya gittim. Ancak, banyodan çıkar çıkmaz ayağım kaydı ve kötü bir şekilde yere düştüm. Ayağa kalkmaya çalışırken sağ omzumda çok fazla ağrı hissettim. Daha sonra omuz eklemimin yerinden çıktığını fark ettim.

Sakinliğimi korudum ve sessizce Shifu'ya “Shifu, lütfen omzumun yeniden yerine oturmasına yardım edin” dedim. Bu düşüncemi bitirir bitirmez, kolum otomatik olarak kalktı ve yavaşça yere paralel olarak sallandı. Birkaç salınımdan sonra, omuz eklemimin yeniden yerine oturduğunda çıkardığı “klik” sesini duydum. Shifu'ya minnettarlığımı kelimelerle ifade edemiyordum.

Ertesi sabah gelinime olayı anlattım ve endişeyle “Anne, röntgen ve tedavi için seni hastaneye götüreyim” dedi. Ben de "Sorun değil. Shifu yerine oturmasına yardım etti" dedim. Gelinim omzuma dokundu ve mutlu bir şekilde, "Gerçekten yerine oturdu. Falun Gong inanılmaz!" dedi.

3. Kritik Bir Anda Shifu Tarafından Kurtarıldı

Bir sonbaharda, tahıl hasadı için gerekli tarım aletlerini tavan arasındaki depomuzdan almaya karar verdiğimde 76 yaşındaydım. En büyük oğlum yerel bir ortaokulda öğretmen olarak çalışmakla meşguldü. Ona zaman kazandırmak için, aletleri almak üzere yer seviyesinden üç metreden daha yüksek olan tavan arasına çıkmaya karar verdim. Merdiveni kurduktan sonra yukarı tırmanmaya başladım. Tam tepeye ulaşmış ve çatı katına çıkmaya hazırlanırken merdiven aniden kaydı ve kafa üstü betona düştüm.

Hemen bağırdım, "Shifu, kurtarın beni! Falun Dafa iyi Doğruluk-Merhamet-Hoşgörü iyi." Ayağa kalktığımda hafif bir baş ağrısı hissettim ve elimle başıma dokundum. Bir avuç saç döküldü ve başımda bir şişlik hissettim. Yaralarıma rağmen, sanki başımın üstünde yumuşak, kabarık pamuklu bir şapka varmış gibi hissediyordum ve korkmuyordum.

Düştüğümde çıkan gürültü torunumun dikkatini çekti ve koşarak yanıma geldi. “Büyükanne, ne oldu?” diye sordu. İyi misin? Seni yatağa yatırayım." Ben de "Bir şey yok. Bana biraz su getir." Komşularım da haberi duyunca koşup geldiler. Beni yatağıma yatırdılar ve oğlumu aradılar. Oğlum işten eve koştu ve beni hastaneye götürmek istedi ama ben ona güvence verdim, "Sorun yok. Shifu benimle ilgilenecek, endişelenmene gerek yok!" O geceyi Shifu'nun derslerinin ses kayıtlarını dinleyerek geçirdim.

Başımdaki şişlik ertesi sabah kayboldu, ancak başımdaki ve boynumdaki en küçük hareket dayanılmaz bir ağrıyı tetikliyordu. Midem ve bağırsaklarım acı içinde bulanıyordu. Birkaç gün boyunca sadece yatakta yatabildim, su içemedim ve pirinç bile yiyemedim. Kusmuğum ve idrarım kan içeriyordu ve beş gün sonra siyah, kuru, kanlı dışkı yaptım.

Bu olayın geçmiş yaşamlarımdan gelen karmik borçlardan kaynaklandığını ve hayatımı almak için olduğunu fark ettim. Eğer Falun Dafa ve Shifu'nun koruması olmasaydı, hayatım sona erecekti.

Her gün Shifu'nun derslerinin ses kayıtlarını dinledim ve meditasyonda oturmayı başardım. Sağlığım her gün iyileşti ve iki haftadan fazla bir süre sonra yürüyebildim ve egzersizleri düzenli yapmaya devam edebildim. Vücudum kısa bir süre sonra sağlığına kavuştu ve yerel köylüler Falun Gong'un ilahi güçlerini övdüler.

Sebze tarlamızın yanında bol miktarda yabani otun büyüdüğünü fark ettiğimde 84 yaşındaydım. Bir orak alıp yabani otları kesmeye gittiğimde, yanlışlıkla sebze tarlasının yanındaki su dolu bir hendeğe düştüm. Başıma kadar suya batmıştım. Çırpınırken sessizce “Shifu, kurtarın beni!” diye bağırırken büyük miktarda su yuttum. Birden bir güç beni kıyıya doğru sürükledi ve kenarda büyüyen otlara tutunmayı başardım. Kıyıya tırmanmayı başardım. Gözlerimden yaşlar akarken, hayatımı bir kez daha kurtardığı için Shifu'ya teşekkür ettim.

Eve dönerken bir komşumla karşılaştım ve şok içinde sordu, "Kıyafetlerin neden bu kadar ıslak? Saçların bile ıslak." Ona olanları anlattığımda, iyi olduğumu duyunca çok sevindi ve hemen diğerlerine haber vermek için koştu. Komşularımın hepsi beni ziyarete geldi. O zamana kadar kuru kıyafetlerimi giymiştim. Herkes iyi olduğumu görünce rahatladı ve “Seni koruyan Falun Gong'un Shifu'su” dediler.

4. Sıkıntıların Ortasında İyi Gelişmek

Bu sırada oğlum ve gelinim eve döndüler. Ölümle burun buruna geldiğimi duyduktan sonra kızdılar ve beni çimleri kesmeye çalışarak kendime sıkıntıya davetiye çıkarmakla suçladılar. Sessiz kalamayan komşularım araya girerek, "Onu daha fazla azarlamayın. Neyse ki boğulmadı." Ancak onlar daha sözlerini bitirmeden gelinim öfkeyle, “Boğulsaydı onu gömmek zorunda kalırdık” diye karşı çıktı. Onun sözlerini duyduktan sonra kendimi huzursuz hissettim ve “Dışarıdakiler beni sağ salim gördükleri için mutlular ama kendi ailem bana hakaret ediyor” diye düşündüm.

Sessizce odama döndüm ve olanları düşündüm, giderek daha depresif hissederken ağladım. Gecenin ilerleyen saatlerinde nihayet sakinleşmeyi başardığımda, Shifu'nun Fa'sından bir pasaj zihnimde belirdi:

"Bir anlaşmazlık ile yüz yüze gelindiğinde, herkes kendi içine bakmak zorundadır."  (Batı Amerika Konferansında Fa'yı Öğretme)

Oğlum ve gelinime karşı duyduğum şikayetin gereksiz olduğunu fark ettim. Gelinimin sözleri sert olsa da, öfkeyle söylenmişti. Çimleri biçmemi hiç istemediler ve yaşım göz önüne alındığında yapmamam gereken bir şeydi. Shifu hayatımı kurtarmasaydı ölmüş olurdum. Oğlum ve gelinim ölümümden sorumlu tutulabilirdi. Düşüncelerim aniden netleşti, kalbimdeki şikayetler ve kızgınlık ise yok oldu. Sabah egzersizlerimi yaptıktan sonra oğlum ve gelinime yaklaştım ve olayı unuttuklarını gördüm.

En büyük oğlum çocukluğundan beri miyop. Durumu göz önüne alındığında, ona hiçbir zaman ev işi yaptırmadım. Emekli ve sürekli evde, bu da gelinimin ev işlerine yardım etmeyi reddettiğinden şikayet etmesine neden oldu. Onun suçlamalarını duyduğumda kendimi rahatsız hissettim ve oğlumu savunmak için konuştum, bu da gelinimin bana karşı kin beslemesine neden oldu.

Bir gün bir akrabamız bize bir balık verdi. Gelinim oğlumdan balığı temizlemesini istedi ve oğlum balığı nasıl temizleyeceğini bilmediğini söyledi. Gelinim sinirlendi ve onu azarlamaya başladı. Kendimi mutsuz hissettim ve ona, "Nasıl temizleyeceğini bilmediğini ve net göremediğini biliyorsun. Ayrıca, onu kendin kesmen için çok az çaba sarf etmen gerekir." dedim. Gelinim daha da sinirlendi ve bana bağırdı, "Onu sen doğurdun, ama beni değil." Çifte standartlı olmakla suçlayarak söylenmeye devam etti.

Onun bakış açısını düşündükten sonra, kabul etmek zorunda kaldım. İnsanlar hiçbir şeyi nasıl yapacaklarını bilmeden doğarlar ve bağımsız bir şekilde hayatta kalmak için temel becerileri öğrenmelidirler. Gelinim zaten 60 yaşın üzerinde ve tüm ev işlerini tek başına yapması beklenemez. Ayrıca, hastalanırsa oğlum ona nasıl bakacak? Oğluma, "Ev işlerini nasıl yapacağını öğrenmeye başlamalısın." dedim. Ona balıkları nasıl temizleyeceğini ve ev

işlerini öğrettim. Oğlum artık yemek pişirme, çamaşır yıkama, temizlik, bitki dikme ve sebzeleri sulama gibi ev işlerini kolaylıkla yapabiliyor. Bağımsız bir şekilde yaşama ve hatta başkalarına bakma becerisine sahip.

29 yıldır Dafa'yı uyguluyorum, Shifu'nun yardımıyla defalarca çeşitli hastalık karmalarının, yaşam ve ölümün üstesinden geldim. Kelimeler Shifu'ya olan minnettarlığımı ifade edemez. Kalan sınırlı zamanımızda, insani takıntılarımı bırakacağım, doğru düşünceleri ve eylemleri koruyacağım, kendimi iyi bir şekilde geliştireceğim ve Dafa'nın iyiliğini dünyaya doğrulatacağım.

Orijinal Çince makale